Yayaya yol mu verilir?
Bu hafta her yerde denetime takılan kural bilmez bir taksicinin videosu yer aldı. Sembolik trafik eğitimimiz, kavşak, yaya geçidi ve emniyet şeridi bilmez trafik kültürümüz yüzünden her gün pek çok kaza oluyor.
Özellikle Anadolu’da kurallar çok daha fazla ihlal ediliyor. Ben her benzin istasyonundan yola giriş ya da çıkışta hız azaltmaya özen gösteriyorum. Buna rağmen kuralları hiçe sayan bir traktör, kamyon veya farsız bir aracın sizi ve ailenizi her an hayattan koparma ihtimali söz konusu.
En kötüsü de o sürücü olay yerinden kaçıp, hiç bir şey olmamış gibi evine gidip çayını yudumlayabilir. Ne yaptığını bilmemek...Yani kelimenin tam anlamıyla cehalettir aslında bunun adı.
Temel sorun trafik politikasındaki yetersizlikler ve okullarda trafik bilgisinin ne yazık ki hala sembolik olarak verilmesi. Sonra “ben her gün caddelerdeyim” diyen ama en basit kuralı bile bilmeyen bir taksicinin haksız özgüvenine maruz kalmak ya da arabasının altında ezilmek çok olası bir durum. Trafikte motosikletliler ve tuzak radarlar dışında gerçek bir denetimden söz etmek mümkün değil. Umutsuz değilim ama önce kararlılığı görmek lazım.
Trafikte işine sıkı sıkıya bağlı 200 motosiketli ya da sivil polis işe katkı sağlar, fakat ne yaptığından habersiz, hatasını bile bilmeyen bir sürücü ceza ödese ne olur? Önce kuralı ve temeli öğretmek lazım. “Ben 30 senedir şoförüm, sen kimsin?” diyeni çok duyuyorum. 30 senedir deli dumrul gibi otomobil kullanıp gezen, kimsenin uyarmadığı, uyarı olarak da sadece çok küçük cezalar alıp yola devam eden sürücüler oldukça trafik kültürümüz gelişmez, değişemez.
Yaya geçitleri dolar, emniyet şeritleri tıkanır, sis farlarıyla gezilir, kavşaklarda kural bilinmez… Bir yerden başlamanın zamanı gelmedi mi? İsviçre’de geleceğin sürücüleri olan öğrencilere yaya geçitlerinden geçme dersi verildiğine şahit oldum. 5 yaşında bunu öğrenen 35 yaşında sürücüyken de kuralı bilir. Bebeğini kucağına alıp, ön koltukta karpuz gibi taşımaz. Yani eğitim şart, denetim devamlılığı esas.