Yaşasın yeşil pasaport!!!
İş dünyasının, özellikle ihracatçının halini ihracatçı iş insanı daha iyi anlar deriz her zaman. Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekçi, tekrar geldiği görevine “Nerede kalmıştık” diye devam etmeye başladı. Bunun sonucunda da birçok ihracatçımızın ve özellikle de yüksek miktarlarda ihracat yapan iş insanlarımızın beklediği haber geldi.
“İhracatçıya Yeşil Pasaport” yolda…
Gazetemizde dün yer alan bir habere göre, son üç yıllık ihracat ortalaması en az bir milyon ABD Doları ve üstü olan ihracatçılarımıza yeşil pasaport verilmesi son aşamaya gelmiş. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yürütülen girişimler sonucunda ihracatları;
• 1 ile 10 milyon ABD Doları olan ihracatçılarımıza bir adet,
• 10 ile 25 arası ihracatı olanlara iki adet,
• 25 ile 50 arası ihracatı olanlara üç adet,
• 50 ile 100 arası ihracatı olanlara dört adet,
• 100 milyon ABD Doları üzerinde ihracatı olan ihracatçılarımıza beş adet yeşil pasaport verilmesi kararı kapıya gelmiş.
Bir zamanlar, vizeler yüzünden üst üste bağlanıp kırmızı mumla mühürlenmiş dört pasaport ile seyahat eden bir ihracatçı olarak, bunun ne kadar memnuniyet verici ve ne kadar da önemli olduğunu anlatmak kolay değil. Uzun süreli vize almak isteyen iş insanlarımıza, yabancı temsilciliklerinde neler çektirildiğini tüm dış ticaret camiası gayet iyi biliyor. Çok uzun zaman değil, daha birkaç ay önce uzun süreli AB vizesi almak isteyen bir iş insanımızın, “Vize değil sanki vatandaşlık başvurusu yaptım” dediğini hatırlıyorum.
Umarız nihai karar çok zaman geçmeden alınır ve çok gezgin ihracatçı dostlarımız, kolay dolaşım sağlayacak yeşil pasaportlarına kavuşurlar. Madalyonun pırıldayan ve albenisi yüksek tarafından baktık. Bir de madalyonun arka tarafına, genelde görünmeyen tarafına bakalım ve dürüst ihracatçının ve yeşil pasaport imajının, uzun dönemde zarar görmemesi için neler yapılması gerekir ona bakalım.
İşin içine insan unsuru girince, hata kaçınılmaz ve kötüye kullanım da ihtimaller içerisinde oluyor. Bu nedenle, özellikle yeşil pasaport verilen ihracatçıların, yalnız ihracat performanslarının değil, bazı kişisel durumlarının da izlemeye alınması gerekli diye düşünüyorum. Zira “Cebimde yeşil pasaport var” diyerek, bu pasaportun kendilerine sağladığı olanakları, uygunsuz işlerde kullanmaya çalışanların hem yasal yaptırımlara tabi tutulması ve hatta gıdada tağşiş yapanlar gibi teşhir edilmesi düşünülemez mi? Zira böyle durumlarda yeşil pasaport kadar, ihracatçılarımızın itibarı da masaya konulmuş olacaktır. Yeşil pasaportları verip “Şimdilik yola çıkalım, sonrasına Allah kerim” demek ne kadar akılcı olur kararı ihracat camiasına bırakıyorum.
Korkulu rüya görmektense, uyanık kalmak daha iyidir…