Yaşanan gelişmeler beklentileri farklılaştırıyor!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel gelişmelerin geleceğe yönelik beklentileri olumsuz yönde etkilemeye devam ettiği bir süreçten geçiyoruz. Finansal piyasalar da, aynı yöndeki pozisyonlanma yoğunluğu ve artan güvensizlik nedeniyle direnemiyor; sistemik risk algısındaki konuşulmayan artışı kontrol altında tutmak giderek zorlaşıyor ve kırılganlık endişesindeki tırmanış durdurulamıyor. Olumsuzluklardan bir veya birkaçını etkisiz hale getirme çabaları yenilerinin ortaya çıkması ile geri tepiyor. Bu tablo ülkemiz gibi küresel düzeyde risk alma isteğinin yüksek olmasına bağımlı ekonomilere ilişkin beklentileri olumsuz yönde etkiliyor; kurumsal yapımızın döviz kurları üzerindeki yapay baskıyı artırması yeterli olamıyor.

Ticaret savaşları konusunda rahatlama tümü ile buharlaştı

Geride bıraktığımız haftanın ilk iş gününün ilk saatlerindeki genel hava ile bu hafta arasında olumsuz yönde çok büyük farklar oluştu. Ticaret savaşları konusundaki rahatlama tümü ile buharlaştı. Dolar faizlerindeki yükselişe ilişkin beklentinin genel ihtiyaçlar yönünde ve seri bir şekilde farklılaştırılması yeterli olamadı. Petrol arzının kısılması konusundaki uzlaşı, pek tepki verilmese de rakamı kimseyi rahatlatamadı. Nükleer silah anlaşmasına ilişkin gelişmeler, Çin kökenli önemli bir teknoloji şirketinin üst düzey yöneticisinin ABD’nin talebi ile Kanada’da gözaltına alınması, Fransa’da Sarı Yelekliler Hareketinin dindirilemeyen eylemleri ve taleplerinin sebep olduğu ek belirsizlikler, ABD İstihdam verilerine ilişkin detaylar gibi konular beklentileri olumsuz yönde besledi.

Finansal piyasaların olumsuz eğilimleri frenlemek için ürettiği senaryoların temel varsayımları çatırdıyor; durum böyle olduğu için riskten kaçınma eğiliminin daha belirleyici olması ve bilançoların yıpranması önlenemiyor. 2019 yılında doların diğer paralara karşı muhtemelen güçlenmeye devam edeceği, olumsuzlaşan piyasa eğilimlerinin ekonomik beklentilerdeki bozulmayı hızlandırabileceği endişesi güçleniyor.

ABD’de Kasım ayı net istihdam artışı beklenenin altında kalmış olabilir. İşsizliğin yüzde 3,7 gibi tarihi düşük seviyelere gerilediği ve yıllık bazda ücret artışlarının enflasyondaki artışı geçerek yüzde 3,1 düzeyine ulaştığı koşullarda bu normaldir. ABD para otoritesi farklı endişeler ile dolar faizlerindeki artışı yakında durdursa bile, muhtemelen bilanço küçültmeye devam edecek. Dolar endeksinde en yüksek ağırlığı olan Euro konusundaki beklentiler ise, acil ihtiyaç haline gelmiş eğilimin tam aksine işaret ediyor!

Sarı Yelekliler, AB'ye ilişkin yeni belirsizlikler yaratayor

Fransa’daki sarı yelekliler hareketi durdurulamıyor ve seçmenlerin yüzde 70’inden destek buluyor; bu hareketin, benzer sıkıntılar yaşayan diğer ekonomilere de ilham vermesi ve istikrarsızlığı beslemesi olasılığını ciddiye almak gerekiyor. Fransa yönetiminin finansman yaratma ve reform gündeminden geri adımlar atması hem yeterli olamıyor ve hem de Avrupa Birliğine ilişkin yeni belirsizlikler yaratıyor; mevcut koşullarda yapısal sorunların çözümü konusunda mesafe kat edilebilmesi pek olası görünmüyor.

Avrupa Merkez Bankasının tahvil alımlarını durdurması ve üye ülkelerin bütçe açıklarında yeni artışlara yol verilmek zorunda kalınması, muhtemelen Euro’nun değerini ve ekonomik beklentileri olumsuz yönde etkileyecek. Kendi insanlarının talepleri ile AB Komisyonunun şartları ve küresel olumsuzluklar arasında sıkışan Siyasiler, daha seri bir şekilde yıpranır konumda olabilecek. Ortaya çıkan eğilimlerin yarattığı kısır döngü, istikrarsızlaşmaya ve ekonomik daralmaya sebep olabilir.

2018 yılı küresel eğilimler açısından ilginç gelişmelere sahne oldu; dönem başındaki beklentilerin nerede ise tam aksi yaşandı; ABD’nin başlattığı ticaret savaşları ve kapsamı genişletilen yaptırımlar bu sonuçta etkili oldu. Son bir hafta içinde yaşananlar ise, 2019 yılına devreden beklenti mirasını iyice olumsuzlaştırdı. Bu koşullarda yüzde 1,6 olduğu açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamımızı tartışmak anlamsız hale geldi! Zira net dış borç ödeyicisi olma olasılığımız iyice yükseldi ve Eylül ayında açıklanan Yeni Ekonomi Programının başarı şansı büyük ölçüde tükendi. Ayrıca mevcut yönetim anlayışımız ile IMF ile anlaşmak ve dış finansman bulmak olasılığımızın da çok düşük seviyelerde olduğunu hesaba katmak gerekiyor!


Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar