Yastık altı tasarruflarını sisteme çeken enstrüman

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

 

Müslümanlar arasında "faizi haram görüp" tasarruflarını bankada değerlendirmek istemeyenlere geçen yüz yılda tasaruflarını değerlendirecekleri kar/zarar ortaklığını esasına dayalı İslam bankacılığı/Katılım bankacılığı sistemi sunuldu. Bir yandan dünya dev bankaları Citibank-UBS ve HSBC gibi bankalar bu alana girdi. Bir yandan da İslam ülkelerinde bu alanda finans kurumları kuruldu. Bunun sonucunda dünyada "faizi haram görenlerin" 1 trilyon dolarlık tasarufları 60 ülkede yastık altından finans sektörüne girerken, 1985'te Türkiye'de çalışmaya başlayan Katılım Bankaları da 56 milyar 100 milyon liralık bir aktif büyüklüğüne ulaşarak yastık altı birikimleri finansal sisteme çeken enstürman oldu.    
Araştırmalara baksanız ilk bankacılık tarihinin İsa'dan Önce 2000 yıllarında Mezapotamya'da başladığı bilgisiyle karşılaşırsınız. Denizli Leodikya kazı alanın girişindeki tabelayı okusanız, Leodikya'nın ilk bankacılık ve tekstil merkezlerinden biri olduğu bilgisine ulaşırsınız. Banka sözünün kaynağına baksanız, Ortaçağ'da İtalya liman kentlerinde, bir bank üzerinde orturan sarrafların seyahate giden gemicilerin eşlerine sıkıştıklarında eşleri dönene kadar borç verdiğini,  seyahate çıkanların korsanlara kaptırmaktan korktukları birikimlerini emanete alarak bir nevi bankacılığı başlattığını öğrenirsiniz…
Banka sözcüğünün olduğu kadar banker sözcüğünün de bu bankta oturan sarraflardan kaynaklandığını bildiren birçok kaynak söz konusudur. Peki, "Faiz" dediğimiz zaman neyle karşılaşırız?
İlk bankerlerin ağırlıklı olarak Yahudilerden oluştuğunu, Hristiyan ve Müslümanların uzun süre dini inançları gereği "Faizi haram görüp" bu sektörde yer almadıklarını da yine bu metinlerden öğreniriz. Hristiyanların 19. yüzyılda din önderlerinin "faize" izin vermesinden sonra bu alana girdiklerini, buna karşılık Müslümanların "faiz haram" düşüncesinin sürdüğünü biliyoruz. Ancak, geçen yüzyılın ikinci yarısında İslam bankacılığı/katılım bankacılığı sistemiyle inançları gereği faizden uzak duran Müslümanların tasarruflarını atıl olmaktan/yastık altından kalmaktan istem içine çeken "faiz yerine/kar payı" sunan bankacılık ortaya çıktı.
Bugün dünyada 60 ülkede faaliyet gösteren 1 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmış olan Katılım Bankacılığında bir yandan nüfuslarının ağırlığı İslam olan ülkelerde bu alanda kuruluyor. Bir yandan da dünya banka devleri Citibank, HSBC, UBS gibi bankalar da bu alanda faaliyet gösteren birimler oluşturuyorlar.
İslam bankacılığı, faizsizlik ilk kez ülkemizde de teorik planda ele alınıp 1970'lerde tartışılmaya başlandı. O dönemden hatırladığım DPT uzmanı Tunç Tayanç, murabağa ve benzeri konuları ele alan broşürlerle bu konuda yayınlar yaptı.
Türkiye'de 1983 yılında Katılım bankacılığı kurulmasına ilişkin düzenleme bankacılık sistemi içersine bir düzenleme ile katıldı. 1985 yılında bu konuda İslam ülkelerinde belli bir büyüklüğe ulaşmış iki banka Al Baraka Türk ve Faisal Finans ülkemizde faaliyete başladılar. Bugün ülkemizde Asya Katılım Bankası ve dört katılım bankası çalışmalarını sürdürüyor.
Arkadaşımız Naki Bakır'ın BDDK,Merkez Bankası ve Katılım Bankaları Birliği verilerine dayanarak 2003 yılından bu yana Katılım Bankacılığındaki büyümeyi ve Bankacılık sektörü içersindeki payını ele alan bir araştırma haber yapmış. Bakır, haberindeki bulguları "İslami bankacılık hızla büyüyor/ Katılım Bankaları 8 yılda 10 kat büyüdü" sonuçlarıyla bize aktarıyor.
Bakır,  2011'de Katılım bankacılık 56 milyar 100 milyon liralık aktif büyüklüğü ile sektör içinde yüzde 4.6 oranına, mevduatta yüzde 5.7, kredi de yüzde 6 büyüklüğe ulaştığını, ortaya koyduğu rakamlarla açıklıyor. 2003'te 188 olan şube sayısının, bu yıl şubat sonunda 693'e, çalışan sayısının ise 13 bin 983'e yükseldiğini belirtiyor.
Faizden uzak duran Müslümanların yastık altı tasarruflarının önemli bölümünün Katılım Bankaları ile ekonomi faaliyetleri içine girmesinden sonra faizsiz enstürümanlara yenileri katıldı. Hazine Müsteşarlığı KİT'lerden bütçeye aktarılacak hasılat paylarına endeksli Gelire Endeksli Senet, SPK'nın uygulamaya koyduğu Kira Sertifikası/Sukuk ve İMKB'nin geçen yıl başında açıkladığı Katılım Endeksi gibi yeni finansal enstrümanlar faiz dışı gelir isteğindeki müslümanlara sunulan yeni tasarruf araçları oldu. Böylece, "İnançları gereği faizden uzak durmak isteyenlerin" birikimlerinin hem nemalanabileceği alanların sayısı arttı. Hem de yastık altında atıl duran tasarruflar sistem içine çekilmiş oldu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar