Yazılı basının sorunu mühendislerin olmaması
Microsoft, Google, Facebook, Amazon, Apple. Ve bu markaların ardındaki isimler, Gates, Page, Brin, Schmidt, Zurkerberg, Bezos, Case ve Jobs... Aslında işin en başında onların hedefi haber dünyasını ele geçirmek değildi; fakat geliştirdikleri dijital platformlar, haberciliğin değişmesine, eski modellerin ortadan kalkıp, yeni modellerin gelişmesine yol açtı.
Bu süreçte, "bilgisayar yoncasındaki tranzistör sayısı her sene iki katına çıkar" diyen Moore Kanunu ile "Bir şebekenin gücü, şebeke üyelerinin sayısına göre geometrik olarak artar" diyen Metcalfe Kanunu devreye girdi. Bilim insanı Roy Amara'nın teorisi ise, yaşanan sonuçları en doğru şekilde tanımladı: "Bir teknolojinin kısa vadede yaratacağı sonucu abartmaya eğilimliyiz; uzun vadede yaratabileceği sonucu ise küçümseyebiliyoruz."
Harvard Üniversitesi Joan Shorenstein Basın, Siyaset ve Kamu Politikası Merkezi ile Nieman Journalism Lab tarafından yönetilen bir proje kapsamında, bu değişim sürecinde kararları alan, seçimleri yapan, riskleri üstlenen, tahminlerde bulunan isimlerin kişisel açıklamaları bir araya getirilmiş. Projenin tamamı 9 Eylül tarihinde digitalriptide.org sayfasında yayımlanacak. Öncesinde ise Fortune Dergisi projenin özetine yer vermiş. İşte gazeteciliğin değişimine yol açan önemli adımlar:
* Sürdürülebilir bedava içerik
1990'ların başlarında, Reuters'ın New York bürosunda yönetici olan David Graves, Reuters'ın Yahoo'ya yatırım yapmasına öncülük eder. Londra merkezli haber ajansı Reuters'ın o dönemdeki rakipleri finans haberleri sunan Bloomberg ve Dow Jones'tur. Reuters'ın ABD'deki müşteri sayısı oldukça düşüktür. ABD'li gazetelerin büyük bir bölümü Associated Press'in müşterisidir. Reuters, haberlerini Yahoo üzerinde yayımlamaya başlar. Bunu yapmasının nedeni, teknoloji şirketine yaptığı yatırımı korumaktır. Graves, o dönemi şu sözlerle anlatıyor: "93 yılları olmalı. Yahoo, halka açılmadan önce, birkaç milyon dolarlık bir yatırım yaptık. Anlaşma kapsamında Reuters, Yahoo'ya beş yıl boyunca içerik sağlayacaktı. Eğer Yahoo, istediği haber türünü Reuters'da bulamazsa, o zaman başka bir yerden satın alabilecekti. Tabi ki bizden talep ettikleri her şeyi yapmaya başladık. Daha önceden yapmadığımız işleri yaratmaya başladık. Spor haberleri bunlardan0 birisi." İçerik için kullanıcıdan para talep edilmedi; çünkü Yahoo'nun hedefi okuyucu sayısını mümkün olduğunca hızlı bir şekilde artırmaktı. Grave şöyle devam ediyor: "İnternetin ilk döneminde, hisse değerinizi belirleyen, kullanıcı sayınızdı, çünkü kimse bu işin gerçek değeri hakkında mantıklı bir karar veremiyordu. Dolayısıyla birkaç sene boyunca önemli olan, bir ay içinde kaç milyon kişinin Yahoo'yu 'tık'ladığıydı." Finans haberlerinden elde ettiği geliri korumayı başaran Reuters, ücretsiz haber içeriğini sürdürmeye devam etti.
