Yastık altı altının ekonomiye kazandırılması ve bir öneri
Ülkemizde, bir tasarruf ve yatırım kültürü haline gelen altının yüzde 80’i kayıt dışı (yastık altı) olduğu, bunun yaklaşık 4 bin 500 ton ve piyasa değerinin 300 milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu tutarın kayıt altına alınarak ekonomiye kazandırılması için hükümetlerce uzun yıllar büyük çabalar sarf edilse de başarılı olunamamıştır.
Kur korumalı mevduat (KKM) sistemi başarılı olamadı
Yalnızca FATSİ hesaplarına özel olarak, hesap açılışında dönüşümü yapılan fiziki altın miktarı üzerinden, 6 ay vadeli açılan FATSİ hesapları için yıllık yüzde 1, 1 yıl vadeli açılan FATSİ hesapları için yıllık yüzde 2 oranlar üzerinden hesaplanan ek getiri, TCMB tarafından TL olarak vade başında kişilerin hesabına yatırıldı. 01/08/2024 tarihi ve sonrasında başlayan vadeler için, yasal otoriteler tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde Stopaj (Gelir vergisi kesintisi) uygulanmaya başlandı.
Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin yastık altındaki altınlarını ekonomiye kazandırarak kur riskine karşı koruyan, aynı zamanda hesap açılışında peşinen ilave getiri imkânı sunan bir sistem olarak uzun yıllar uygulandı. Ancak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 2025-4 sayılı basın duyurusuyla döviz ve altın dönüşümlü kur korumalı mevduat ve katılma hesaplarında 6 ve 12 ay vadeli hesap açma ve yenileme işlemlerinin 20 Ocak 2025 tarihi itibariyle sonlandırılmasına karar verdi.
Yastık altı altın ekonomiye kazandırılmadı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Mayıs 2024 tarihinde İslami Finans Zirvesi'nde yaptığı konuşmada; Türkiye’de ‘yastık altı’ denen sistem dışı tasarruf kültürünün yaygın olduğundan bahsetti ve bu şekilde elde tutulan döviz ve altının ekonomiye katkısının olmadığını anlattı. ‘Yastık altı’ tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını arzuladıklarını dile getiren Erdoğan, “Çağrıda bulunduk ama bunda tam anlamıyla muvaffak olamadık. ‘Yastık altı’ altınların ekonomiye kazandırılmasında kurumlarımız ikna edici ürünler geliştiremedi. Katılım finansına yönelik önyargılar kırılmadı” demişti.
Kaldı ki, daha sonra uygulamaya konulan KKM sisteminde bile, hazine tarafından karşılanan ciddi desteklere (kur farkı, vergi istisnası vb.) rağmen beklenen sonuç alınamadı. Daha da ötesi, yastık altında tutulan kayıt dışı altınların ekonomiye kazandırılmasında başarılı olunamadığı için sistemin uygulanmasına son verildi.
Bir öneri
Özellikle, yastık altı dediğimiz kayıt dışı altınların ekonomiye kazandırılması için tasarruf sahibine cazip tekliflerin sunulması ve bu konuda gerekli güvencenin verilmesi gerekiyor. Vatandaşın bireysel olarak güvence olarak gördüğü nelere yatırım yaptığına bakmak gerekiyor. Burada, ilk akla gelen gayrimenkul yatırımıdır. Kişiler hem barınma ihtiyaçlarını karşılamak hem de fazlasını kiraya vererek bir güvence elde etmektedir. Yine, ilk akla gelen tasarruf yöntemi ise altın alıp yastık altında tutmak olduğu öne çıkmaktadır.
Gerek tasarrufta ön sırada yer alan altın birikim talebi, gerekse yatırım alanında ön sırada yer alan gayrimenkul yatırım talebini karşılaştırarak ortaya bir çözüm çıkabilmektedir. Günümüzde, faizlerin yüksekliği nedeniyle kişilerin gayrimenkul alımı yerine birikimlerini altın alarak veya faize yatırarak değerlendirmekte. O halde, radikal bir düzenleme yapılarak, elinde fiziki altını olup gayrimenkul almak isteyenler, gayrimenkul peşinatının yüzde 25’ine karşılık fiziki altınını merkez bankasına satması, geri kalan gayrimenkul bedelinin ise yıllık yüzde 12 gibi düşük bir faizle veya altınını bozarak TL ödemek suretiyle en az 5 yıllık vadeyle kredi imkânı sağlanmasıyla yastık altındaki ciddi miktardaki altının ekonomiye kazandırılması sağlanabilir.
Öte yandan, ülkemizde vataVndaş, mülkiyet veya servet hakkının garanti altına alınmış olduğundan emin olmak istiyor. Kayıt dışında tutulan bir servetini kayıt altına alındığında, devlet buna el koyabilir mi veya bundan vergi alır mı kaygısı her zaman gündemdeki yerini korumaktadır. Gerekirse ekonomide bazı radikal düzenlemeler yapılmasının zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir.