Yatırım iştahsızlığı

Doç. Dr. Hatice KARAHAN
Doç. Dr. Hatice KARAHAN EKONOMİK STRATEJİ [email protected]

Yatırım iştahındaki zayıflık, dünya çapında bir süredir tartışılan bir konu… Üstelik mesele, yerli yatırımcıların keyifsizliğini temsil ettiği kadar doğrudan yabancı yatırımları da ilgilendiriyor. Bu kapsamda cari yıla dair açıklanan veriler dikkatle izlenirken, geçtiğimiz günlerde UNCTAD (United Nations Conference on Trade and Development) tarafından yayımlanan yıllık raporda da (World Investment Report) 2016'nın ilgili detaylarını inceleme imkânı bulduk.

Buna göre, 2016 yılında doğrudan yabancı yatırım (DYY) akımları dünya çapında yüzde 2 düşüş kaydederek 1,75 trilyon dolar oldu. Söz konusu zayıflamanın ise, gelişmekte olan ekonomilere akan yatırımların sert bir düşüş yaşamasından kaynaklanmış olduğu anlaşılıyor. Nitekim bu ülkelere giden yatırımlar ilgili dönemde yüzde 14 oranında gerilemiş gözüküyor. Üstelik 2016 yılındaki bu gerileme, birçok bölgeye de yayılmış bir görünüm çiziyor. Bu kapsamda, gelişen Asya ve Afrika istikametindeki DYY akımları, sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 3 oranlarında bir azalma kaydederken, Latin Amerika'ya girişlerde de yüzde 14'lük bir düşüş var.

Öte yandan aynı dönemde, gelişmiş ülkelere yönelen toplam doğrudan yabancı yatırımlarda yüzde 5 oranında bir artış olduğu göze çarpıyor. Böylelikle 2016 yılında toplam 1 trilyon dolar olarak kaydedilen söz konusu yatırımlardaki yükselişin ise, özellikle Kuzey Amerika cephesinden kaynaklandığını belirtmekte fayda var. Nitekim bu dönemde K. Amerika bölgesine giriş yapan ilgili sermaye yüzde 9 artarken, Avrupa istikametinde ise yüzde 6 oranında bir düşüş olduğu dikkat çekiyor.

Bununla beraber rapora göre, aynı kategorideki Avrupa hariç diğer ekonomilerde de gerçekleşen artışlarla birlikte, gelişmiş ülkelere akan doğrudan yabancı yatırımların küresel payı yüzde 59'a yükselmiş durumda... Yalnız bu noktada, gelişmiş ekonomilere bu dönemde duyulan ilginin, ağırlıklı olarak özsermaye yatırımı kaynaklı olduğunu da eklemek gerekir.

2016 yılındaki DYY hareketleri ülkeler bazında incelendiğinde ise, 1 numaralı pazarın 391 milyar dolarla ABD olduğu gözleniyor. ABD'yi, ciddi bir yıllık artış eşliğinde 254 milyar dolar çeken Birleşik Krallık ve durağana yakın bir seyirle 134 milyar dolar kaydeden Çin takip ediyor. Listede 4. sırayı 108 milyar dolarla Hong Kong alırken, ardından da 92 milyar dolarla Hollanda geliyor. En çok DYY çeken ilk 20 kapsamındaki gelişen/yükselen ekonomiler arasında ise, Çin'in yanı sıra, Brezilya, Hindistan, Meksika, Rusya ve Angola göze çarpıyor.

Bu bağlamda tepeden bakıldığında, 2016 verileriyle birlikte DYY hareketlerinde gelişmiş dünyanın popülerliğini güçlendirdiği ve gelişenlerin bu anlamda mecal kaybettiği açıkça fark ediliyor. Bu dönemdeki ilgili kararların arka planında ise, özellikle siyasi konjonktür, büyüme performansı ve emtia fiyatları gibi belli başlı dinamiklerin rol oynadığı anlaşılıyor. 2017 yılına dair beklentiler ise, canlanan ticari ve ekonomik görünüm dahilinde daha iyimser bir tablo çiziyor.

Bu doğrultuda gelişmiş ülkelere olan alaka süreceğe benzerken, gelişmekte olan dünyadaki birtakım toparlanmaların da yabancı sermayeyi hareketlendireceği kanaati var. Bunun yanı sıra yatırımcıların spesifik olarak, kur oynaklığı, likidite, faiz seviyeleri ve borçluluk gibi makroekonomik dinamiklerin gelişimini dikkatle incelemeyi sürdüreceği anlaşılıyor. Öte taraftan, jeopolitik riskler, istikrar ve terörizm gibi çetrefil unsurların da, müstakbel DYY kararlarında ciddi rol oynamaya devam edeceğine şüphe yok.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hindistan fırsatı 08 Mayıs 2017
Petrol hikayesi 05 Aralık 2016
Keyifsiz görünüm 24 Ekim 2016
Türkiye’ye güvenenler 15 Ağustos 2016
Tarımda umut 12 Temmuz 2016