Yaz ortasında bahar havası
Şevket Keresteci / FinansInvest
Yılbaşından itibaren küresel finans piyasalarında görülen büyük ölçekli satış dalgasından en olumsuz etkilenen ülkelerden biri Türkiye oldu. Yüksek cari açık, siyasi belirsizlikler ve IMF ile netlik kazanmayan yeni stand-by konusu Türkiye'nin düşük performansının temel nedenleri arasında yer alıyor. Ancak temmuz ayının ilk haftasından itibaren yurtiçi piyasalarımızda çok daha olumlu bir performans yaşandığını, yatırımcı güveninin kısmen tesis edilebildiğini, risk iştahının arttığını gözlemliyoruz. Mart ayından itibaren piyasaları olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri AKP'nin kapatılmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi'nde görülen davanın yarattığı tedirginlik oldu. Geçen haftadan itibaren piyasalarda "AKP kapatılmayabilir" yönünde oluşan iyimser beklentiler piyasalarımızda yükselişe neden oldu. Bu konu özellikle yabancı yatırımcıların yurtiçinde risk iştahını yükseltti. 10 Mayıs tarihinde sona eren son stand-by'ın ardından Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek tarafından yapılan açıklamalarda yeni düzenlemenin en geç iki ay içinde netleşeceği belirtilmişti. Bakan Şimşek'in açıklamaları, görüşmelerin en kısa sürede tamamlanabileceği ve sonucun duyurulabileceği yönünde izlenim veriyor. Yaz ortasında bahar havası yaşanmasının en önemli nedenlerinden birinin petrol fiyatlarının 146 dolardan 120 dolara kadar gerilemesi oldu. Petrol fiyatlarının yükselmesi, net petrol işalatçısı olan Türkiye'yi cari açık ve enflasyon açısından son derece olumsuz etkiliyor. Ancak son dönemde petrol fiyatlarının gevşemesi ile yurtiçi piyasalarımızda özellikle petrol maliyeti yüksek olan şirketlere gelen alımlar dikkat çekerken piyasaların genelinde depozitif seyir hakim oldu. FED'in faiz indirim sürecini sonlandırmış olması ve büyümelerde görülen yavaşlamaların petrole olan talebi kısması fiyatların daha yukarı gitmeme olasılığını destekliyor. Hazine'nin 2008'deki en yüklü itfaları temmuz ve ağustos aylarındaydı. Temmuz itfası geçen hafta sorunsuz bir şekilde atlatıldı. Borçlanmaya ilişkin endişeler nedeniyle faiz yüzde 23 düzeyine yaklaşmışken Hazine'nin itfasının yüzde 72'sini borçlanarak sorunsuz gerçekleştirilen ihaleler sonrası piyasada yaklaşık 4 milyar YTL bırakması likiditeyi de artırdı ve faiz yüzde 21'in altına geriledi. Hazine geçtiğimiz hafta içinde 13,6 milyar YTL'lik itfasına karşın üç ihale ile 9,7 milyar YTL borçlandı. Özellikle petrol fiyatının düşmesi ile enflasyon kaygılarının kısmen azalması da faizdeki aşağı yönü destekliyor. Önümüzdeki dönemde orta vadeli enflasyon verilerindeki bozulma trendinin devam etmesi ve siyasi gündemin faizler üzerinde daha belirleyici olacağını ve Hazine'nin ağustos ayında gerçekleştireceği yüklü itfanın bono piyasasında faizlerin aşağı yönlü hareketini sınırlayacağını düşünüyorum.