Yatırım: Neden bizde azalıyor da, onlarda azalmıyor?
Hukuk sisteminin çok sorunlu olduğu, mahkeme kararları ile o kararların bir kısmının dayandığı bilirkişi raporlarına güvenin olmadığı ve davaların sonuçlanmasının yıllar aldığı bir ülke sizce gönül rahatlığıyla yatırım yapılır bir ülke midir? Ya da düzgün verginizi ödüyor olsanız bile, “vergi müfettişleri bir gün bana da uğrayabilirler” korkusu taşıyorsanız, o ülkeye yatırım yapmak için istekli olur musunuz? Nüfusun yarısının kendisini ‘ikinci sınıf vatandaş’ gibi hissettiği bir ülkede yatırım yapma hevesi coşar mı?
Bu sorular hem yabancı yatırımcılar hem de yerli yatırımcılar için geçerli. “Yatırım” derken elbette finansal yatırımlardan söz etmiyorum. “Avrupa’dan sıfıra yakın faizle borçlan - dövizi Türkiye’ye getir - liraya çevir – git tahvil ya da hisse senedi al – bir ay sonra çık” şeklindeki kısa vadeli sermaye girişleri değil kastım. İktisatçıların ‘yatırım’ derken kastettikleri ile ilgiliyim; yani milli gelirin önemli bir kısmını oluşturan yeni fabrikalar, barajlar, oteller falan…
Son yıllarda bu tür yatırımlar açısından sorunlar yaşıyor Türkiye. Özel yatırım harcamaları artmıyor. Yurtdışından ise eskisine kıyasla çok daha az yabancı yatırım geliyor. Üstelik yerleşiklerin yurtdışına yaptıkları yabancı yatırım miktarı artıyor. Birkaç rakam vereyim: 2012 yılında özel yatırım harcamaları 2011’e kıyasla yüzde 4.9 azaldı. 2013 yılında ise bir yıl öncesine göre sadece yüzde 0.4 arttı. Bu yılın üçüncü çeyrek rakamları var elimizde. Buna göre, son bir yılda yatırım harcamaları bir önceki döneme göre yüzde 1.2 oranında düştü.
Bir karşılaştırma daha yapayım: 2003-2007 dönemindeki her çeyrekte özel yatırım harcamalarının bir yıl öncesine kıyasla artışlarının ortalaması yüzde 19.2. Oysa, 2012-2014 döneminde bu ortalama eksi yüzde 2.
Şimdi sıra doğrudan yabancı yatırımlarda. Tabloda Türkiye’de yaşayanların yurtdışına yaptıkları yatırımlar, yabancıların Türkiye’de gerçekleştirdikleri yatırımlar ve bu ikisinin farkı var. ‘Net’ sütununda yer alan artı değerler, yabancıların Türkiye’de yaptıkları yatırımların, yerleşiklerin yurtdışında yaptıklarından daha fazla olduğunu ifade ediyorlar.
Tablodaki rakamları tekrarlamama gerek yok. Sadece birkaç dikkat çekici noktayı vurgulayayım: 1) Son üç yılda yabancıların Türkiye’de gerçekleştirdikleri yatırım tutarı, 2006-2007 döneminde gerçekleştirdiklerinin çok altında. Elbette bu gelişmenin bir nedeni, eski dönemdeki hızlı özelleştirmeler. Ama sonuç değişmiyor. Neticede neredeyse yarı yarıya düşüş var. 2) Yerleşiklerin Türkiye dışına yaptıkları yatırım miktarı ise son yıllarda artıyor. 3) Bu ikisinin sonucu olarak, son yıllarda net doğrudan yabancı yatırım girişinde keskin bir azalış gözleniyor.
Peki, bu, bize benzer diğer ülkelerde de gözlenen bir durum mudur? Tablo 2’de bu sorunun yanıtı var. G20 grubunda yer alan bazı yükselen piyasa ekonomilerine gelen doğrudan yabancı yatırımları gösteriyor tablo. Hindistan’ı ve Çin’i verseydim oldukça yüksek değerler yer alacaktı. Arjantin için ise bilgi yok. Gerek de yok; durum ortada. 1) Bize benzer ülkelere son yıllarda yapılan yabancı yatırımlarda bir azalış söz konusu değil. Bu Türkiye’ye özgü bir durum. 2) Bu ülkeler arasında en az doğrudan yabancı yatırım Türkiye’ye geliyor.
Sizce “ne oluyor” diye sormak gerekmiyor mu? Evet, sahiden ne oluyor? Yazının başında yazdıklarım mı var bu sevimsiz gelişmenin arkasında? Oturup düşünmekte yarar var.