Yatırım fonlarından al haberi
Yatırım fonları artık iyice hayatımıza girdi. Fon yatırımcı sayısında eşi benzeri görülmemiş artış, hem ekonomik koşulların bir dayatması hem de yavaş da olsa artan finansal okuryazarlığın bir göstergesi.
Eylül 2024 itibariyle MKK verilerine göre 5.3 milyon fon yatırımcısı var. Toplam portföy büyüklüğü ise 3.9 trilyon TL. Kıyaslama yapmak açısından hisse senedi büyüklüklerine de bakalım. Hisse senedi yatırımcı sayısı 7.2 milyon, toplam portföy büyüklüğü ise 5.5 trilyon TL. Ağustos 2024 itibariyle bankacılık sektöründeki toplam mevduat miktarı ise 17.4 trilyon TL seviyesinde, bunun 6 trilyon TL’si vadesiz, 11.4 trilyon TL’si vadeli mevduat.
Bu büyüklükler bize fonların diğer yatırım enstrümanları için ne kadar büyük bir rakip ve alternatif haline geldiğini göstermeye yeter. Haline geldiğini diyorum çünkü çok yakın zamana kadar böyle bir durum yoktu. Eylül sonu 3.9 trilyon TL olan yatırım fonları toplam büyüklüğü 2024 Nisan başı 2.5 trilyon TL seviyesindeydi. 6 ayda muazzam bir yükseliş, 1.4 trilyon TL. Bu yükselişin 500 milyon TL’lik kısmı serbest fonlardan gelirken, 630 milyon TL’lik kısmı para piyasası fonlarından gelmiş. Verileri fonbul.com’dan aldım.
Para piyasası fonu mucizesi
Para piyasası fonlarının son 6 aydaki büyümesi görülmemiş seviyede. Bu her şeyden önce değişen koşullara Türk insanının ne kadar kolay adapte olduğunu gösteriyor. Muhtemelen 1 yıl önce para piyasası fonunun adını duymayan yüzbinlerce kişi şu anda para piyasası fonu yatırımcısı. İkincisi finansal ürün avantajlı olduktan sonra, kullanımı kolay olduktan sonra, riski düşük olduktan sonra yatırımcının içeriğinde ne olduğunu tam olarak özümsemesine gerek yok.
Zira ben para piyasası fonu yatırımcılarının fonların içinde yer alan ters repo, kısa vadeli borçlanma araçları, takasbank para piyasası araçlarını vs bildiğini düşünmüyorum. Fon yatırımının güzelliği de buradan geliyor zaten. Profesyoneller yatırımcının uzman olmadığı yatırım enstrümanlarına belirli riskleri de gözeterek paraları dağıtıyorlar. Bu riskleri de keyfi olarak gözetmiyorlar, SPK’nın bu konuda her fon için ayrı kısıtları, kriterleri var.
Nisan başıyla Eylül sonunu kapsayan 6 aylık periyotta kıyaslama yapmamın nedeni en son faiz artırımının Mart sonunda yapılmış olması ve ondan sonra TCMB faizinin sürekli %50 seviyesinde gitmesi. Artı eksi %3’lük bir bantta hareket ettiği için bu faiz zaman zaman 47’e iniyor zaman zaman 53’lere çıkıyor ama bu yatırımcı için ihmal edilebilir bir hareket.
Hani vergi fonları baltalardı
Bir de işin vergi kısmına da değinmek istiyorum. Biraz da fikr-i takip olması açısından. Malum para piyasası fonlarında stopaj %0’dı. Sonra bu oran %7.5’e yükseldi. Şu anda kısa vadeli mevduatla aynı seviyede. Vergi artışının olduğu dönemde bunun fonlara zarar vereceği, dövize kaçışı tetikleyebileceği yazıldı çizildi.
Bu köşede yatırımcının fon getirisi üzerinden ödeyeceği %7.5’luk verginin bu kadar yüksek getiriler varken tercihlerini değiştirmeyeceğini yazmıştık. Nitekim durum da öyle cereyan etti. Aynı tartışma hisse senetleri için yapılmıştı, bu konuya bu hafta girmek istemiyorum ama hisse senedi getirilerine gelecek bir vergi de hisse senedine olan ilgiyi çok değiştirmeyecekti muhtemelen. Orayı etkileyen çok daha farklı şartlar var maalesef. Günün sonunda o vergi gelmemiş oldu.
Toplumsal adalet açısından bana kalırsa doğru olmadı. 7.2 milyon hisse senedi yatırımcısının 5.5 trilyon TL varlığı olduğunu söylemiştim yukarıda. Bu 5.5 trilyon TL’nin 4.6 trilyon TL’si 10 milyon TL ve üzeri portföy değerine sahip 18.918 kişiye ait. Geri kalan kısım sadece 900 milyon TL ve 7 milyondan fazla kişiye dağılmış durumda. Bu 7 milyon kişinin yaklaşık 5.2 milyonunun da portföy değeri 50 bin TL ve altında. Hisse senedi yatırımcısı arttı analizi yaparken bu 5.2 milyon kişiyi de mutlaka hesaba katmak gerekir.