Yazılım sektörünün ihtiyacı Master Plan

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Geçtiğimiz gün televizyonda konuğumuz Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Kamalı oldu. Kendisiyle daha önce Eximbank bünyesinde gerçekleştirilen bir çalıştayda tanışınca mut­laka TV’ye davet edip daha çok insanın böylesi önemli bir sektörü daha yakından tanımasına destek vermeliyim diye düşünmüştüm.

Ya­zımı da aynı saikle kaleme alıyorum. Bu sek­törün ülkemiz için çok değil, çok çok önemli olduğunu neden düşündüğümü merak edenler için belirtmeliyim ki, katma değeri yüksek ihracatı yapmak istiyor isek, karşımızdaki en doğru sektör yazılım sanayi.

Sektörün ülkemizdeki tecrübesi 50 yılı aş­mış.Yerli yazılım sektörümüz, aynı zamanda ül­kemizin en proaktif sektörü kimliğiyle sadece kendi potansiyel büyüklüğüne odaklanmanın ötesinde diğer sektörleri dönüştürme gücüyle de son derece stratejik bir role sahip. Yazılım­lar bugün tek başına bir ürün olarak satılmakla kalmayıp, makine endüstrisinin de gelişmesin­de kritik role sahip.

Genç ve dinamik nüfusun varlığı, yatırımlarla genişleyen internet penet­rasyonu, yüksek teknoloji kullanım oranı, özel­likle mobil cihaz kullanımının yaygınlaşması ve tüm bu artılara eklenecek olan kamu destek ve teşvikleriyle ciddi bir potansiyel barındır­dığını belirtiyor YASAD Başkanı Kamalı. Baş­kan Kamalı ayrıca, “Ancak bize göre bir yanda sürdürülebilir nitelikteki teşvikler, bir yandan güçlü insan kaynağının doğru eğitim politika­larıyla şekillenmesi, inovasyon odaklı girişim­ci motivasyonunun desteklenmesi ve özellikle doğru planlanan finansal destek mekanizma­sıyla bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesidir” diye de ekliyor.

İşte bu tespitler bana ülkemizin yazılım sektöründe de bir “master plana” ihtiyaç ol­duğunu düşündürdü. Aslında sadece bu tespit­ler değil, ülkemizin bu konudaki potansiyeline rağmen elde ettiği ihracat geliri ve pazar bü­yüklüğü gibi pek çok faktör bir etken.

Ülkemizdeki tablo, gidilecek çok yol olduğunu gösteriyor.

TÜSİAD Deloitte 2021 verilerine göre, bu­gün dünyanın en büyük on şirketinin yedi­si teknoloji firmalarından oluşuyor. Bu devler incelendiğinde beşi neredeyse tamamen yazı­lım odaklı iken, üç firmanın ise yakaladığı re­kabetçi üstünlükte yazılımın kritik öneme sa­hip olduğu görülüyor.

Yapay zekâ ve makine öğrenimi, bulut bilişim, nesnelerin interne­ti (IoT), blockchain, siber güvenlik ve artırıl­mış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) uy­gulamaları, yazılım sektöründeki gelişmelerde en çok göze çarpanlar. Merkez Bankası rakam­larına göre 2023 bilişim ihracatı 2022’ye gö­re yüzde 16,5 artışla 3,44 milyar dolar olarak gerçekleşirken, 2024 yılında 4,3 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Küresel yazılım ve bilişim sektör büyüklüğü ise 5 trilyon dolar seviyele­rinde. Türkiye›de ise sektör büyüklüğü iç pa­zarla beraber 20-25 milyar dolarlar civarında. Lider ülkeler kimler diye bakıldığında ise ABD, ardından da Kuzey Avrupa ülkeleri gelmekte.

Rakamlar gösteriyor ki küresel pazardan pay aldığımız oran sadece binde 5. Bu madalyonun üzücü yönü, ama bir de iyi yönünden baktığı­mızda çok büyük bir potansiyelin var olduğunu ve altyapı olarak da bunu değerlendirebilecek insan kaynağına sahip olduğumuzu söylemek mümkün. Ancak insan kaynağı haricinde pek çok farklı gereksinimin olduğu sektör tarafın­dan da sıkça ve çok net ifade ediliyor.

Sektörün ihtiyaçlarını iyi analiz etmek gerekiyor.

Ülkemizin yazılım endüstrisinde başarı­ya ulaşmasında kritik konu, sunulan destek ve teşviklerin sürdürülebilir nitelikte olması. YA­SAD başkanına göre yazılım sektörünün çatı kuruluşu olarak ihracat potansiyeli çok daha yüksek.

2028 yılında 10 milyar dolar olan ih­racat hedefinin çok kısa süre içinde 30 milyar dolara ulaşacağına olan inancı da umut verici. Sektörde tam 31.000 firma olması bana epey il­ginç geldi. İstihdam yönünden bakıldığında ise sayı 200 binleri aşıyor. Ancak hiç şüphesiz sek­törün sadece iç pazar ile ayakta kalması müm­kün olamayacağı gibi, gerek gelişimini sürdü­rebilmesi gerekse ihracat gibi önemli bir po­tansiyeli yakalaması neredeyse imkansız hale gelecektir.

E-turquality gibi destek mekaniz­malarının gelişmesi, ağırlıklı yazılım şirketle­rinin yer aldığı teknopark sayılarının artma­sı, sunulacak kapsamlı destek ve teşvikler, ül­kemizin uluslararası rekabette öne geçirecek adımlardır. Şüphesiz ileri ülkeler seviyesinde yer almada yazılıma verilen destekler ve ihra­cat çok önemli bir yere sahip. Etkili teşvik me­kanizmasına ek olarak kitle fonlama araçları gibi uygulamaların yaygınlaştırılması, kamu alımlarında yerli yazılıma önceliğin somut sı­nırlarla çizilmesi, Eximbank ve İGE vasıtasıyla sektörün ihtiyacı olan ön finansman destekle­rinin sağlanması sektörün gelişiminde önemli bir kaldıraç olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Slumpflasyon 16 Ağustos 2024