Yaşananlar yeni bir küresel kriz değil ise nedir?

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel ekonomi gündemine ipotek koyan gelişmeler ve bunları fiyatlamaktan kaçınmaya çalışan piyasa eğilimleri, olağandışı bir süreçten geçmekte olduğumuza işaret ediyor. Adı konmamış yeni bir küresel krizin öncü dalgaları ve bu algının süratle şekillenmesini geciktirmeye yoğunlaşmış direnme girişimleri, kaotik bir ortam yaratıyor. Bu süreçte hem sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarmak zorlaşıyor ve hem de uluslararası uzlaşmazlıklar derinleşiyor.

Nerede ise çeyrek asra yakın bir süredir, sürdürülebilir olmayan eğilimler ve geleneksel olmayan politikalar bileşiminden oluşan bir süreçte yol alındı. Sorunlar henüz küçük iken uzlaşıya dayalı çözüm yolları hiç zorlanmadı, uzlaşı gerektiren etkili düzenlemelerin hayata geçirilmesi için pek çaba harcanmadı. Tüm bu süreçte belirleyici olan gelişmiş ekonomilerden birinin para otoritesinin normalleşme sürecine girmesi ve bu konuda ısrarlı olması, yeni bir küresel krizi tetiklemeye başladı. Bu olumsuzluğun risk taşıyanlar üzerindeki etkisini kontrol altında tutmaya çabalarken, başka sıkıntılar boy vermeye ve tüm algıları olumsuzlaştırmaya başladı.

Yaptırımlar, önemli bir sıkıntı kaynağı olmayı sürdürdü

Jeopolitik gerginlikler ve bunlarla ilişkili olarak devreye sokulan yaptırımlar, önemli bir sıkıntı kaynağı olmayı sürdürdü. Bu yılın ilk çeyreğinde devreye giren ve dindirilemeyen ticaret savaşları konusu ise tahammül sınırlarını fazlası ile zorlamaya başladı. Korumacı önlemler ve cevap niteliğindeki misillemeler, uzlaşmazlıkları derinleştirirken geleceğe yönelik belirsizliği önemli ölçüde artırdı. Gelişmiş ekonomiler arasındaki çıkar birlikteliği, çıkar çatışmasına dönme yönünde güçlü sinyaller verir oldu. Güçlülerin hukuku sahne alırken, uluslararası hukuk rafa kalktı; sorunların çözümünde etkili olması gereken uluslararası kurumlar önemsizleşti. Güven bunalımı derinleştikçe, alternatif ödeme sistemlerine duyulan ihtiyacın yüksek perdeden dile geldiği bir döneme geçildi.

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız belirsizlik ve kırılganlık unsurlarının her biri, yeni bir küresel krizin sebebi olacak ve birbirlerini olumsuz yönde uyaracak nitelikte idi. Bu süreçte riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesi, 240 trilyon düzeyini aşan küresel borç hacminin daralmaya zorlanması, geleceğe yönelik beklentilerin kaçınılmaz olarak olumsuzlaşması anormal sayılamazdı. Ağırlaşmasına izin verilmiş sorunlar nedeniyle, uzlaşıya dayalı küresel çözüm üretilemiyor ve uzlaşmazlıklara dayalı gerginliklerin tırmanması önlenemiyor. Bu büyük açmazın farkında olan birileri, korkuyu kendi lehine bir araç olarak kullanmaya çalışıyor; bu duruma boyun eğmenin ne anlama geldiğini bilenler direniyor ve yeni arayışlara girmek zorunda kalıyor.

Tüm ekonomilerin hareket yeteneği daralıyor

Gelişen ekonomiler başta olmak üzere tüm ekonomilerin hareket yeteneği daralıyor. Çok uluslu şirketler değişen koşulları dikkate alarak stratejilerini değiştirmek zorunda kalıyor, kimileri daha hızlı davranıp tartışılmaz nitelikteki öncü uygulamaları devreye sokuyor. Yaşanan kaos, tüm iş ilişkilerini etkiliyor ve dış politika konusundaki arayışları hızlandırıyor. Gelişmeleri kontrol altında tutayım ve paniğe izin vermeyeyim diyen piyasa oyuncuları, olumsuz işleyişin çok gerisinde kalarak nal toplamak zorunda kalacağı günlere hazırlanamıyor! Gelişmeleri daha farklı imiş gibi göstermek, birilerinin kayıp veya kazançlarını etkileyebilir fakat sonucu değiştiremez!

Dünyamızın çok kutuplu bir geleceğe mecburen yol almaya başlamış olması, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı anlamında olabilir! Her biri kendi başının çaresine bakmaya çalışırken, yeni ve mecburi işbirlikleri bu olumsuz koşullarda şekillenecek. Mevcut sorunları çözemeyen eski düzen, hızlanan bir şekilde çözülürken böyle olmayacağını düşünenleri de çok yıpratacak.

Ağustos ayı genelinde ülkemizde yaşanan finansal sarsıntılara ve sebep olduğu tahribata çözüm ararken, yeni bir küresel krizin devreye girmiş olması olasılığının hesaba katmak gerekiyor! Kurallı piyasa söylemi ile lobi yapmaya çalışan kesimler, kendi çıkarları gereği küresel kriz olasılığını ve sonuçlarını tümü ile görmezden gelmekte anlamsızca ısrar etmeye devam ediyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar