Yeni destekleme modeli-1
Tarımsal üretim planlaması konusu, belki de köşemizde en fazla yer verdiğimiz, görüş bildirdiğimiz ve ümit bağladığımız konuların başında geliyor.
Küresel ısınma, küresel krizler, tarımsal kaynakların azalması, suyun giderek kıt hale gelmesi, üretim maliyetlerindeki artış, uluslararası gıda ticaretinde artan kısıtlamalar ve artan talep, tarımda üretim planlamasını kaçınılmaz hale getiriyor.
“Planlamanın planlanması” aşaması, “2025-2027 Yıllarında Yapılacak Bitkisel Üretime Yönelik Desteklemeler ile Diğer Bazı Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar”ın Resmî Gazete’de yayımlanmasıyla tamamlanmış bulunuyor.
Bilindiği üzere, hayvancılık ve su ürünlerine yönelik detaylar yakın zamanda açıklanmış ve yürürlüğe girmişti.
Şimdi uygulama zamanı
Geldiğimiz aşamada, sürekli gelişime açık olan bir sistemin ortaya konulmuş olması çok önemli. Artık bunun üzerinden konuşabilir, tartışabilir ve eleştirilerimizi daha somut bir şekilde yapabiliriz. Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki bu çalışma, tüm tarım paydaşlarının aktif katılımı ile hazırlandı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nda yeni bir heyecan dalgası oluşturdu ve motivasyonu yükseltti. Bundan sonraki aşamalarda, yapıcı eleştirilerle ve somut önerilerle sistemin geliştirilmesine yardımcı olmak hepimizin görevi olmalı. Bu girişten sonra sistemin getirdiği yeniliklere odaklanalım.
Sistemde birçok ilkler ve yenilikler yer alıyor
Kararda, yeni destekleme modelinin temel amaçları şu şekilde belirtiliyor:
-Tarımsal üretimin ve gıda arz güvencesinin sürdürülebilirliğini sağlamak,
-Üretim planlamasına katkı sağlamak,
-Verim ve kaliteyi artırmak,
-Tarımsal üretimde çevreci yaklaşımları benimsemek ve uygulanan politikaların etkinliğini artırmak.
Bakan Yumaklı’nın da paylaştığı üzere yeni sistem birçok ilkleri ve yenilikleri de beraberinde getiriyor:
-İlk defa destek ödemeleri üretim döneminden önce ve üç yıllık dönem için açıklandı. Gelişmiş ülkelerde 3-7 yıllık dönemler için yapılan ve sürekli olarak gerekliliğini vurguladığımız bu uygulama, üreticimiz açısından ve ülkemiz gıda güvencesi bakımından çok olumlu bir gelişme.
-Destek kalemlerinde sadeleştirmeye gidildi. İlk açıklama sonrası kafalar biraz karışsa da aslında katsayıya ve katsayı değerlerine bağlı olarak elektronik tablolama yazılımları ile hesaplamalar kolaylıkla yapılabilecek.
-130 farklı kalemden sadece üç ana başlığına indirgenmiş yeni bir sistemden bahsediyoruz.
-Bitkisel üretim yapan ve ÇKS’ye kayıtlı tüm üreticiler temel destek alacak.
-Üretim planlaması kapsamındaki stratejik ürünlere ilave destek verilecek. Yeni sistemin özü bu aslında. Amaç stratejik ürünlerde gıda güvencesini sağlamak.
-Su kısıtı olan bölgelerde plana uygun üretime ek destek sağlanacak.
-Kamu kuruluşlarının geliştirdiği milli tohumla üretime ek destek sağlanacak.
-Girdi maliyetlerindeki değişikliklere göre destek miktarları her yıl güncellenecek.
Mazot ve gübre destekleri, yeni sistemde farklı başlıklarda ve daha etkin bir şekilde sürdürülüyor. Bazıları ‘eski desteklerin değişik bir formatta sunulması’ olarak eleştirilse de aslında yeni sistem önceliklendirme esasına dayanıyor. Planlama dediğimiz şey sonuçta kısıtlı kaynaklara göre öncelikli çıktıların neler olacağını ortaya koymak değil midir?
Bu kapsamda, başta su, arazi ve ekoloji olmak üzere mevcut kaynaklara göre temel gıdada yeterliliğimizi sağlamak, olumsuz etkilerini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz iklim değişimine uyum sağlamak ve bunu da sürdürülebilir kılmak gerekiyor.
Sistem bir kez oturduğunda, tarımsal kredilerin ve IPARD desteklerinin yönlendirilmesi, âtıl kaynakların üretime kazandırılması, tarımsal yayımın güçlendirilmesi ve diğer politika uygulamaları daha kolay hale gelecektir.
Konuya devam edeceğiz…