Yazılı medya nasıl kurtulur : Dijital donanım ve yeni içerik
Bugünlerde bazı medya çevreleri, gazeteciliğin içinde bulunduğu darboğazın
sebeplerini, "sadece" dijital devrimin gelişmesine bağlıyorlar. Yaşanan
sıkıntılı dönemi tamamen dijital rekabete fatura etme kolaycılığına teslim
oluyorlar. Acaba gerçek durum böyle mi, krizin arkasındaki neden dijital devrimden mi ibaret; "gazetecilik kusuru" diyebileceğimiz bazı olguların bugün yaşanan ürkütücü tabloda hiç mi payı yok?
Soruna sadece dijital açıdan değil, gazetecilik penceresini de ihmal etmeden bakanların giderek öne çıkmaya başlayan görüşleri, şöyle özetlenebilir: Aslında "gazeteciliğin" geleceği, dijital etmenlere takılıp kalan editörlerin yorumlarının aksine, eğer yaşanan olumsuzluklardan sağlıklı dersler çıkarılırsa, sanıldığı kadar kötü olmayacak... Yazılı medya, teknolojiyi yanına çekecek akılcı gazetecilik stratejileriyle bu krizi ölümcül çıkmazlara saplanmadan atlatabilir.
Şimdi, bu "umutlu" görüşü ve önerdiği kurtuluş reçetesini ana hatlarıyla
açmaya çalısalım...
Okur ihtiyacını gözeten içerik
Gazeteler başından beri, okuyucuların haklarını koruma çabaları ve onlara
ihtiyaçları olan haberleri vermeleri nedeniyle saygınlık kazanıp geliştiler.
Bugünün teknolojisi bütün bunları geniş çapta yapma ve milyarlarca insana
anında ulaşma imkanı sağlıyor. Kaliteli haberlerden mahrum kalmış olanlar
bile, internet ve yeni jenerasyon cep telefonları sayesinde, haberlere ulaşma imkanını elde ettiler.
Ancak gazeteler, süreç içinde okurlarından, onların gerçek gündeminden
uzaklara sürüklendi. Gazetelerin okuyuculardan neredeyse koparak yarattıkları boşluğu, web siteleri akıllıca doldurmaya başladı.
Bu yeni rekabet ortamında bazı gazeteler, güncel gelişmelere ayak uyduramayan editörlerin de frenlemesiyle, bilgi çağının nimetlerinden faydalanmasını bilemedi ve Amerika'da olduğu gibi kapılarını kapatmak mecburiyetinde kaldı.
Geleceğin gazeteciliğinde başarıyı, tüketicilerin - izleyici, okuyucu ve dinleyicilerin - ihtiyaçlarına en iyi cevabi verenler yakalayacak. Medyada gelecek, tüketicilerin taleplerini süratle kavrayıp, onları karşılamayı başaranların olacak.
Geleneksel gazetecilikte, nice ödüller kazanmış anlı şanlı gazeteler bile tirajların düşmesine engel olamıyor veya tirajını artıramıyor.
Bunun önemli bir nedeni de, bu tip gazetelerin, okuyucuların taleplerinin aksine, sadece kendi dünyalarında editörleri tatmin eden haber ve köşe yazıları yayınlamaları.
Oysa bugünün bilgi çağında, tüketicilerin "güvenini " kaybeden, onlara yabancılaşan yayın organlarının yaşama şansı, neredeyse yok gibi.
Dijital tüm mecralarla habercilik
Günümüzün tüketicisi artık evindeki televizyon ekranının karşısında çakılı kalmak istemiyor. Yolda, işte, seyahatte de haberlere ve televizyon programlarına ulaşmak istiyor. Aynı gerçek, geleneksel gazeteler için de geçerli...
Tüketicilerin anında en son haberlere ulaşması için, değişik teknolojilerin sağladığı olanaklar sürekli artıyor. En taze örneği, birkaç hafta önceki Şili depremi... Sarsıntının hemen ardından Facebook ve Twitter gibi sosyal medya ağları sayesinde bütün dünya, binlerce fotoğraf ve filmi görerek facianın boyutlarına tüm dehşetiyle tanıklık edebildi. Bir saat içinde dünyanın hiçbir köşesinde depremi duymayan kalmamıştı. Yazılı medya, iste bu süratle rekabet edebilmek için bir yandan içeriğini yenileyip kendisine gereklilik kazandırırken, bir yandan da teknolojiyi hizmetine alacak yollar bulmak durumunda.
Web'de haberin makul bedeli olmalı
Kaliteli haberlerin ücretsiz olması bugün artık çok anlamsız görünüyor. İyi haber için, iyi ve araştırmacı gazetecilere ihtiyaç var. Bunun için de, epey para harcamak gerekiyor.
Araştırmalar, şunu gösteriyor: Tüketici aslında, iyi haberlere "makul" bir ödeme yapmaya taraftar. Zaten herkes farkında ki şu an için dünyada haberlerin dışında "bedava" elde edilecek pek bir şey bulunmuyor.
Burada en büyük sorun ödemenin nasıl yapılacağı...
Bu konuda Murdoch'un "News" grubu ile The New York Times ciddi çalışmalar yapıyor. İzlemek gerekli.
Gazetelerin eski iş modellerinde, gelirin neredeyse üçte ikisi reklamlardan sağlanıyordu. Yeni iş modellerinde de öyle anlaşılıyor ki, web sitelerinde sağlanan reklamların, her ne kadar artan bir ivme söz konusu oluyorsa da, gazeteleri uzun süre yaşatmaları mümkün değil.
Bu noktada ortaya çıkan önemli çelişkiyi görmezlikten gelmek mümkün değil: Google ve Huffington Post gibi siteler, gazetelerin günlerce araştırıp önemli maliyetlerle ortaya çıkardığı haberleri, tek kuruş ödemeden yayınlıyor. Uzun vadede gazetelerin bu kan kaybına dayanabilmesi çok güç. Kaliteli gazeteciliği yaşatmak istiyorsak, "bedava" haber devrine hep birlikte son vermemiz gerekiyor. Sonuçta, akıllı hiç kimse, bindiği dalı kesmez!
Monaco Medya Forum' unda kılıçlar çekildi
Haber yayıncıları er veya geç bedava haber yağmacılığından vazgeçmek durumundalar. Geçmişte yapılan bedava haber hatası, ancak bir an önce ödeme sistemine geçilerek telafi edilebilir.
Bedava haber - ücretli haber kavgası, şu ölüm - kalım ortamında giderek kızışıyor. Geçen yılın kasım ayında, Monaco'da Prens Albert'in himayelerinde düzenlenen Monaco Medya Forum'unda bu konu ile ilgili ilginç bir tartışma yaşandı.
dünyanın sayılı büyük medya gruplarından Springer'in CEO'su Matthias Doepfner ile yeni gazeteciliği en iyi şekilde kullanan, web'deki en popüler haber sitesi" Huffington Post "un kurucusu Yunan asilli Arianna Huffington arasında geçen hararetli tartışma, geniş yankılar uyandırdı.
Arianna Huffington'un 2005'te Amerika'da kurmuş olduğu ve devamlı büyüyen haber sitesi, geleceğin "gazete modeli" olarak gösteriliyor. Arianna, haber sitesinde yayınladığı "blog" lara herhangi bir ödeme yapmıyor. bazı blogcular Huffington Post'a girebilmek için, neredeyse üste ödeme yapma eğiliminde. Halihazırda iki bini aşkın blogcu Huffington Post'a katkıda bulunuyor.
Bu yüzden Arianna, web'deki haber ve blog'ların "bedava" olması gerektiğinde ısrar ediyor ve medya imparatoru Rupert Murdoch'ın da ücretli haber konusunda başarılı olamayacağını savunuyor.
"İçerik hırsızı, web komünisti!"
Buna karşılık Springer Grubu'nun CEO'su Doepfner, web'deki haberlerin ücretsiz sunulmasının başından beri vahim bir hata olduğunu vurgulayarak sokaklardaki amatör " vatandaş gazeteciler "in Bild Gazetesi'ne göndermiş oldukları 500 bin fotoğrafın 12 binin yayınlandığını ve bunlar için iki milyon Euro telif ödendiğini belirtiyor.
Doepfner "içerik hırsızlığının" artık son bulması gerektiğinin altını çizerek Arianna'ya "artık siz de kendi biranızı kendiniz üretin ve bizlerin ürettiği biraları halka bedava dağıtmaya son verin" çağrısı yapıyor. O da, aynen Rupert Murdoch gibi, web'deki haber sitelerini açık açık " hırsızlıkla" suçluyor.
Tabii, bu arada "bir ihtimal" daha var: Karma sistem... Matthias Doepfner'e göre "ödemeli / ödemesiz" karışık modelin gelişmesi için, on yıllık bir sureye ihtiyaç bulunuyor. Doepfner, web'deki kaliteli haberlere okuyucuların rağbet gösterip yadırgamadan ödeme yapacağını ifade ediyor ve bunun aksine yani okurun ödemeden kaçınacağına sadece "web komünistleri"nin inandığını belirtiyor.
