Yasal “PDF poliçe” dönemi başlıyor

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN [email protected]

Farklı fiyat uygulamaları olan sigorta sektöründe, bir şirkete bağlı olarak çalışmak gerçekten zor. Sigorta sektöründe acenteler birer vergi mükellefi. Sigorta şirketleri ile acenteler, aralarında yaptıkları sözleşmelerle bu ilişkileri sürdürüyor. Bunun detayları bizim konumuz değil aslında. Sadece şunu bir fotoğraf olarak ortaya koymakta fayda var ki, “artık münhasıran acentelik yapan pek kalmadı” yani tek şirket ile çalışan acente kalmadı. Her acente birden fazla şirketin acenteliğini yapıyor; birçoğu da ortalama 3-4 şirketin acenteliğini yürütüyor.  Ama acenteler bütün şirketlerden poliçe kesmek istiyor, çünkü müşterisini kaybetmek istemiyor.

Sigorta sektöründe son yıllarda rekabet “fiyat” odaklı olunca, yukarıda bahsettiğim konunun önemi bir kat daha artıyor. Geçmişte yaşanan olayları hepimiz çok net hatırlıyor olmalıyız. Aynı otomobil için farklı şirketlerden 600 TL ile 3000 TL arasında prim çıkabiliyordu. Yıllardır çalıştığı acentesinden 3000 TL’ye aldığı kasko teklifi, bir başka acenteden 600 TL çıkıyorsa sigortalının yıllardır çalıştığı acentesinin kendisini kazıkladığını düşünmesi kadar normal bir şey var mı? 3000 TL’ye sigortalısına kasko satan acentenin yerinde olmak isteyen var mı? O acentemiz kırk dereden su getirse de, bu poliçenin farklılıklarını ortaya koymaya çalışsa da, acentenin aradaki 2400 TL’lik farkı sigortalısına anlatması çok zor tabii ki. Çünkü ülkemizde hala tüketicilerimiz için önemli olan şey, "fiyat".

El altından zaten yapılıyordu

O zaman acente ne yapıyor? Yıllardır poliçelerini kestiği sigortalısını kaybetmemek için kazancı olan komisyonundan feragat ederek, 600 TL fiyat veren şirketin poliçesini kesen arkadaşına telefon edip kendi müşterisine vermek için poliçeyi tanzim ettiriyor. 5 dakika sonra PDF poliçe mail kutusunda. Başka çare var mı? Çünkü sigortalının o acentede başka birçok poliçesi de var belki. Kaçan müşterinin geri getirilmesi çok zor. Bugüne kadar bu işleri yapana ceza verilmesi söz konusuydu. Bu alışverişe özellikle münhasır acentelerin çoğunlukla başvurduğunu biliyoruz. Bu alışveriş yapılıyordu yapılmasına, ama iş ekran açmaya, şifre paylaşmaya varınca Hazine olaya el koydu ve “acenteler arası her türlü poliçe alışverişi yasak”  dedi,  çıktı işin içinden. Bu olay, acentelerin en üst resmi kurumu olan ve TOBB çatısı altında görev yapan Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) üyeleri arasında da görüş ayrılıklarına sebep olmuştu. Bir grup üye “Zaten bu alışveriş el altından yapılıyor serbest olsun” derken, diğer grup ise tümden bu alışverişin etik olmadığını düşünüyordu.

Poliçe alışverişi artık serbest

Geçtiğimiz hafta içerisinde sigorta sektörünün en hızlı iletişim mecrası olan sigortahaber e-gazete de yayınlanan habere göre Hazine, “ekran ve şifre paylaşmadan, acenteler arası poliçe alışverişi yapılabilir. Hatta poliçeyi sigortalısına veren acente, tahsilatı yapmaya da yetkilidir” demiş. Bu yayın sonrası ilgili Hazine yazısına ulaşmak ve kendilerini güvence altına almak isteyen acenteler arayışa geçmişler. Yazı mayıs başında ilgili kuruma gönderilmiş. Gezi olayları nedeniyle tüm kurumların ve kişilerin dikkati dağılmış durumda. Sanırız bu nedenle bu yazının acentelere duyurumu ertelenmiş olmalı. Bu yazıdan acenteler gibi sigorta şirketlerinin yöneticilerinin de haberi yokmuş.

En pahalı ürün en iyi ürün olmadığına göre, en ucuz ürün de en kötü üründür demek doğru olmaz. Ama belirli bir sabit üründe bu kadar fiyat farklılıkları olmasının, tüketicinin kafasını karıştırmaya ve sektöre olan güveni zedelemeye yettiği de ortada. Sektörde serbest ekonomi kuralları uygulanmaya çalışılıyorsa her acente, her şirketin poliçesini kesebilmeli belki. Bu arada, sigortalıların bu fiyat farklılıklarında sadece fiyata odaklanmadan biraz da sorgulamalarında fayda var derim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar