Yeni dönemde de büyümede tüketim katkısı mı isteniyor?
BDDK’nın bir anlamda tüketim çağrısı yapan kredi kartı taksitlendirme, kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılması kararlarını okurken ilk düşündüğüm, “Yeni dönemde de büyümede tüketimin katkısı mı isteniyor”oldu. Ardından ortaya çıkacak sonuçların ne olabileceğini düşündüğümde, hane halkı borcunun artacağı, tasarruf oranının düşeceği sonucuna vardim. Bu konulara girmeden önce BDDK’nın son kararlarını özetleyeyim.
-Cari açığı azaltmak için 2014 başında kredi kartlarında taksit sınırlaması gelmiş, bir yıl sonra bu nisbi olarak gevşetilmişti. Yeni uygulama ile 2014 kısıtlamalarına son verildi.
-Yeni düzenlemeye göre tüketici ihtiyaç kredi taksit sayısı 36’dan 48’e yükseltildi.
-Kartlarda taksit sayısı 12'ye çıkarıldı.
-Bilgisayar harcamalarında taksit sayısı 10’dan 6’ya indirildi. Kozmetik harcamaları taksitlendirme dışı kaldı.
-Tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarına 72 aya kadar yeniden yapılandırma imkanı getirildi.
-Mal ve hizmet ve nakit çekimlerinde taksit süresi 12 ayla sınırlandı.
Şimdi bu kararları daha iyi değerlendirebilmek için 2002’den bu yana hane halkı borç yüküne ve tasarruf oranlarına bakalım:
2002 yılında hane halkı borç yükü toplamı 3.4 milyar lira iken, bu dönemde 400 milyar lira sınırına dayanmış durumda. Buna göre, hane halkı harcanabilir gelirin yüzde 4.3’ü seviyesindeki borç yükü 14 yıl sonra yüzde 55’lerin üzerine çıkmış durumda.
2000 yılında dünyada tasarruf oranı GSMH’ya göre yüzde 23.8 iken Türkiye’de yüzde 18.3 idi, 2010 yılında dünyada tasarruf oranı 22.5 olurken, Türkiye’nin tasarruf oranı en düşük seviyeyi yüzde 13.3’ü gördü. Dünya tasarruf oranı bu dönemde yüzde 22.5 seviyesinde devam ederken, Türkiye’de biraz artışla yüzde 14 seviyesinin üzerine çıkmış durumda.
2015 yılının yüzde 4’lük büyümesinde araştırmalarda yüzde 3’lük bölümünün tüketim harcamalarından kaynaklandığı, binde 9’unun yatırım harcamaları etkisi olduğu bilgisine yer veriliyor.
Son BDDK kararlarıyla kredi kartlarında taksit sayısı artışı, tüketici ihtiyat kredi taksitlerinin 48’e yükseltilmesi ve tüketici kredileri ile kredi kartı borçlarının 72 aya kadar yapılandırılması, bana göre tüketim harcamalarını artırarak tüketimin yeni dönemde de büyümedeki payının yüksek olmasını sağlayacaktır. Bunun sonucunda, hane halkı borç yükü artacak, tasarruf oranı ise düşecektir...
Böyle bir yöntemle yüzde 4’lük büyüme sürdürülebilecektir. Ancak büyüme üretimden güç almayacağı için yeterince sağlıklı bir büyüme olmayacaktır.