Yavaşlayan küresel büyüme: riskler, fırsatlar …
Dünya borsaları hızlı bir başlangıç sonrası şubat ayına satıcılı başladı. Avrupa ekonomisinden gelen yavaşlama sinyalleri ile ABD ve Çin ticaret görüşmelerinin yavaş ilerlemesi, büyümeye duyarlı hisse senedi ve emtia piyasalarında kar satışlarına yol açtı.
Avrupa Birliğinin motoru konumunda olan Almanya, Fransa, İtalya ekonomilerinden gelen yavaşlama işaretleri sonrası AB komisyonu Avro bölgesi için 2019 büyüme tahminini %1.9’dan %1.3’e çekti. 2019 yılında Almanya’nın %1.1, Fransa’nın %1.3, İtalya’nın %0.2 büyümesi bekleniyor.
Ekonomide sert iniş endişeleriyle Avro bölgesi hisse senetleri şubat ayında %3’e yakın değer kaybederken 10 yıllık Alman tahvil faizleri %0.1 ile 2016 yılından bugüne gördüğü en düşük seviyelere geriledi.
Piyasaların moralini bozan diğer gelişme ABD Başkanı Trump’ın Çin’e şubat ayında yapacağı ziyareti ertelemesiydi. Trump’ın açıklamasının ABD - Çin arasındaki görüşmelerin yavaş ilerlemesi olarak görülmesi Asya borsalarında satışlara neden oldu. Çin geçen hafta yeni yıl tatilinde olduğu için negatif haber akışının piyasa etkisi bu hafta görülecek.
Avrupa büyümesinin sert bir şekilde yavaşlaması Türkiye’yi iki kanaldan vurabilir: (i) Ağustos ayında yaşanan kur şoku sonrası Türkiye ekonomisindeki dışa dönük dengelenme süreci zorlaşabilir; (ii) Avrupa ekonomisinde sert iniş endişesi doların küresel olarak güçlendirerek Türk lirasının değer kazanma sürecini tersine çevirebilir.
Avrupa ülkeleri toplam ihracatımızın %50’sini oluşturarak Türkiye’nin dışa dönük yeniden dengelenme sürecinde baş rolü oynuyor. Otomotiv, beyaz eşya gibi büyümeye duyarlı ürünlerin payının yüksek oluşu Avrupa ekonomisinde sert iniş senaryosunun Türkiye’ye maliyetini artırıyor. Avro bölgesi büyümesinin %1-%1.3 bandına gerilemesi 2019 yılında Türkiye için öngördüğümüz %1.0 büyüme tahminimizde aşağı yönlü riskleri (-%0.3 - %0.5) artırabilir.
Avrupa büyümesinin sert bir şekilde yavaşlamasının Türkiye’yi dolaylı olarak kur cephesinden vurabilir. Türkiye varlıklarında ocak ayında yaşanan yükselişin arkasında Fed’in güvercin taklası sonrasında doların küresel olarak değer kaybetmesi yatıyordu. Zayıf Avrupa ekonomisi doların güçlenmesini destekleyerek Türk lirasındaki değer kazanma sürecini tersine çevirebilir.
Lafı çok uzatmadan toparlayalım. Büyüme üzerinde aşağı yönlü risklerin arttığı mevcut ortam küresel olarak hisse senedinden çok tahvil piyasasını destekliyor. Ocak ayındaki hızlı çıkış sonrasında Şubat ayında dünya borsalarında kar satışları devam edebilir.
Avrupa ekonomisinde sert iniş Türkiye ekonomindeki dışa dönük dengelenme ve Türk lirasının güçlenmesi sürecini tehdit ederek Türk lirası cinsi varlıklar üzerindeki riskleri artırıyor. Buna karşın düşük faiz ortamı yabancı yatırımcılar için Türkiye devletinin, bankaların ve büyük şirketlerin euro-tahvillerinin cazibesini artırıyor.