Yasak savmak
Geçtiğimiz hafta içinde Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD), yedi yıldır düzenlediği ve sektörün buluşma noktası olarak görülen Gladyatörler Ödül Töreni vardı. Gecenin, Türkiye ekonomisinin lokomotifi otomotivin yönetici kadrosunu buluşturması adına önemli olduğunu düşünüyorum. Bu kadar isim toplanınca doğal olarak haberci/yorumcu olarak beklentilerin de yüksek olduğunu söylemeliyim. Öncelikle şu belirtmeliyim ki, yılbaşı saldırısı ve aynı gün İzmir’de yaşanan elim olayların ardından, “Ceyda Düvenci ile Kadir Çöpdemir’in sunuculuğunu gerçekleştirdiği geceye, Kadir Çöpdemir’in ekibiyle törene özel olarak hazırlanan eğlenceli filmler renk kattı” diye bir basın bülteni geçmek, iletişim ödülü dağıtan ve bunu da iddialı isimlerle yapan bir organizasyona bence yakışmadı. İyi niyetli başlayan ve renk katmak için düşünülen planların, değiştirilmemesini yadırgadığımı söyleyebilirim.
İkinci yadırgadığım konu ise ODD Başkanı Mustafa Bayraktar’ın, bizlere gönderilen konuşma metni oldu. 20 yıllık meslek hayatıma dönüp baktığımda gerek ekonomik, gerek askeri en zor zamanlardan geçtiğimizi düşünüyorum. Bıraktım, 20 yılı, Türkiye, Atatürk’ün kurduğu yaklaşık 100 yıllık bir rejimin değişimi tartışılıyor. Dilerim, bu süreçler din, dil, ırk, partiden bağımsız olarak hepimizin yararına sonuçlanacaktır. Ben açıkçası, o geceden, çok daha somut mesajlar beklerdim. “2017, tahminlerimize göre kolay bir yıl olmayacak ama ekonomimizin büyümeye devam edeceğine inanıyorum” sözlerini dile getiren ODD Başkanı Mustafa Bayraktar’dan, inancının arkasındaki sebeplerin ne olduğunu ya da büyümek için hangi somut adımların atılması gerektiğini sıralamasını beklerdim. Politik mesaj beklemiyorum, ama ekonomik beklentileri aktarabilirdi. Zira, 1 Haziran’da 3.2 düzeyinde olan euronun, başkanın konuşma yaptığı gece 3.78 düzeyine çıktığı bir ortamda, büyümenin nasıl olacağını bilmek isterdim.
Kabaca, 750 bin araç satılan ve bunların da yaklaşık 500 bin adedinin ithal olduğu, ekonomik açıdan önemli bir gösterge olan ticari araç satışlarının gerilediği bir dönemde kaldı ki katma değerin de giderek düştüğü bir ortamda ekonomik büyümeyi nasıl yakalayacağız.
Arkasına dört ayrı markadan, yaklaşık 300 bin adetlik, tamamen Avrupa pazarlarına yönelik yeni model desteği alan, devalüasyonla yelkenlerini şişiren otomotiv ihracatının, sadece yüzde 8 düzeyinde bir artış beklentisinin bulunduğu bir dönemde, nasıl büyüyeceğiz?
Kaldı ki ekonomiye yönelik önemli bir pozitif beklenti göstergesi olan iki yılda bir düzenlenen İstanbul Autoshow’a, ODD bünyesindeki 40’tan fazla firmadan kabaca yarısının (ki buna Bayraktar’ın kendi distribütörlüğünü yaptığı firmalar da dahil) katılmadığı bir ortamda büyüme umudu nasıl yeşerecek?
Umuda, yönelik algı yönetimi yapmak bir tercih meselesidir. Ama, büyüme ve/veya en azından mevcut durumu korumaya yönelik hangi adımların atılması gerektiğini söylemeden sadece algı yönetimi yapmak, bence yasak savmakla eşdeğerdir.