Yaz aylarında ‘enerji’ bereketi…
Dün Irak’ın Ankara Büyükelçisi Hisham Al-Alawi ile sohbet ederken, Irak ile Türkiye arasında petrol sevkiyatı konusunda yılsonuna doğru çok önemli anlaşmalar olabileceğini dile getirdi.
Bu olası anlaşmalarla Ceyhan’ın aktivitesinin artacağına dikkat çekti.
* * *
Geçtiğimiz hafta düzenlenen ve Çin, Almanya başta olmak üzere gelişmiş ülke şirketlerinin ilgi odağı olan Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları ihalesinin sonucu, bugüne kadar kullanamadığımız rüzgar potansiyelimizin, ekonomiye kazandıracağı büyüklüğü gösterdi.
* * *
Ve yine bugünlerde, 2018 yılı içerisinde ve sonrasında devreye girecek ‘yerli güneş pillerinin’ ekonomiye katkısının yıllık 10 milyar doları bulabileceği dillendiriliyor…
Konutların yüzde 20’sinde ‘sıcak su’ için kullanılan güneş enerji panellerinin ekonomiye katkısının 600 milyon dolara ulaştığı, sadece sıcak su için yapılacak yatırımların 3 milyar dolarlık ithalatı önleyebileceği düşünüldüğünde, güneş potansiyelimizin büyüklüğü de ortaya çıkıyor…
* * *
Madencilikteki potansiyelimiz mi?
Mermer ve taş ocakçılığı hariç, Irak’ın milli hasılasının yüzde 78.5’ini madencilik sektörü oluşturuyorsa…
Suudi Arabistan’ın milli hasılasının yüzde 58.7’sini madencilik sektörü oluşturuyorsa…
Kazakistan’ın milli hasılasının yüzde 38.2’sini madencilik sektörü oluşturuyorsa…
İran’ın milli hasılasının yüzde 27.9’unu madencilik sektörü oluşturuyorsa…
Bizim binde 8’lerde kalmamız düşündürücü…
Bu ülkelerde madencilik kolay, o nedenle oranlar yüksek diyebiliriz…
* * *
Mermer ve taş ocakçılığı hariç, Çin’in milli hasılasının yüzde 9.1’ini madencilik sektörü oluşturuyorsa…
Danimarka’nın milli hasılasının yüzde 2.4’ünü madencilik sektörü oluşturuyorsa…
Polonya’nın milli hasılasının yüzde 2.6’sını madencilik sektörü oluşturuyorsa…
Arnavutluk’un milli hasılasının yüzde 5.6’sını madencilik sektörü oluşturuyorsa…
Bulgaristan’ın milli hasılasının yüzde 3.9’unu madencilik sektörü oluşturuyorsa…
Burada durup bir düşünmek lazım…
* * *
Bizim gibi düşünmesi gereken ülkeler yok mu?
Çok…
Örneğin Brezilya…
Dünyanın bilinen en yüksek demir cevheri rezervlerine, petrolüne, doğalgazına, ormanlarına ev sahipliği yapıyor Brezilya…
Ama..
Mermer ve taş ocakçılığı hariç, Brezilya’nın milli hasılasının 5.7’sini madencilik sektörü oluşturabiliyor…
* * *
Kanada da ise durum, olması gerekene ışık tutuyor…
Maden kralı olarak bilinen Kanada’nın milli hasılasının 5.1’ini madencilik sektörü oluşturuyor…
Çünkü…
Kanada hammaddeyi sanayi ürününe dönüştürüp, yüksek katma değerle satmasını biliyor…
Madenciliğin katkısı, milli hasılaya teknolojik ürünlerle yansıyor…
* * *
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ı dinledik dün…
Madencilikte katma değeri yükseltmemiz gerekliliğine (Kanada modeli gibi) dikkat çekti…
Kromdan, bakırdan örnekler verdi…
“Krom rezervlerim var...
Hammadde olarak satıyoruz…
Sonra ferrokrom ithal ediyoruz...
Bakır rezervlerim var...
Hammadde olarak satıyoruz…
Ekonomiye 24 kat daha fazla katkı sunabilecekken, kolay yolu seçiyoruz…
O dönemi kapatacağız.
Daha fazla katma değer için hammaddeyi işleyeceğimiz modeller geliştirmeye başlayacağız.”
* * *
Akdeniz ve Karadeniz’deki aramalar; MTA’nın sondaj büyüklüğünün bu yıl 3.5 kat artırılması, gelecek yıl iki kat daha artırılacak olması…
* * *
Yaz aylarında ekonomi konuşmazdık fazla…
Biraz turizm, biraz tarım idare ederdik…
Bu yaz ‘enerjimiz’ yüksek. Bu iyiye işaret…