Yaşam bilimleri ve sağlıkta İsviçre deneyimi geliyor
Dünyadaki en inovatif ülkeler arasında gösterildiği gibi, akademik sektör ve iş dünyasının yakın ilişkileri nedeniyle teknoloji ve biyoteknolojiyi birleştiren İsviçre’nin, yaşam bilimleri alanında Türkiye’ye sunacağı pek çok fırsat var. Türkiye’nin özellikle son yıllarda sağlık alanında gerçekleştirdiği yapısal reformlar dikkate alındığında, Türk şirketlerin bu fırsatlardan yararlanabilmeleri anlayışı güçlendirilmeli.
İsviçre “Küresel İnovasyon” ve “Dünya Rekabetçilik” endekslerinde 5 yıldır 1’inci sırada yer alıyor.
Dünyadaki en inovatif ülkeler arasında gösterildiği gibi, akademik sektör ve iş dünyasının yakın ilişkileri nedeniyle teknoloji ve biyoteknolojiyi birleştiren İsviçre’nin, yaşam bilimleri alanında Türkiye’ye sunacağı pek çok fırsat var. Türkiye’nin özellikle son yıllarda sağlık alanında gerçekleştirdiği yapısal reformlar dikkate alındığında, Türk şirketlerin bu fırsatlardan yararlanabilmeleri için bu yöndeki anlayışın güçlendirilmesi gerektiği ortaya çıkıyor.
Türkiye’de İsviçre Ticaret Odası Derneği’nin bu yıl 12.’sini düzenlendiği İsviçre Türkiye Ekonomik Forumu’nun teması “Yaşam Bilimlerinde Dijital Dönüşüm” oldu.
“Hastanelerde Genomik İlaçlar”, “Sağlık Bilimlerinde Dijital Dönüşüm”, “Dijitalleşme Biyoteknolojide Biyolojiyi Aşar mı” gibi konuların tartışıldığı forumda, yaşam bilimleri sektörünün teknoloji ve iş hayatının gelişmesi ve dönüşmesiyle büyük değişimlere uğradığı, bu dönüşümün de şirketler için büyük fırsatlar yarattığı vurgulandı.
Bu kapsamda Türkiye’de İsviçre Ticaret Odası Derneği Başkanı Arpat Şenocak, İsviçre Büyükelçiliği Ekonomik ve Kültürel İşler Müsteşarı Dr. Christina BürgiDellsperger ve İsviçre İstanbul Başkonsolosu Monika Schmutz Kırgöz’ün Türkiye-İsviçre ilişkilerine yönelik değerlendirmelerini dinledik.
Türkiye’de İsviçre Ticaret Odası Derneği Başkanı Arpat Şenocak’ın öncelikle dikkat çektiği konu, yaşam bilimleri sektöründe Türkiye ile İsviçre arasında geliştirilebilecek iş ortaklıkları ve bu alandaki büyük fırsatlar oldu.
Şenocak, yaşam bilimleri sektörünün iş dünyası ve teknoloji alanında inovasyon ve dönüşümün damgasını vurduğu muazzam bir değişim sürecinden geçtiğini vurgularken, şu bilgileri verdi: “İsviçre temel bilimler ve araştırmalar alanında dünyada lider konumda. Kişi başına düşen patent başvuruları açısından bakıldığında, İsviçre dünyadaki en yenilikçi ülkeler arasında yer alıyor. Konu biyo-teknoloji olduğunda, akademik çevre ile sektör arasında yakın bir işbirliği başarı açısından hayati bir öneme sahip ve İsviçre bu konuda da geniş imkanlar sunuyor. Ülkenin eğitim sistemi ve ilgili sanayi sektörleri tüm kilit alanlarda üst düzey yetkinliğe sahip durumda. Ar- Ge’nin gelişmekte olan ülkeler açısından kritik öneme sahip olduğunun bilincinde olan Türkiye, endüstriyel kapasitesini üst düzeye taşımak ve ihracatlarını arttırmak için Ar-Ge ve inovasyon kapasitesini güçlendirmeyi hedefliyor. Bu bağlamda, Türk hükümetinin orta gelir tuzağından kurtulmak için atmış olduğu adımlardan biri de Ar- Ge ve inovasyona odaklanmak oldu. Yaşam bilimleri ve sağlık her iki ülke için öncelikli sektörlerin başında geliyor. B alanda İsviçre ve Türk iş çevreleri açısından çok sayıda fırsatın olduğuna inanıyoruz.”
İsviçre, “kapıları açacak bir anahtar”
İsviçre’nin sunduğu diğer önemli fırsatlar, ucuz krediye ulaşım; dünya piyasalarına güvenilir bir liman olan İsviçre üzerinden çıkabilme imkanı; yüksek teknolojide uzman işgücüne ulaşabilme olarak ön plana çıkıyor. Özellikle Batı’da yenilikçi ve rekabetçi olmayı hedefleyen firmalar için İsviçre’nin kapıları açacak bir anahtar olduğu ifade ediliyor.
Bu arada İsviçre’nin farklı ülkelerde açtığı Bilim Konsoloslukları var. Singapur, ABD, Çin ve Brezilya’da bulunan bu Bilim Konsoloslukları ile, İsviçre’nin “beyni” diğer ülkelerin “beyni” ile bir araya getiriliyor. İş dünyası ile akademi arasında yeni fikirler ortaya çıkartılıp, geliştiriliyor. Türkiye’de de bir Bilim Konsolosluğu’nun açılması gündemde.