Yeni bir meslek! WEB'de sahte veri üretmek
Jenna Abrams, 2014-17 döneminde Twitter’da Amerikan aşırı sağının bayraktarlığını yapıyordu. Trump, başkanlığa adaylığını açıkladıktan sonra hemen onun “hayranı” oldu. Twitter’da 70 bin izleyiciye ulaştı. Trump’ın görüşlerini destekleyen mesajlarıyla ünlendi. O kadar ki Washington Post, New York Times, İngiliz The Independent, Fransız 24TV bu hanımın tweet’lerinden alıntılı haberler yayınladılar. Gel zaman git zaman, bu hanımın “var olmadığı”, tamamen sanal bir karakter olarak Rusya’nın St.Petersburg kentinde IRA adlı trol üssünde “yaratıldığı” anlaşıldı. IRA halen faaliyetine devam ediyor. Maskesi düşmesine rağmen, Kremlin’in buna aldırmadığı belli. Bu arada, Twitter kurucusu Jack Dorsey’in 2016-17 döneminde re-tweet ettiği 17 mesajın IRA üretimi olduğu saptandı.
Gerçek yerine sahte değerli
Webde sahte veri/bilgi/haber üretmek, yeni bir meslek. Örneğin, Meksika’da Carlos Merlo adlı “girişimci” düzinelerle sitede milyonlarca sahte hesap (bot) yönetiyor. Müşteriyle yaptığı altı aylık sözleşmelere 2 bin – 46 bin euro ücret talep ediyormuş. (#ElectionWatch: Trending Beyond Borders in Mexico). Verilecek örnekler çok, anlatacak yer az. Ama özetle, “gerçek” demokrasiler, bu göz göre göre yapılan sahteciliğe karşı önlem almaya uğraşıyor. Örneğin, Fransız Politika Planlama Dairesi (Centre d’Analyse, de Prévision et de Strategie- CAPS) ile Fransız Askeri Stratejik Araştırma Enstitüsü (Institut de Recherche Stratégique de l’École militaire- IRSEM) tarafından hazırlanan 200 sayfalık raporda, bilgi kirliliğinin nedenleri, nasılları, niçinleri, bundan sonra olacaklar ayrıntılı bir dille –hem de gazeteci diliyle- anlatıldı. 5N+1K ilkesine göre hazırlanan mükemmel bir rapor. Günümüzün “normal” kabul etmek zorunda kaldığımız sahte haber konusunda yazılmış bir ansiklopedi.
Böyle bir dünyayı kimlerin neden yarattığı artık sır değil. Müşterisi hazır: Eğriyi-doğruyu ayırdedemeyen, her duyduğuna, okuduğuna, gördüğüne inanan “yetersiz eğitimli” kaç milyonlar bunlara inanıyor. Doğrusu sonradan ortaya çıksa bile yalana inanmaya devam ediyor: Eski yüzyıllarda kadınların “cadı olduğuna” inananlar gibi. Bütün bunları biliyoruz, ama raporda bu işlerin nasıl yapıldığına dair 40 sayfa, kimlerin nasıl önlem almaya çalıştığına dair 50 sayfa, raporun son kısmındaki 50 “başa çıkma” önerisi konunun ne kadar dallı budaklı bir kanser haline geldiğini gösteriyor.
Sorun çok büyük, çünkü yalan haberin amacı bugün, artık belirli bir ideolojiyi veya sistemi savunmak değil. Soğuk Savaş dönemindeki ABD’ye karşı Sovyetler denklemi artık yok. Onun yerine, “gerçek” demokratik ülkeler tarafından temsil edilen değerlerin paçavraya çevrilmesi, toplumlarda kutuplaşmanın artırılması temel amaç oldu. Bunu yapanların da illa devletler olması bile şart değil. Kendilerini o devletin destekçisi ilan etmiş taraflar işin içinde.
Yalan haber konusunda bir diğer raporu ise Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim, Kültür Kurumu (UNESCO) yayınladı. Kurumun, gazetecilik eğitimi dizisinden 128 sayfalık rapor medyanın ve iletişim okullarının bu konuda kendilerini nasıl eğiteceklerine dair (Journalism, Fake News & Disinformation). 7 bölümlük raporun başında, “Bu kitabı ders çizelgesi gibi kullanabilirsiniz” yazıyor. Her bölümün sonunda ev ödevi, okuma önerileri var. Raporda “Haber/Bilgi Kargaşası” tanımlanmış: Bir yanda yanlış, hatalı, yalan olabilecek bilgi (mis-information).
Öte yanda zarar vermeyi amaçlayan nefret söylemi, düpedüz sahtecilik (mal-information). İkisinin kesiştiği yer ise bunların karışımından oluşan dis-information. UNESCO, bu ince ayar ayrımları gazetecinin nasıl yapacağının ilacını hazırlamış. Ama acaba ilaç, hastalığa iyi gelir mi?
Buna ihtiyatlı bir eveti geçenlerde New York Times gazetesi ve NewYorker dergisinde toplam 104 bin vuruşu bulan Trump-Rusya ilişkisine dair veri gazeteciliği haberinde gördük. İki yayın, bu dedektiflik öyküsünü o kadar somut verilerle anlattılar ki, sabırla okumak, ders almak lazım.