Yavaşlama başlıyor

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ [email protected]

30 Haziran 2014 tarihinde bu köşede altı çizilen endişe, geçtiğimiz 6 haftada gerçekleşme sinyalleri verdi. Türk Lirası’nın reel değerinde senenin ikinci çeyreğindeki tırmanma, Irak, Suriye ve Filistin’de dahil olmak üzere jeopolitik gelişmelerle birleşince ihracat hızı düşüyor. Buna paralel olarak sanayi üretim endeksi büyümesi gevşiyor. 

2014 ikinci çeyreğinde Türk Lirası yüzde 8 civarında değer kazandı. Haziran ayında Türk Lirası’nın reel değeri çok az değişti; resmi rakamların henüz açıklanmadığı temmuz ayında ise Türk Lirası’nın yüzde 0.5’in biraz altında ilave değer kazandığını hesaplıyoruz. Yani reel kur mayıs, haziran ve temmuz aylarında bir ‘plato’ yaptı. 

109-110’lar seviyesindeki bu plato Türk ihracatçıları açısından problemli bir seviye. 2001 krizi öncesi zirve de 110 idi. İlk ve ara keskin düzeltmelerden sonra, 2004’ün ortalarına kadar görülen zirveler 110’larda kaldı. Ancak reel kur cari açığın rekor kırdığı dönemlerde 132’leri de gördü. Yani, Türk Lirası’nın şu anki seviyesi, cari açığı patlatacak etkiyi göstermese de ihracat ve dış ticaret dengesindeki düzelmeyi durduracak etkiyi gösterecek. 

Nitekim, sanayi üretimi büyümesi mayıs ayında hız kesti. Alt kalemler, bu yavaşlamanın genel bir nitelik taşıdığını ve dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarında büyümenin eksiye döndüğünü gösteriyor. Ara malı üretimi büyümesi ise 2013 sonlarından itibaren yakaladığı hızlı büyüme eğilimini kaybetse de yüzde 3’ün üzerinde büyüdü mayıs ayında. Reel kurdaki değer kazanmayla birlikte önümüzdeki aylarda bu kalemin büyümesi daha da düşecek. 

Buna ilave olarak, mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ve yurt içi ve dışı siparişler, ve yatırım meyli gibi alt kırılımları önümüzdeki aylarda üretim ve şirket harcamalarında bir zayıfl ama göreceğimizi gösteriyor. 

Ticari bankaların kredi büyümesi nominal olarak yüzde 20’nin altına iniyor. Tüketici tarafındaki fonlama ticari kredilere göre daha yavaş büyüyor. Tahmin edilebileceği gibi, bankaların taşıt kredisi stoğu küçülüyor. Son haftalarda taşıt kredileri önceki seneye göre yüzde 10 oranında geriledi. Bu daralma, otomobil iç pazarı ve buna paralel olarak ithalattaki daralmaya paralel gidiyor. 

Bu arada; kredi genişlemesi kamu bankaları eliyle oluyor. Kamu bankalarının nominal kredi genişleme hızı senelik yüzde 24’lere ulaşırken özel bankalarda bu rakam yüzde 17’lerin altına indi. Kamu bankaları piyasa hadlerinden hatta daha yukarılardan fonlama yaptığı için karları da yüksek seyrediyor. 

Bu resmi şöyle özetleyebiliriz. İç talep ve bunu ateşleyen krediler yavaşlıyor. Dış talepte jeopolitik problemler ihracatçıyı zorluyor. Buna ilave olarak Türk Lirasının reel değerinin son aylarda yükselmesi ihracatçıya ikinci darbeyi vuruyor. Bu faktörler bu örgüde devam ederse, üçüncü ve dördüncü çeyrekte büyüme, hem iç hem de dış talep etkisiyle gevşeyecek demektir. Yüzde 4 büyümeye ulaşılmak ya da uzaklaşılmaması isteniyorsa dış talepten daha iyi yararlanmak için kurlara dikkat edilmesi gerekiyor. Yoksa, 30 Haziran’da yazdığımız gibi, 2012-2013’ü tekrar yaşarız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018