YEKDEM yan gelip yatma yeri değildir!
Türkiye, yenilenebilir enerji yatırımlarını destekliyor. Bu konudaki mekanizmalardan birinin adı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması, yani kısa adıyla YEKDEM.
Peki biliyor musunuz, bu mekanizma nasıl işliyor? Bilmeyenler için kısaca anlatmaya çalışalım.
Yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik üretenlere devlet tarafından alım fiyatı garantisi veriliyor. Halen devlet, rüzgârdan ve sudan üretilen elektriğin kilovat saatini (kWh) 7.3 sent bedelle satın almayı garanti ediyor. Bu rakam, güneşten üretilen (aslında üretilecek demek daha doğru, çünkü bu mekanizmadan yararlanan güneş tesisi henüz yok) elektriğe ise kWh başına 13 küsur sent...
Bu destek mekanizmasından yararlanmak isteyen elektrik üretim tesisi sahipleri, yılda bir kez YEKDEM'den yararlanmak üzere başvuru yapıyor. Devlet, bunlardan uygun bulduklarını onaylıyor ve mekanizmayı işletmeye başlıyor.
Şimdi buradan, başlıkta da gördüğünüz asıl mevzuya atlamak istiyorum izninizle. Bu YEKDEM mekanizmasından yararlanan elektrik santrallerinin, elektrik ticareti sektörüne verdiği bir zarar var.
Yahu, insanlar yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretip devlete satıyor, ne zararı verebilir ki? Öyle ya, güneş ve rüzgâr bedava bir enerji kaynağı olduğuna göre nerede ve nasıl sorun çıkabilir?
Ama çıkıyor işte; şöyle:
Şimdi Türkiye Elektrik İletim AŞ (EİAŞ) bünyesinde yer alan Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezi (PMUM) elektrik piyasasında toptan ticaret yapan oyuncuların buluştuğu bir piyasa. Yani aslında elektrik borsası...Burada TEİAŞ her gün, Türkiye'de ne kadar elektrik tüketileceğine ilişkin ulusal ölçekte bir talep tahmini yapıyor.
TEİAŞ'ın talep tahmini, 21 dağıtım bölgesinden ve doğrudan iletim şebekesinden elektrik alan unsurlardan istenen bölgesel tüketim tahmini verilerinden yararlanılarak yapılıyor. Talep tahminlerinde bulunulurken, geçmiş dönem verileri ile hava sıcaklıkları ve diğer birtakım dönemlik ekstrem durumlar göz önünde bulunduruluyor.
Ve bu tahmin rakamı, piyasa katılımcılarının elektrik fiyatı tahminleri için yararlandığı en önemli gösterge oluyor. Bunun yanında, saat dilimlerine göre ayrıştırılmış tahminler de üretiliyor tabii.
Diyeceksiniz ki konuya gel, YEKDEM kapsamındaki santrallerin ne zararı var... Tamam geliyoruz oraya da...
Şimdi, elektrik stoklanamıyor ya işte bu yüzden arz ve talebin mümkün olduğunca birbirine yakın çıkması gerekiyor. Öyle yapmasanız da zaten ürettiğiniz elektrik bir şekilde şebekeye veriliyor, isterseniz tüketmeyin, fazlası havaya gidiyor. Eksikse mi? O zaman ya atıl tutulan santralleri devreye sokacaksınız ya da öyle bir imkan yoksa, elektrik kesintileri uygulayacaksınız.
İşte bu yüzden TEİAŞ, her bir gün için tahmin ettiği talebi karşılamak için bir de üreticilerden arz tahmini istiyor. Arz tahminini yanlış yapanlar için ceza söz konusu. Fazladan ürettiği elektrik için piyasada oluşabilecek daha yüksek fiyattan para alamadığı gibi, eksik üretirse ceza ödüyor. Çünkü sistemde yanlış tahminlerden kaynaklanan dengesizlikler bir maliyet oluşturuyor. Tahminleri aşan bir talep yüzünden, daha yüksek maliyetle elektrik üretebilen atıl durumdaki tesislere "üretime geç" talimatı vermenin bir bedeli var. Genel olarak fiyatları yukarı taşıyan bir faktör oluyor bu. Siz bu arada daha düşük maliyetle üretebileceğiniz elektriği eksik bildirirseniz gereksiz yere yeni bir tesis daha devreye girmiş oluyor.
Bu konunun YEKDEM'le bağlantısı ise tam burada. YEKDEM kapsamındaki santraller yanlış üretim tahmini yapmaları halinde bu cezalandırmadan muaf. Yani santralin başında bulunan yetkililer, öylesine bir rakam bildirip oturabiliyor.
Ancak şimdi YEKDEM kapsamındaki santrallerin de sistemde yol açabilecekleri dengesizliklerden sorumlu olmaları söz konusu. Bu konuya ilişkin bir düzenleme hazırlığı olduğunu duyuyoruz. YEKDEM Yönetmeliği'nde bir değişiklikle bunun yapılabileceği konuşuluyor.
Özetle, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santraller için YEKDEM artık bir yan gelip yatma yeri olmaktan çıkacak. Bu durumda, söz konusu santraller, YEKDEM içinde yer alma konusunda daha az hevesli olabilir...