Yemişçi'nin haklı uyarısı
Lisanslı depoculuk, tarım sektöründe yeni bir kavram. Kanunu 2005 yılında çıkarılmasına rağmen bugün ne kurulmuş bir depo ne de ürün ihtisas borsası var. Konya, Polatlı, Eskişehir, Edirne gibi örnekler ise kavramın anlamına tam oturmuyor; hububat esaslı çalışıyor, yerel kalıyor.
Tarım sektörünün kurumsal yenilenmesinde kritik adımlardan biri olan lisanslı depoculuğun verimli ve etkin işlemesi için doğru kurgulanmış bir sisteme ihtiyaç var.
Yani, sadece depoların fiziki varlığı yetmiyor. Depolanan ürünlerin ticarileşmesini sağlayacak etkin piyasa mekanizmasının kurulması da gerekiyor. Sistemin işlemesi için depoların elektronik ortamda ihtisas borsalarıyla bütünleşik çalışacağı bir yapılanma zorunlu!
Tarım sektöründe böyle bir yapılanmayı kısa sürede gerçekleştirmek elbette kolay değil. Özellikle Türkiye şartlarında çıkacak güçlükleri kestirmek için kâhin olmaya gerek yok.
Teşvik torbadan çıkıyor!
2005 yılından beri yürürlükte bulunan "Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu" ve bağlamında oluşturulan mevzuat altyapısı aradan geçen dört yılda bu alanda beklenen hareketi yaratamadı. Çünkü, lisanslı depo kurmak maliyeti yüksek bir iş. Getirisi maliyetin üzerinde olmalı ki yatırıma değsin!
TBMM Genel Kurulu'nun gündemindeki "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı" bu sorunun çözümünde önemli bir adım. Tasarı, lisanslı depolara teslim edilen tarım ürünlerine bağlı senetlerden sağlanacak kazançlara vergi desteği öngörüyor.
Bu hafta; belki de bugün kabul edilmiş olabilecek tasarı Türkiye'nin önde gelen ticaret borsası çevrelerinde olumlu karşılanıyor. Ancak, dikkat çekilen önemli boyutlar da var. Bunların başında sistemin ürün ihtisas borsalarıyla birlikte tasarlanması geliyor.
Türkiye çapında tek borsa
Bu noktada AKP İzmir Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Tuğrul Yemişçi'nin uyarı ve önerleri dikkati çekiyor. Bu konuda uzman bir milletvekili olan Yemişçi'ye göre, Türkiye'de lisanslı depoculuk, ilgili kurum ve kuruluşların katılacağı bir şirket eliyle düzenlenmeli.
Şirketin unvanı Türkiye Lisanslı Depoculuk AŞ olabilir. TOBB,TMO, Ziraat Bankası, tarım kooperatifleri gibi kuruluşlar bu şirkete ortak katılabilirler. Bu şirket depo sistemini Türkiye ölçeğinde organize eder.
Depo sistemini borsalarla bütünleştirmeye gelince, Yemişçi'nin bir önerisi daha var: Lisanslı depo işleticileriyle borsa işleticilerinin de ortak çalışması sağlanmalı. Çünkü, depoculuğa kazanç ve kâr unsuru katılmazsa sistemin oluşması da yürümesi mümkün olmaz.
Bu öneriler sistemin geleceği bakımından önemli. Onun için bugün vergi teşvikleriyle atılan adım yeterli görülmemeli. Bir adım daha atılmalı. Depoların yapılanması, depo-borsa ilişkisi sistemin etkinliğini artıracak şekilde gözden geçirilmeli. Gerekiyorsa, yasa ve bağlamındaki mevzuatta değişiklik yapılmalı. Tarım sektörü, ekonomi kamuoyu bir dört yıl daha geçtikten sonra "lisanslı depoculuk neden yerinde sayıyor" tartışmasına girmek zorunda kalmamalı!