Yavrunu sevindir, işe getir

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

Bir haber

Joyce DeLucca, 42 yaşında  bir Amerikalı. Kendi yatırım şirketini kurma çalışmaları sırasında hamile kalmış ve doğuma çok kısa bir süre kalıncaya kadar çalışmış. Ve zamanı gelince de doğum yapmış. Bu durumda Joyce'un bebek sayısı  ikiye çıkmış. Birisi yeni doğan kızı Layla, diğeri yeni kurulmuş şirketi Kingsland Capital Management. Çalışanları merak etmiş, acaba bu kritik zamanda Joyce hangi bebeği tercih edecek? Ama Joyce ikisinden de geçememiş. Layla'yı işe getirmiş. Odasının yanında bir odaya yerleştirmiş. Bir de bakıcı tutmuş. Layla şimdi 3.5 yaşında.

Joyce'un günde 12 saatlik bir çalışma yaşamı var. Gün içinde Layla'ya da zaman ayırabiliyor. Her fırsatta  Layla'yı görmeye gidiyor. Aslında Layla ofiste kendi başına dolaşabiliyor; canı istediğinde o da annesini ziyarete gelebiliyormuş. Anne, "Ama benimle toplantılara girmez. Gürültü yapmaz. Parmağımı dudağıma götürdüğümde sessiz olması gerektiğini bilir" diyor. Layla'nın bir kardeşi daha olmuş. Ariana şimdi 7 aylık. O da ofise gelmeye başlamış (Maternity-Leave Alternative: Bring the Baby to Work, The New York Times, 18 Ocak 2009)

Şimdi Amerika'da firmalar çalışan annelere, bazen babalara da, çocuklarını işe getirme seçeneğini tanımaya başlamışlar. Bu şekilde anneler ücretsiz izin alarak para kaybına uğramıyor, çocuklarını emzirebiliyor. Bütün bunların yanında en önemlisi de çocuk annesi ile daha sıkı bağ kurabiliyor, bakıcısını annesi sanmıyor.

Amerika ilginç yerdir. Bu konuda hemen  bir enstitü (The Parenting in the Workplace Institute) bile kurulmuş. Bu enstitüye göre, en az  120 şirket bu tür uygulamaları başlatmış. Bunlar arasında perakende satış mağazaları, bankalar, hukuk büroları ve devlet kuruluşları da varmış. Bu enstitünün kurucusu Carla Moquin şöyle diyor: "Bu tür uygulamalar 15 yıldır devam ediyor. Ancak son 2 yıldır oldukça arttı. Amerikan yasalarına göre şirketler annelere 3 ay ücretsiz izin vermek zorunda. Fakat verimli  bir çalışanın 3 ay işte olmaması önemli bir kayıp. Bu, her iki tarafın yararına bir  çözüm"

Indianapolis'teki bir firmanın (Borshoff) "Bebeğini İşe Getir" diye bir programı varmış. Anneler 6 haftalıktan 6 aylığa kadar çocuklarını işe getirebiliyor ve onlarla ilgilenebiliyorlarmış. Çocuklarını işe getirenler maaşlarının yüzde 80'ini alıyorlarmış.

Amerikalı psikoloji profesörü Alison Gopnik, çocukların ofise getirilmesini destekliyor, onların gelişmesine yardımcı olacağına inanıyor. "Çocuğun annesini çevresinde, yakınında hissetmesi çok önemli" diyor.

Jacqueline Grace, LifeTime Media şirketinin CEO'su. Kızı Alexandra'yı 2 aylıkken başlayarak, her gün işe getiriyormuş. Alexandra şimdi 5 yaşında. Jacqueline şöyle konuşuyor "Alexandra uyurdu, uyanırdı; emzirirdim, yine uyurdu. Bunları yaparken çalışabiliyor, telefonla konuşabiliyordum. Ama büyüdükçe daha fazla yere ihtiyacı oldu. Ona diğer çalışanlar gibi bilgisayarlı bir ofis verdim. Bu onun çok hoşuna gitti. Tabii onun eşyaları daha minicik ve renkli" Diğer çalışanlar da çocuklarını işe getirebiliyorlarmış. Jacqueline: "Ofiste çok positif bir hava esiyor. İnsanlar daha fazla gülümsüyor, daha neşeli ve rahatlar."

Bir yorum

Çalışan annelerin işi zor. Dokuz ay karnında taşıdığı en değerli varlığını, daha kokusuna doyamadan evde bırakıp işe gitmesi çok acı. Ama öte yandan da bir kariyer yaşamı, yaşamın gerçekleri var; bir profesyonel onu da terk edemiyor. İşte yukarda aktardığım uygulama annenin bu iki ihtiyacını da bir arada karşılıyor. Şirket açısından da önemli katkıları var. Örneğin, değerli bir çalışanınızı uzun süre kaybetmiyorsunuz; çalışanların işe bağlılığını artırıyor; takım ruhunu geliştiriyor; nitelikli kişilerin şirkete cezbedilmesini sağlıyor; morali yükseltiyor, prodüktiviteyi artırıyor.

Bir de işin sosyal boyutu var. Çocuklar bir ülkenin geleceği. Onları bu şekilde ruh sağlığı daha sağlam olarak yetiştirmek mümkün oluyor. Tabii varsayımımız işyerinde sevgi, saygı ve belli bir terbiyenin hakim olacağı; patronun onlara "Ananı da al git" demeyeceği…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019