Yeni bir not indirimi gelebilir
Not indirimi kararı ağır oldu. Moody’s notumuzu indirmeseydi, bir yatırım bankası çıkıp da ‘‘Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’ye iltimas geçiyor’’ demezdi. 2015’te Rusya ve Brezilya’nın notları indirilmeden önce yatırım bankaları indirim tarihini tahmin etme konusunda yarışıyorlardı. İndirimler o dönemde açıklandıktan sonra, ‘‘Olması gereken buydu’’ yorumları yapıldı. 2012’de Fitch, 2013’te Moody’s kredi notumuzu ‘‘yatırım yapılabilir’’ seviyeye yükseltmeden önce Türkiye’nin lobicilik faaliyetleri hız kazanmıştı. Aslında Fitch 2012’de not artırımından ziyade Türkiye’nin görünümünü pozitif yapmayı düşünüyordu. O dönemde özellikle ekonomi bürokratları gece gündüz çalıştılar. Kredi derecelendirme kuruluşlarını baskı altına aldılar. Türkiye’deki olumlu gelişmeleri anlattılar. Kısacası kredi notu kararları her zaman siyasidir.
15 Temmuz’dan sonra başka dertlere düştük. Hükümet enerjisini; terör örgütleriyle mücadeleye, Suriye operasyonuna harcıyor. Gerçi darbe girişiminden önce de kredi derecelendirme kuruluşlarından uyarılar geliyordu. Nasıl olsa notumuz inmez düşüncesiyle bu kurumlarla olan iletişim politikası zayıfl amış olabilir. Notumuzun inmesi üzücüdür. Kendi yağıyla kavrulmak, uluslararası ekonomi politiğinde geçerli olmuyor. Hükümetten not indirimine gelen ilk tepkiler, reyting kuruluşlarının pek önemsenmediğini gösteriyor. Fitch’den not indirimi yakın zamanda gelebilir. Reyting kuruluşlarının Türkiye’de işaret ettiği sorunlar aynıdır. Moody’s cari açığın finansmanında zorluk yaşanabileceğini belirtiyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek geçen hafta; ‘‘Tüketici kredileri öngörümüzden daha fazla yavaşladı. Bu nedenle bazı makro ihtiyati tedbirler ekonomide alan açmak açısından gevşetildi’’ açıklamasını yaptı. Kredi kartlarındaki taksit sınırlamasının kaldırılması da bu çerçevede değerlendirilebilir. Reyting kuruluşları cari açığı bir risk faktörü olarak görüyor. Yeni politika adımları cari açığı yükseltebilir. Kredi derecelendirme kuruluşlarıyla kısa vadede barış sağlanmaz. Yatırım yapılabilir seviyeye en kısa sürede nasıl döneriz hesaplarına girmeyelim. Yapısal reformları televizyon programlarında konuşmak gazete köşelerinde yazmak iyidir ama içinden geçtiğimiz süreçte radikal reformlar yapmak da kolay değildir. Mevcut konjonktürde ekonomik büyümenin desteklenmesi gerekiyor. Büyüme oranı istenilen seviyelere yaklaşınca yapısal reformlar gündemin üst sıralarında yer bulabilir.
Finans piyasalarının not indirimine tepkisi çok sert olmadı. Tabii bir iki günlük harekete bakarak yorum yapmak yanıltıcı olabilir. Yabancı yatırımcılar bir anda Türk tahvillerini ve hisse senetlerini satıp çıkamazlar. Büyük bir fon Türk finansal varlıklarından çıktıktan sonra nereye gidecek? Risk getiri analizinin yapılması gerekir. Yılsonu yaklaşıyor. Defterlerin kapanmasına, finans profesyonellerinin ikramiyelerinin belirlenmesine sadece iki ay kaldı. Bu işler aralık ayının başlarında biter. Türkiye ile aynı risk kategorisinde yer alan Rusya ve Brezilya’nın kredi notları 2015’te indirildikten sonra bu ülkelerin para birimlerinde ve borsa endekslerinde yoğun satış baskısı oluşmuştu. Bunu da ekleyelim.