Yaşamı Solu
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), İklim ve Temiz Hava Koalisyonu (CCAC) tarafından yürütülen “Yaşamı Solu” adlı küresel kampanya ile hava kirliliğine karşı mücadele veriliyor. Yaşamı Solu Kampanyası hava kirliliğinin sağlık ve iklim üzerindeki tehdit etkilerini azaltma hedefiyle, kirlilik azaltıcı çözümlerin uygulanması için halk sağlığı ile iklim değişimi uzmanlığını rehberliğinde birleştirerek toplulukları harekete geçiriyor. Böylece Birleşmiş Milletler (BM) 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) kapsamındaki sağlık amaçlarına erişme yolunda, hava kirliliğini azaltarak ilerlemeye hız kazandırılacak.
DSÖ, SKH 3 (Sağlıklı yaşama sahip olma ve her yaşta herkes için zindeliğin teşvik edilmesi; SKH 7 (Herkese uygun fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir çağdaş enerjiye erişim sağlanması) ; SKH 11 (Şehir ve insan yerleşimlerinin kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kılınması) hedefleriyle hava kirliliği kökenli sağlık sorunları ve ölümlerin önüne geçme gereğini belirtirken, Yaşamı Solu Kampanyası (Temiz Hava = Sağlıklı İnsanlar + Yaşanabilir Şehirler + Daha Serin Gezegen) diyerek iç ortam ve dış ortam hava kirliliğinin her yıl 7 milyondan fazla insanı öldürdüğüne, iklim değişimini hızlandırdığına vurgu yapıyor. İç ortam hava kirliliğinin dünyada her yıl 700 çocuk ölümüne ve Avrupa’da 2016 yılında 556 bin yeni doğan ölümüne sebep olması en çarpıcı rakamlardan.
Hava kirliliğinde esas suçlu insan
Temiz havalı yaşanabilir şehirler ve iç ortamlar için ısınırken, pişirirken, tarımda, endüstride, ulaşımda ve atıklarla havamızı kirletmeye, iklim değişimine dur demeliyiz. Çünkü hava kirleticilerinden siyah karbon, metan ve yer seviyesi ozon aynı zamanda mühim küresel ısınma nedeni sera gazı salımlarından. Hava kirliliğinde esas suçlu olan insan, nefesini ve gezegenini zararlı solunabilir maddelerle bizzat tehdit ederken, sağlık ve iklim sorunu için küresel ekonomide trilyonlarca dolar harcanıyor.
Bu yıl BM 5 Haziran Dünya Çevre Günü teması “Hava Kirliliği”, ev sahibi ülke Çin ve sloganımız “Hava Kirliliğini Yen”. Gündemimizde hava kirliliği önde olurken, Yaşamı Solu Kampanyası resmi erkin, iş dünyamızın, sivil toplumun, akademinin, medyanın, şehirlerimizin, yenilenen yerel yönetimlerin farkındalık yaratma için en kuvvetli aracı olmalı. Dünya Bankası’nca desteklenen Yaşamı Solu Kampanyası’na dâhil şehir-bölgeülke listesine kayıtlı ülkemizden henüz hiç üye yok. Olmalı. Güzelim Türkiye’mizi hem tanıtmak hem de örnek hava kirliliğini yenme eylemlerini hayata geçirmek, kampanyalar için ciddi bir fırsat var. Filipinler’in bisiklet dostu şehri Marikina, elektrikli taşıtları ve daha iyi atık ayıklamayı öncelikleyen Hindistan’daki Bengaluru, 2,65 Milyar Dolar acil durum fonuna sahip Seul-Güney Kore, kentsel dönüşüm planıyla ilerleyen Tiran- Arnavutluk, temiz havayı geri getirme planına sahip Santiago-Şili, sürdürülebilir çözümlerle ekonomik büyümeyi destekleyen İngiltere’nin 10 şehirli Büyük Manchester Bölgesi, iddialı eylem planıyla özellikle ulaştırma ve bina enerji kökenli emisyonları azaltmak isteyen Amerika Birleşik Devletleri başkenti Washington, dünyanın hava kalitesi en iyi olan, ancak iklim değişiminden çok etkilenen büyük şehri Vancouver-Kanada yaşamı soluma eylemindeki ülkelere örnek verilebilir.
Yaşamı Solu Kampanyası’ndaki en beğendiğim, özendiğim eylem “Gezegenin, Sağlığın ve Bütçen için Otomobilini 1 Ay Evinde Bırak” oldu. Kanaatimce ulaştırma kökenli kirleticileri azaltım planlama ve eylemleri başta büyük şehirlerimizin öz görevlerinde öncelikli olmalı. Böylece yeşil ve mavi vatanımızda hava kirliğini yenerken iklim değişimine dirençli şehirlerimiz ve sağlıklı nesillerimiz olacaktır. Çünkü temiz hava solumak hakkımız. Çözümün parçası olmak da hepimizin görevi.