Doepfner ayrıca medyadaki krizin aslında geleneksel gazeteciliğin krizi olduğunu vurgulayarak, gazeteciliğin "niteliksiz" olmaya başladığına işaretle şunları söylüyor: "Gazeteciler görevlerini tam olarak yapmadıklarından, yayınevleri ölüm korkusuyla intiharın eşiğine gelmiş durumda. önemli olan gazetenin içeriği. Bunun okuyucuya nasıl
ulaştırılacağı ise ikinci derecede önemli. Gazete sahipleri içerik için epey para harcıyor, uyanıklar da bunları "çalarak" kelimesini bile değiştirmek zahmetine girmeden sitelerine koyuyor. İyi araştırılmış ve iyi yazılmış haberlere web'de talep var. Ancak iyi gazetecilik yapıldığında para kazanılabilir. Aslında bedavacılıktan kurtulmuş web sayesinde gazeteciliğin
seviyesi de yükselebilir."
Murdoch : Kleptoman haberciliğe hayır
İçerik hırsızlığına şiddetle karsı olan medya imparatoru Rupert Murdoch da, geçen sonbaharda Pekin'de yapılan Dünya Medya Zirvesi'nde, web'de ödemeye geçilmediği takdirde gazete yayıncılarının ölüme mahküm olacaklarını belirtmişti. Murdoch bedavacılık ortamından sadece web'deki içerik hırsızlarının ( Murdoch'ın tabiriyle kleptomanların) karlı çıkmakta olduğunu söylemişti.
Aynı toplantıda Associated Press Haber Ajansı'nın Başkanı Tom Curley'de, Murdoch'a destek vererek gazete yayıncılarını uyarmış ve içeriklerinin kontrolünü kaybetmemelerini önermişti.
Bedavacılıkla suçlanan Arianna ise gazeteciliğin seviyesinden şikayetçi oldu ve Amerika'daki bazı gazetecilerin, global şirketlere, halkla ilişkiler firmalarına angaje olmalarından yakındı. Huffington Post'un sahibi, web'de sadece finans haberleri ile pornografik içerikli haberlere ödeme yapılabileceğini öne sürerek şunları söyledi: " Şu anda ücretsiz olan içerik için para talep etmeyi düşünüyorsunuz. Aynı nehre ikinci defa girmek istiyorsunuz, fakat nehir artık yok oldu."
Arianna ayrıca halen 10 milyon dolar ciro yaptıklarını, spor haberlerini de sitelerine aldıklarını, devamlı büyüdüklerini, yeni bürolar açtıklarını kaydettikten sonra, bu tabloda blog'cu ve araştırmacı gazetecilere ödeme yaptıkları takdirde iş modellerinin çökeceğini ileri sürdü.
Şu sözler onun:
" Koruma duvarları sizi kurtaramaz "
" Dijital devrimin baş döndürücülüğü içinde, en geç birkaç yıl içinde Springer'in CEO'su da blog yazmaya mecbur olacak. ödeme planları, koruma duvarlarına güvenerek bir yere varamaz. Geleneksel sistemin uzun vadede başarı şansı kocaman bir sıfır. Okuyucu artık katılmak, interaktif içeriği başkalarına da aktarmak, gerektiğinde değiştirmek arzusunda. Yaşanan gelişmeler iyi izlenmeli :
Amerikan otomobil sanayiin kalbi Detroit yıllarca tüketicilerdeki değişimi fark edemeden çok yakıt tüketen modeller üretti ve sonunda devletten yardım dilenmek durumuna düştü...
Ders çıkarılmalı.
Online gazetecilik, gazeteciliğin kalitesini yükseltecek, yapılan hataların
süratle düzeltilmesini sağlayacak. bazı gazeteler bizi arayarak haberlerinin
Huffington Post'da yayınlanması için ricada bulunuyorlar. Biz de bu sayede
web'de ek bir trafik elde ediyoruz. Gelecek "ücretsiz" haberlerin olacak,
gelin bunu şimdiden kabullenin."
Makul ödemede ve akıl yolunda buluşmak
Arianna'nın "gelişmeler iyi izlenmeli " çağrısını biz de paylaşıyoruz. hiç de
sihirli olmayan reçete belli...
Medya kendi içinde savaşmakta ve tabiri yerindeyse "kendi ayağına kurşun sıkmaktan "bir an önce kurtulmalı... Habere makul ödeme noktasında bir uzlaşmayı gecikmeden yakalamalı.
Ama tabii, Sonuçta bu da yeterli değil. Tekrara düşme tehlikesini de göze
alıp altını kırmızı kalemlerle çizelim:
Yazılı medyanın, dijital olanakları kendi hizmetine alacak ve bu yolla
okurlarına da yeni hizmetler sunacak bir yapıya kavuşması şart...
Tabii, içeriğini yeni okurların gereksinimlerine göre yeniden dizayn
etmesi de.