Yeni değişiklikle bir yıllık süreyi aşan hizmetlerin tespiti

Ali YÜKSEL
Ali YÜKSEL YARGITAY KARARLARI [email protected]


Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde değişiklikler yapılmış, yapılan değişiklikler 17 Nisan 2012 tarih ve 28267 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yeni değişikliklerle, yönetmeliğin "hizmetleri tespiti" başlıklı 26. maddesinin 2. fıkrasına, "Bir yıllık süreyi aşan sigortalı çalışmalar ise her zaman düzenlenebilir nitelikte olmayan kanunen geçerli kayıt ve belgeler ile kanıtlanmak şartıyla dikkate alınabilir" cümlesi eklenmiştir. Yönetmeliğe yapılan yeni eklemenin önemi ancak 26. maddenin tamamının değerlendirilmesi sonucunda anlaşılabilmektedir.

26. maddenin 1. fıkrasında, kurumun denetleme ve kontrol memurlarının işyeri kayıtlarının incelemesi sonucunda, işyerinde çalıştığı belirlenen ancak işveren tarafından kuruma hizmetleri bildirilmeyen veya eksik bildirilen sigortalıların geriye yönelik hizmetleri, herhangi bir süreyle sınırlı olmaksızın kurum tarafından dikkate alınacaktır. Burada eksik bildirilen veya hiç bildirilmeyen hizmetlerin, işyeri kayıtlarından tespiti aranmakta ve tespit ile sigortalı süre yönünden herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmamaktadır.

Ancak, maddenin 2. fıkrasında, denetim ve kontrol memurlarının işyerinde yaptıkları durum tespiti sırasında, işyerinde çalışan sigortalı, işyeri mahallinde bulunanlar ve işverenin beyanına dayanılarak yapılan tespitte sigortalının tespitten geriye doğru bir yıllık süreye kadar olan hizmetleri kurum tarafından dikkate alınmaktadır. Bu fıkrada, sigortalı hizmet tespiti beyana bağlı olarak yapılmakta ve tespit tarihinden bir yıllık süre ile sınırlı tutulmaktadır. Bu düzenleme ile beyana dayalı tespitlerde, süre sınırlaması nedeni ile ancak bir yıla kadar olan hizmetler sigortalılıkta dikkate alınabilmektedir.

Yeni düzenleme ile 2. fıkrada yer alan hakkaniyete aykırı hükmün etkisi kanunen geçerli sayılan kayıt ve belgelerle ispat aranarak kısmen azaltılmıştır. Ancak, kanunen geçerli sayılacak kayıt ve belgelerin bulunmasının zorluğu karşısında ispatın zorluğu da ortadadır.

Yeni düzenleme ile tespit tarihinden önceki bir yıllık süre sınırlaması, süreyi aşan kısım için kanunen geçerli kayıt ve belgeyle ispat etmek şartıyla kaldırılmıştır.      

Sürekli hafta tatilinde çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğu

İş akdi sona eren bir işçi, mahkemeye başvurduğu zaman talebi mümkün olan tüm alacak kalemlerini talep etmektedir. Dosyadaki davacı taleplerine bakıldığı zaman işçinin haftanın her günü uzun saatler işyerinde çalıştığı, hiç dinlenmediği şeklinde bir netice doğmaktadır. Bu şekilde bir çalışma, insanın makine olmasını gerektirmektedir.

İş Kanunu'nda 1475 sayılı İş Kanunu döneminde 36 saatlik hafta tatili kabul edilmişken, 4857 sayılı Yasa döneminde hafta tatili kesintisiz 24 saat dinlenme olarak düzenlenmiştir. Bir hafta 6 gün boyunca kesintisiz şekilde çalışan işçi, 24 saat kesintisiz dinlenmeye hak kazanacaktır.

Dava yoluna giderek hafta tatili alacağı talep eden işçi, genel ispat kuralları gereği hafta tatillerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir. Hafta tatilinde çalışıldığı, tanıkla da ispat edilebilecektir. Ancak, işveren tarafından dosyaya imzalı çalışma çizelgesi, puantaj kayıtları vs. sunulduğu takdirde işçi hafta tatilinde çalıştığını eş değer yazılı bir belge ile ispat etmek zorundadır. Dosyaya belirtilen türden bir belge sunulmadığı takdirde, işçi iki tanıkla hafta tatillerinde çalıştığını ispat edebilecektir. Uygulamada, iki tanığın işçinin hafta tatillerinde çalıştığı yönündeki beyanına dayanılarak talep kabul edilmektedir. Bu durumda, örnek olarak söylenirse işyerinde 5 yıl çalışan bir işçinin tüm hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmaktadır. Neticede ise, işçinin haftanın tüm günü işyerinde çalışma yaptığı sonucu çıkmaktadır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, yukarıda anlatılan hafta tatili çalışmaları ile ilgili davacı işçi tanıklarının hafta tatillerinde çalışıldığı yönündeki beyanları esas alınarak verilen mahkeme kararını 27.10.2009 tarihli 2009/14643 E. ve 2009/29440 K. sayılı kararı ile, bir kişinin çalışma süresi boyunca hafta tatilini kullanmadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve davalı tanıklarının işyerinde ayda iki hafta tatili çalışması yapıldığı beyanına beyanlarına değer verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozmuştur. Bu kararda, Yüksek Mahkeme, işçinin tüm çalışma süresince hafta tatillerinde çalışma yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu kabul etmiş ve bu durumda davalı taraf tanıklarının beyanlarına da değer verilmesi gerektiğini içtihat etmiştir. Yüksek Mahkemenin anılan kararına katıldığımızı belirtmek isteriz.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ücret zammı 29 Mart 2014
Örtülü ikale 19 Şubat 2014