Yatırımda kalabilmek
Finansal piyasalarda yatırım yapmanın en zor yanı, çoklu alternatif içinden doğru olanı seçerek, getiri yaratmak. Hayatın her alanında olduğu gibi her zaman seçimler doğru sonuç vermeyebiliyor.
Bu noktada yatırımcı olarak psikolojiyi yönetmek ve yatırımda kalabilmek önemli. Yatırımda kalabilmenin gereği nedir diye sorarsanız, doğru şekilde çeşitlendirilmiş ve riski dağıtılmış bir portföy olarak tanımlayabilirim.
Yatırımda çeşitlendirme, yatırım portföyünü farklı varlık sınıflarına, sektörlere veya coğrafi bölgelere dağıtarak riski minimize etmeyi amaçlar. Bu strateji, tek bir varlığın veya sektörün olumsuz performansının portföyün genel performansını olumsuz etkilemesini önler. Fon yatırımcıları için çeşitlendirme, uzun vadede istikrarlı getiriler elde etmenin ve piyasa dalgalanmalarına karşı korunmanın en etkili yollarından biridir.
Yatırım fonu ile ilgili son dönem yazılmış güzel kitaplar arasında yer alan Joe Wiggins’in Akıllı Fon Yatırımcısı: Aktif ve Pasif Fonlarda Daha İyi Sonuçlar için Pratik Adımlar’ı tüm fon yatırımcılarının okumasında fayda var.
Kitapta yatırımda çeşitlendirmenin faydaları şu şekilde öne çıkarılıyor; “Çeşitlendirmenin ‘doğru’ bir seviyesi yoktur; her bireyin gereksinimlerine ve özelliklerine bağlıdır. Çeşitlendirme her derde deva değildir. Bununla birlikte, yatırımcılar ne kadar özgüvenli ve ne kadar yoğunlaşmış olursa, kayıp riskinin de o kadar artacağını varsaymalıdır. Yoğunlaşmış fonlardan kaynaklanan riskler aşırı ve keskin olabilir.”
Bununla birlikte doğru çeşitlendirme için önemli bir detay da vurgulanıyor; “Portföyümüzdeki tüm fonlar aynı anda aynı oranda yükseliyorsa, bir sorunumuz var demektir.”. Buradan çıkaracağımız nokta şu, iyi çeşitlendirilmiş bir portföyde tüm fonlar her dönem yükselmeyebilir ve bazı fonların bazı dönemlerde geride kalmasını sorun etmemek gerekiyor.
Çeşitlendirme aşağıda belirttiğim içerikte olabilir;
-Varlık sınıflarında (Hisse, Yabancı Hisse, Sabit Getirili Enst.)
-Coğrafi olarak (ABD, Türkiye, Gelişmekte olan ülkeler vb.)
-Tema olarak (Teknoloji, Temiz Enerji, Emtia)
-Aynı Temada içerik olarak (BIST30, BIST100 dışı, teknoloji vb)
-Portföy Yöneticisi (A Portföy, B portföy vb)
-Para Birimi (TL, USD, EUR)
Bu kapsamda hem yerli hisse hem de yabancı hisse senedi ağırlıklı fonlarda çeşitlendirme örneği paylaşmaya çalışacağım. Yerli hisse tarafında farklı içerik barındıran fonları BIST30 ağırlıklı, sürdürülebilirlik endeksine dayalı ve BIST100 Dışı hisse ağırlıklı şeklinde belirledim ve bu üç fondan oluşan bir portföyün getiri, volatilite ve negatif getirili gün oranı gibi parametrelerini inceledim. Çıkan sonuca bakıldığında sürdürülebilirlik hisse senedi fonunun riski düşürme ve çeşitlendirme adına katkısının sınırlı olduğunu değerlendirmek mümkün. Bu çerçevede BIST30 ağırlıklı ve BIST100 dışı hisse içeren bir portföy çeşitlendirme anlamında katkı sağlamış görünüyor. Getiriden ödün vermeden, daha düşük bir volatilite ile portföy, yatırımda kalabilmek açısından değerli.
Benzer yaklaşımı son dönemde ciddi prim yapan ABD Nasdaq100 ve S&P500 endekslerindeki hisselere yatırım yapan fonlar için oluşturmaya çalıştım. Özellikle Nvidia, Apple ve Amazon’daki güçlü seyir, tüm ABD endekslerini taşıyor ama sürdürülebilirliği konusunda soru işaretlerinin de çoğaldığını görüyoruz Bu kapsamda yine aynı mantıkta, defansif olarak değerlendirilen sağlık, sürdürülebilirlik temalarıyla bir çeşitlendirme sağlamaya çalıştım. Beklenenin aksine sağlık yerine sürdürülebilirlik temasıyla daha iyi bir çeşitlendirme oluştuğu sonucu ortaya çıktı. Verilere baktığımızda portföy oluşturmanın negatif getirili gün sayısı ve volatilite anlamında değerli olduğunu söyleyebiliriz.
Çeşitlendirmenin, fon yatırımlarında uzun vadeli başarıyı hedefleyen her yatırımcının temel stratejilerinden biri olmasında fayda var. Getiri sağlamak kadar yatırımda kalabilmenin de önemli olduğunu unutmamak lazım.