Yatırımcılar geç de olsa tatile çıktı mı?
2017'nin mayıs ayı beklentilerini de geçmiş yıllar tecrübelerimize göre şekillendirmekte güçlük çekmemiştik; yatırımcılar, küresel çapta sahip oldukları pozisyonları yeniden gözden geçirecek ve yaz mevsimi döneminde işlemlerde hacimler azalacak, sonbahar ile birlikte yeniden pozisyonlanmalar başlayacaktı. Ancak beklendiği gibi olmadı. İşlemler mayıs ayının yanı sıra Haziran ve Temmuz dönemlerinde de beklenilenin üzerinde bir hacim ile gerçekleşti. Ağustos ayı ise gecikmeli de olsa tatile çıkma senaryosunun gerçekleştiğine dair emarelere işaret ediyor.
Bu noktada farklı nedenleri de öne sürmek mümkün. Birçok hisse senedi endeksi 52 hafta zirve değerlerine yakın fiyatlardan işlem görürken, fiyatlanacak hikayenin de çoğunluğu hatta kimi yerlerde fazlası varlık değerlerinin içerisine dahil olmuş durumda bulunuyordu. Bu da yatırımcı kesiminin genelinde pozisyonları yeniden gözden geçirmek durumunda bıraktı. ABD kaynaklı politik risk başlıklarını ise artık ekstra akış içerisinde değerlendirmenin dışına çıkmış durumdayız. Yıl başlangıcından bu yana süre gelen gelişmeler fiyatlamalara tam anlamı ile dahil olmadığından, karşılaşılacak tepkinin şiddeti az olur denilen günlerde dalga boyunun arttığına şahit oluyoruz. Durumun teknik açıklaması ise volatilite.
İşlem hacimlerinde genele yayılan bir azalıştan söz etmek mümkün. Ağırlıklı dağılım Ağustos ayı işlemlerine ait. Öyle ki, 20 günlük değişimde Amerika kıtası endeksleri yüzde 17-yüzde 28, EMEA bölgesi endeksleri yüzde 20 - yüzde 30 ve Asya ise yüzde 15-20 aralığında düşüş ile yoluna devam etmekte. Hareketin dışarıdan içeriye yansıması ise BİST 100'ün 110 bin puan seviyesi üzerine geçmekte zorlanması ve TL'nin yatay bant aralığında işlemlere mahkum olmasına zemin hazırladı. TL cephesinde bahsettiğim durum dolar/lira kuru işlemlerini içeriyor. Sepet kur ve euro çaprazında ise aylık ortalama değerler açısından yükseliş ve hacim artışı olduğunu belirtmek gerekiyor.
Benzer durum euro/dolar paritesi işlemlerinde de söz konusu. Macron'un nisan - mayıs döneminde Fransa'da sandıktan zaferle çıkmasından bu yana bölgeye ait gelişmeler ve Başkan Trump'ın siyaseten manevra alanındaki daralmalar nedeniyle gerçekleşen yükseliş bir süredir 1.20 bölgesine ulaşmakta güçlük çekiyor. Ötesi, 1.17-1.18 bandına sıkışma her geçen gün artmakta. Gün içi yüksek ve düşük değerler üzerinden işlem spreadlerine baktığımızda son 22 günün ortalaması 90 pips bölgesinden 70 pips bölgesine doğru çekilmiş durumda. Üstelik bu sıkışmayı Jackson Hole (JH) toplantısına doğru gidilen hafta içerisinde gördüğümüzü de not düşmek gerekiyor.
Reuters tarafından servis edilen haberin doğru çıkması halinde ECB'nin yeni bir politika değişimini JH'da açıklaması beklenmiyor. Değerlenen euronun bölge büyümesi ve enflasyonu üzerine negatif etkilerine dair farklı analizler kurum raporlarında yer almaya devam ederken, şu aşamada parite açısından yükseliş temelli haber akışının fazlası ile fiyatlanmış olabileceğini de belirtmeliyiz. Bu noktadan sonra euronun değerlenmesi, ECB'nin beklenti üzerinde sıkılaşma adımı atmasından ziyade ABD kaynaklı haber akışından daha fazla etkilenebilecek gibi duruyor.
Peki ya sonbahar? Ay başlangıcını ECB, sonunu ise Fed toplantısı ile karşılayacağız. Pozisyonların değişikliğe gitmesi ve hacimlerdeki toparlanma yüksek olasılık. Kasım ayının sonunda küresel fonların yıl muhasebesi yapacaklarını düşünecek olursak, Eylül-Ekim, bir nebze de Kasım ayı elimizde kalıyor.