Yeni destekleme modeli-1

Prof. Dr. Aykut GÜL
Prof. Dr. Aykut GÜL STRATEJİK DÜŞÜNCE [email protected]

Tarımsal üretim planlaması konusu, bel­ki de köşemizde en fazla yer verdiğimiz, görüş bildirdiğimiz ve ümit bağladığımız ko­nuların başında geliyor.

Küresel ısınma, küresel krizler, tarımsal kaynakların azalması, suyun giderek kıt hale gelmesi, üretim maliyetlerindeki artış, ulus­lararası gıda ticaretinde artan kısıtlamalar ve artan talep, tarımda üretim planlamasını kaçınılmaz hale getiriyor.

“Planlamanın planlanması” aşaması, “2025-2027 Yıllarında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemeler ile Diğer Ba­zı Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar”ın Resmî Gazete’de yayımlanmasıyla tamam­lanmış bulunuyor.

Bilindiği üzere, hayvancılık ve su ürünle­rine yönelik detaylar yakın zamanda açık­lanmış ve yürürlüğe girmişti.

Şimdi uygulama zamanı

Geldiğimiz aşamada, sürekli gelişime açık olan bir sistemin ortaya konulmuş olması çok önemli. Artık bunun üzerinden konuşa­bilir, tartışabilir ve eleştirilerimizi daha so­mut bir şekilde yapabiliriz. Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki bu çalışma, tüm tarım pay­daşlarının aktif katılımı ile hazırlandı. Ta­rım ve Orman Bakanlığı’nda yeni bir heye­can dalgası oluşturdu ve motivasyonu yük­seltti. Bundan sonraki aşamalarda, yapıcı eleştirilerle ve somut önerilerle sistemin ge­liştirilmesine yardımcı olmak hepimizin gö­revi olmalı. Bu girişten sonra sistemin getir­diği yeniliklere odaklanalım.

Sistemde birçok ilkler ve yenilikler yer alıyor

Kararda, yeni destekleme modelinin temel amaçları şu şekilde belirtiliyor:

-Tarımsal üretimin ve gıda arz güvence­sinin sürdürülebilirliğini sağlamak,

-Üretim planlamasına katkı sağlamak,

-Verim ve kaliteyi artırmak,

-Tarımsal üretimde çevreci yaklaşımları benimsemek ve uygulanan politikaların et­kinliğini artırmak.

Bakan Yumaklı’nın da paylaştığı üzere ye­ni sistem birçok ilkleri ve yenilikleri de be­raberinde getiriyor:

-İlk defa destek ödemeleri üretim döne­minden önce ve üç yıllık dönem için açık­landı. Gelişmiş ülkelerde 3-7 yıllık dönem­ler için yapılan ve sürekli olarak gerekliliğini vurguladığımız bu uygulama, üreticimiz açı­sından ve ülkemiz gıda güvencesi bakımın­dan çok olumlu bir gelişme.

-Destek kalemlerinde sadeleştirmeye gidildi. İlk açıklama sonrası kafalar biraz karışsa da aslında katsayıya ve katsayı de­ğerlerine bağlı olarak elektronik tablolama yazılımları ile hesaplamalar kolaylıkla yapı­labilecek.

-130 farklı kalemden sadece üç ana başlığına indirgenmiş yeni bir sistemden bahsediyoruz.

-Bitkisel üretim yapan ve ÇKS’ye kayıtlı tüm üreticiler temel destek alacak.

-Üretim planlaması kapsamındaki stra­tejik ürünlere ilave destek verilecek. Ye­ni sistemin özü bu aslında. Amaç stratejik ürünlerde gıda güvencesini sağlamak.

-Su kısıtı olan bölgelerde plana uygun üretime ek destek sağlanacak.

-Kamu kuruluşlarının geliştirdiği milli tohumla üretime ek destek sağlanacak.

-Girdi maliyetlerindeki değişikliklere göre destek miktarları her yıl güncellene­cek.

Mazot ve gübre destekleri, yeni sistem­de farklı başlıklarda ve daha etkin bir şekil­de sürdürülüyor. Bazıları ‘eski desteklerin değişik bir formatta sunulması’ olarak eleş­tirilse de aslında yeni sistem önceliklendir­me esasına dayanıyor. Planlama dediğimiz şey sonuçta kısıtlı kaynaklara göre öncelikli çıktıların neler olacağını ortaya koymak de­ğil midir?

Bu kapsamda, başta su, arazi ve ekoloji ol­mak üzere mevcut kaynaklara göre temel gı­dada yeterliliğimizi sağlamak, olumsuz etki­lerini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz iklim değişimine uyum sağlamak ve bunu da sürdürülebilir kılmak gerekiyor.

Sistem bir kez oturduğunda, tarımsal kre­dilerin ve IPARD desteklerinin yönlendiril­mesi, âtıl kaynakların üretime kazandırıl­ması, tarımsal yayımın güçlendirilmesi ve diğer politika uygulamaları daha kolay hale gelecektir.

Konuya devam edeceğiz…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar