Yavaşlama daha da sertleşebilir

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

 

Yılın başında ekonominin yavaşlayacağı konusunda fikir birliği vardı. Ancak yavaşlamanın hangi dozda olacağı konusunda düşünceler ayrışmıştı. Yavaşlamanın yumuşak olacağını iddia edenler çoğunlukta gibi görünüyordu. Tersine,  2012 yılında Türk ekonomisinin sert bir iniş yaşayacağını iddia edenler de vardı.
Uzunca bir süre yumuşak inişin işaretlerini arayarak geçirdik zamanı. Ama yılın son ayında gelen yeni veriler sanki yılı heba ettiğimizi söylüyor. Haftanın ilk günü 2012 yılının üçüncü çeyreğindeki büyüme performansına ait veriler yayınlandı.
Neresinden baksanız yıla yumuşak dozda  başlayan yavaşlamanın sertleştiğini gösteriyor bu veriler. Hem bir yıl öncenin aynı dönemiyle yapılan mukayeseler  hem de bir önceki üç aya kıyasla yapılan hesaplardan  yavaşlamanın gittikçe sertleştiği anlaşılıyor.
                                                 *                 *                  *
2011 yılının üçüncü çeyreğine kıyasla  bu yılın aynı döneminde büyüme hızı yüzde 1.6 düzeyine inmiş. Aslında yıllıklandırılmış  büyüme hızındaki yavaşlama yeni sayılmaz. Bu eğilim 2011 başında başlamış. Sonraki her üç ayda büyüme hızı bir öncekinden daha  düşük. Yani yavaşlama adeta bir trende dönüşmüş, bir yavaşlama eğrisi tanımlamak mümkün hale gelmiş.  2012 yılının üçüncü çeyreğindeki yüzde 1.6 düzeyindeki büyüme hızı yavaşlama eğrisinin en düşük noktasını temsil ediyor. Son açıklanan bulgu bu açıdan önemli.
Bu noktadan sonra dikkatler yılın son çeyreğine dönecek. Hem dördüncü çeyrekteki büyüme hızı hem de yılın bütününe ilişkin büyüme performansı öngörülmeye çalışılacak. Büyümedeki yavaşlamanın daha da sertleşip sertleşmeyeceği merak edilecek.
Bu merakı giderecek somut veriler henüz yok. Tahminlere yardımcı olabilecek işaretler ise durumun pek fazla değişmeyeceği izlenimini veriyor.
Bu izlenimi pekiştiren bir kaç nokta var. Birisi sanayi üretimi. Sanayi üretiminin ulusal üretimle (GSYH) aynı eğilimleri gösterdiği biliniyor. Bu bağlantıdan hareketle büyüme eğilimini tam olarak göremediğimiz zaman aralıklarında sanayi üretimini öncü gösterge olarak kullanıyoruz. 2012 yılı Ekim ayının sanayi üretimi verileri de haftanın ilk günü açıklandı. Ekim ayının yılın son çeyreğinin ilk ayı olması nedeniyle gösterge olarak önemi var. Bu göstergenin yılın son çeyreği için verdiği işaret olumlu değil. Geçen yılın aynı ayına kıyasla Ekim ayında sanayi üretim artış hızı negatif  yüzde 5.7 olmuş. Sanayi üretimi büyümermiş daralmış.
Bayram vardı falan diye teselli bulmak mümkün tabii. Ama mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış üretim artış hızı da negatif.  Düzeltilmiş hesaplamalar sanayi üretiminin Ekim ayında yüzde  2.6 oranında daraldığını gösteriyor.  Dördüncü çeyrekte büyümedeki  yavaşlamanın daha da sertleşebileceği izlenimini veriyor bu bulgu.
                                                    *                  *                  *
Yılın son iki ayında sanayi üretimi toparlar, büyüme hızlanır diye bir senaryo kurmak da zor. Zira son dört çeyrektir ekonominin yavaşlaması sonucunu doğuran etkenlerde önemli bir değişme yok.
Bu tür etkenlerden birisi ulusal harcamalar, yani iç talep. İç talebin yılın başından beri cansız olduğu biliniyor. Üçüncü çeyrekte de bir canlanma olduğunu söylemek zor. Talebin en büyük parçası olan özel tüketim harcamaları üçüncü çeyrekte durumunu daralmamış. Ama ciddi bir artış da göstermemiş. Özel yatırım harcamalarındaki daralma ise giderek büyüyor. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 1.3artmış olan özel yatırım harcamaları ikinci çeyrekte yüzde 7.7 daralmış. Üçüncü çeyrekte yatırımlardaki daralma oranı yüzde 11.1 düzeyine zıplamış.  Ekonomiyi çekip büyütecek olan iç talep canlanmamakta israr ediyor anlayacağınız. 

Harcama-talep tarafında yılı sürükleyen dış talep olmuştu. İhracatın ithalattan hızlı artması ekonomiye önemli  bir dış talep katkısı sağlamıştı. Son veriler ihracattaki artış hızının yavaşlamaya başladığını gösteriyor. Yılın son çeyreğinde  dış talebin e çekici gücünü kaybedebileceğine işaret ediyor bu.
Özel talepten mahrum kalan büyümenin daha da yavaşlamaması için  kamudan harcama desteği gelmesi gerekiyor. Bu yöndeki politika tercihinin ise bunun tersi yönde olduğu biliniyor. Bu koşullarda yavaşlamanın dördüncü çeyrekte daha da sertleşeceğini öngörmek yanlış olmaz diye düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018