Yasakçı zihniyet gelişime engel oluyor
Open AI’ın geçtiğimiz yılın son aylarında hizmete sunduğu yapay zekâ ChatGPT, dünyanın en çok dikkat uygulaması oldu. İki ay içerisinde 100 milyon kullanıcı bariyerini aşan uygulama, lansmanından itibaren 100 milyon kullanıcı sayısına en hızlı ulaşan teknoloji olarak da dikkat çekiyor.
Microsoft’un desteklediği OpenAI, yapay zekâ platformunu her geçen gün geliştirirken, Microsoft da desteklediği bu uygulamayı ürünlerine entegre etmeye başladı.
Rakipler Google, Çinli Baidu ve diğerleri de yapay zekâ yarışındaki çalışmalarını hızlandırdı. Ancak bu hızlı ilerleyişin önüne yavaş yavaş engeller çıkmaya başladı.
İtalya ChatGPT’yi yasakladı
İtalyan kişisel verilerin korunması kurumu Garante, ChatGPT’yi İtalya’da yasakladı. Garante, ChatGPT yapay zekâ uygulamasının, gizlilik kurallarını ihlal ettiği şüphesiyle ilgili bir soruşturma başlatmasının ardıından uygulamanın yaratıcısı OpenAI, ChatGPT’yi İtalya'da çevrimdışı duruma getirdi. Garante, temel olarak ChatGPT’nin yaş doğrulama gereksinimlerini karşılamamak ve uygulamayı kullanmak isteyen kullanıcıların 13 yaşından büyük olup olmadıklarını denetleyecek bir mekanizmaya sahip olmadığını iddia ediyor.
Hatırlarsanız, hem Avrupa Birliği hem de Birleşik Krallık yaşı küçük olan internet kullanıcılarını, internet ortamında korumaya çalışan bir dizi tedbiri peyder pey devreye sokmaya çalışıyor. Temelinde, sosyal ağ şirketleri Twitter, YouTube, Instagram, Facebook, TikTok gibi uygulamaları hedef alan ve yaşı küçük internet kullanıcılarının internette kısıtlanmasını hedefleyen bu hazırlıklar, İtalya’da başka bir cepheden patlak verdi.
ABD’de yeni sürüm istenmiyor
ChatGPT konusunda, geçen hafta bir başka yasak talebi de ABD’de yaşandı. Yapay Zeka ve Dijital Politika Merkezi (CAIDP) isimli bir sivil toplum kuruluşu, ABD Federal Ticaret Komisyonu'na (FTC) yaptığı başvuruda yapay zeka geliştirme şirketi OpenAI'ın yapay zeka robotu ChatGPT'nin yeni sürümü GPT-4'ün kullanımının durdurulması talebinde bulundu. CAIDP, OpenAI şirketinin en yeni GPT modeli olan GPT4'ün 'aldatıcı, mahremiyet ve kamu güvenliği için risk oluşturduğunu' savunan CAIDP, şirketin yapay zeka ürünlerinin FTC'nin kılavuzundaki 'şeffaf, açık ve hesap verebilirlik' standartlarını karşılamadığını iddia etti. CAIDP, şirketin GPT ürünlerinin piyasaya sunulmadan önce bağımsız değerlendirilmesini istediklerini belirterek, şirketin yapay zeka ürünleri için halka açık raporlama sisteminin getirilmesi gerektiğini savunuyor.
Konuya ilişkin yapay zekanın toplum üzerinde oluşturduğu riskler hakkında 'Future of Life Institute' tarafından da bir açık mektup yayımlanmıştı. CAIDP Başkanı Mark Rottenberg'in de imza attığı mektuba, aralarında Twitter'ın sahibi Elon Musk ve Apple'ın kurucu ortağı Steve Wozniak gibi teknoloji dünyasının önemli isimlerinin de imza verdiği konuşuluyor.
Daha önce, akademi dünyası da öğrencilerin ChatGPT’yi ödevlerini yapmakta ve bazı sınavları geçebilmek için kullandığı gerekçesi ile bu uygulamanın kullanımını kısıtlamıştı. Hatta, yazılan ödevlerin ChatGPT ile yapılıp yapılmadığını ayırt edecek bazı uygulamalar bile geliştirilip akademisyenlerin hizmetine sunuldu.
Her ne kadar devletlerin, vatandaşlarını tehlikeye karşı korumaya yönelik tedbirler alması anlaşılır bir durum olsa da öncelikli olarak karşı karşıya olduğumuz durumun artıları ve eksileri masaya net şekilde konulmadan bu tip kararlar alınmamalı.
Yapay zekâ, insanlık için bir tehdit mi? Fırsat mı? Bunu kime sorarsanız sorun, hem tehdit kısmına hem de fırsat kısmına ilişkin birtakım görüşleri ortaya koyabilir. Ancak, burada aklımızdan çıkarmamamız gereken karşılaştığımız tehdit mi büyük, yoksa fırsat mı daha büyük?
Bir ekmek bıçağını, birisini öldürmek için de kullanabilirsiniz, ekmek kesmek için de. Amacı, ekmek keserek, karnını doyurmak olan birisinin elinden bıçağı alarak onun aç kalmasına sebep olamazsınız. Amacınız, ne olursa olsun.
Bu anoloji biraz sert gibi oldu ama karşılaştığımız durum bu.
Yapay zekânın tehditlerini ve sunduğu fırsatları ortaya tam olarak koymadan, kıyaslama yapmadan devlet zoru ile bir yasakçı yaklaşıma girmek bana hiç doğru gelmiyor.
Siz ne dersiniz?