Yazıcı çıktısı: Kan damarı
Üç boyutlu (3D) baskı tekniğiyle, saniyeler süresinde kan damarı “imal” edildi. ABD’de çeşitli üniversitelerde 3D ile doku üretme Ar-Ge’si yapılıyordu ama bu işi en hızlı, en ergonomik, doğaya en uygun biçimde başarma becerisini University of California/San Diego gösterdi.
Hollywood senaristlerinin hayallerini bilim adamları gerçekleştiriyor: Tom Cruise, yaralarından, bir cihazın içine girer, arınır... Arnold’u şak-şuk tamir ederler.
***
İngilizce kısaltmasıyla 3D (dimension=boyut) teknolojisi, birkaç yıldır mimarlıktan tasarıma sınırlı biçimde kullanılıyordu. Hatta, Amerikalı girişimci, 1973 doğumlu Bre Pettis, 3D baskıyı masaüstünde yapılacak boyutta bir cihaza indirgedi. Şimdilerde New York’ta bir dükkan açıyor: Meraklılara, ayaküstü anlatacak bu işin nasıl yapıldığını. Babalar, çocuklarına masaüstünde oyuncak “imal” edebilecek mesela.
Teknoloji inovasyonunu izleyen Wired dergisinin ekim kapağında bu arkadaş, MakerBot adını verdiği mobil 3D cihazıyla mağrur poz vermiş. Başlık: Bu makine dünyayı değiştirecek.
Cümlede abartma yok. 3D henüz emeklediği halde çok ilerleme kaydedildi. Gayet ciddi bir geleceği var: Örneğin, organ yapmak için, canlı doku yapmak için kullanılabilecek. Wake Forest Üniversitesi/Kuzey Carolina doku mühendisi Anthony Atala, Mart 2011’de böbrek “kıvamında” bir silikon dokuyu 7 saatte “bastıklarını” açıkladığında sansasyon yaratmıştı. Aradan geçen şu kadar ayda teknoloji uçtu: California/SanDiego’da Prof. Shaochen
Chen’in, vücudun pH derecesine uyum gösteren hidrojel kullanarak kan damarı “imal” ettiği 13 Eylül’de açıklandı.
Bu konuda Ar-Ge yapan diğer bilim merkezlerine göre SanDiego’nun üstünlüğü, şeker bazlı bir çeper oluşturmaya gerek kalmadan, tamamen hidrojel kullanarak kan damarı üretmesiydi: İnovasyon, inovasyonu döver!kötücül Ajan Smith’ten klonlar üretilir.
***
Prof. Chen’e Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) dört yıl süreli 1.5 milyon dolar araştırma fonu verdi gitti. Amerikan yönetimi, 3D de dahil olmak üzere bu
tür yeni üretim sistemlerinin geliştirilmesine destek olarak 1 milyar dolar fon ayırdı. Sadece 3D gibi “gıdım gıdım imalat” inovasyonu konusunda çalışmak üzere 30 milyon dolara Ohio’da bir enstitü (National Additive Manufacturing Institute) kurulacak: 40 şirket + 9 araştırma üniversitesi (Carnegie Mellon, Case Western, Kent State gibi) + 5 yerel küçük üniversite + 11 kâr amacı gütmeyen platform. Böylesine bir ileri teknoloji - inovasyon merkezinin Ohio’da kurulmasının sembolik anlamı var: İmalat sanayiinden emekli olunca geride kalmaya başlayan bir yöreyi ihya etmek...
3D’de gidilecek yön belli: Daha çok çeşit canlı doku üretimi...
3D kullanarak belki kök hücre üretimi? Bioteknoloji ve biofabrikasyon ucu açık, sonsuz bir inovasyonbulvarı artık. Mini boyutta bunlar olurken, stereolitografi
kullanarak otomobil ve uçak parçaları ve aletler de 3D ile üretilebiliyor. O da ayrı bir konu...