* Mühendis yoksa, yeni ürün de yok
Habercilikte dijital devrimin temeli teknolojik gelişme oldu. Yayıncılık şirketlerinin en büyük hatalarından birisi ise bilgisayar mühendisliğinde yeniliğin ne anlama geldiğini bilmemeleri idi. Mühendislikte yaşanan gelişmeler sayesinde, habercilik kendisine dev bir dağıtım kanalı bulmuş oldu: world wide web, yani www. Google Başkanı Eric Schmidt, yazılı basının dijital dünya ile neden savaşamadığını şöyle anlatıyor: "Bunun çok basit bir açıklaması var. Endüstride mühendis yok. Kendi alanınızda mühendisiniz yoksa, yaratıcı olamazsınız, yeni ürünler yaratamazsınız. Eğer sizin mühendisiniz yoksa, mühendisleri olan birisini bulun ve onunda akıllı bir ortaklık gerçekleştirin."
* Haber/reklam ya da din/devlet ayrımı
İnternet reklamcılığının yükselişe geçtiği 2003 yılından, Büyük Resesyon'un yaşandığı 2008 yılına kadar, haber alanında yol alan herkes hızlı bir şekilde para kazandı. Ekonomik resesyonla birlikte işler tersine dönmeye başladı. Başlıca yayıncılar, web sayfalarındaki reklam fiyatlarını yükselttiler. Fakat bu işe yaramadı. 2012'den itibaren ise, klasik "banner"dan vazgeçip, kendi reklam çözümlerini yaratmaya başladılar. Bu uygulamalar, haber/reklam ya da sektördekilerin din/devlet adını verdikleri ayrımın ortadan kalktığına yönelik eleştirilerine yol açtı. Buzzfeed Kurucusu Jonah Peretti'nin bu konudaki yorumları oldukça dikkat çekici: "Editoryal tarafta yaşanan değişim gibi, reklam tarafında da değişim yaşanıyor. Bu noktada din/devlet ayrımı çok önemli. Bu ayrımın dışından biri olarak, benim din/devlet ayrımında sevmediğim şey şu: Bu sistemde gazeteciler her şeyin amacı ve temeli olarak görülürken; reklam sektöründekiler şeytan olarak değerlendiriliyor."
* Habercilikte Eski Yunan'a döndük
Sosyal paylaşım ağı Twitter'ın CEO'su Dick Costello ise yaşadığımız dünyayı bir tür küresel şehir meydanına benzetiyor ve habercilikte Eski Yunan'a geri döndüğümüzü düşüyor. Costello'nun benzetmesi şu yönde: "Haberler açık alanlarda kulaktan kulağa, herhangi bir filtreleme olmaksızın, çok yönlü olarak paylaşılıyor. Mesela ben bir mekana gidiyorum ve arkadaşım Martin'e 'Teyzem vefat etti' diyorum. Martin yanlış anlıyor ve 'Euripides'in keçisi ölmüş' diyor. O sırada orada olan politikacılar, müzisyenler bunu duyuyorlar. Böylece bu çok taraflı, filtrelenmemiş bilgi alışverişi gerçekleşmiş oluyor."
* Yeni ödeme protokolleri
Peki önümüzdeki yıllarda habercilik işi nereye gidecek ve bu yeni habercilik anlayışı demokrasilerde yaşam kalitesini nasıl etkileyecek? Bu sorunun cevabını da worldwideweb'in (WWW) kurucusu Tim Berners-Lee'den dinleyelim: "Gazeteciliğe ihtiyaç var. İnsanlar gazeteciliğe açlar. Boş haberlerden bıktılar. İnternette herhangi bir ilaçla ilgili tavsiyeler okuyup, sonra bunun o ilaç şirketi tarafından yazılmış olduğunu görmekten bıktılar. Bu sorunu çözmek gazetecilerin işi. Bu çözümlerden birisi, internette ödeme protokolleri gerçekleştirmek olabilir. Okuyucu, internette okuduğu ve beğendiği bir makale için, bu makaleyi yazana ve bu makaleyi tavsiye edene para ödeyebilir."
Gazete yayıncılığında yaratıcı yıkım dönemi yaşandığı bir gerçek. Her zamankinden daha fazla bilgi bombardımanına tutulduğumuz bir dönemde, farklılık yaratmak açısından yeni iş modellerinin gelişimi kaçınılmaz olacak. Aksi halde her yeni fırtına, kıyıdakilere zarar vermeye devam edecek.