Yaş meyve ve sebzede Rusya krizi...

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

TARIM DÜNYASINDAN / Ali Ekber YILDIRIM e-mail:[email protected] Rusya ile yaş meyve ve sebzede üç yıl aradan sonra ciddi bir kriz daha yaşanıyor. Rusya Bitki Koruma Dairesi, zirai ilaç kalıntısı nedeniyle Türkiye'den domates, patlıcan, patates, üzüm ve limon ithalatını 7 Haziran itibariyle durduracağı haberleri Rusya medyasında günlerdir yer alıyor. Rus basını, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in Rusya Bitki Koruma Dairesi'ni arayarak yasağın kaldırılmasını istediğini yazıyor. Türkiye'de ise 2005'te yaşanan krizdeki gibi şaşkınlık ve endişe var. Tarım Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve ihracatçılar söz konusu yasak ile ilgili kendilerine resmi olarak hiçbir bilgi ve belgenin ulaşmadığını söylüyor. 2005'te yaşanan krizde de belge olmadığı söylenmiş ancak daha sonra Tarım Bakanlığı'na gelen belgelerin sumen altı edildiği ortaya çıkmıştı. Dönemin Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün de domates krizi nedeniyle görevden alındığı iddia edilmişti. Rusya'dan gelen resmi bir belge olup olmaması şu aşamada çok da önemli değil. İç piyasada domates ve diğer ürünlerin fiyatı düştü. Üretici büyük zarar gördü. Ürününü satamayan çiftçi panik içerisinde. Rusya'ya ihracat yapan firmaların yolda, gümrük kapılarındaki ürünleri Rusya'ya girebilecek mi? İhracatçı da büyük bir endişe yaşıyor. Rusya'daki tüketici meyve ve sebzeyi çok daha pahalıya almak zorunda. Kriz iki tarafa da zarar veriyor. Krizden kimler yararlanıyor? Rakip ülkeler, az sayıdaki ithalatçı firma ve marketler zinciri. Türkiye'nin, içerideki uygulamalardan başlayarak soruna kalıcı çözüm üretmesi gerekiyor. Çünkü, Rusya gözden çıkarılacak bir pazar değil. Uzun yıllar yaş meyve ve sebzede Türkiye'nin geleneksel ihracat pazarı Avrupa Birliği iken, son yıllarda Rusya ilk sıraya yükseldi. Türkiye ürettiği 40 milyon ton civarındaki yaş meyve ve sebzenin yüzde 5'ini doğrudan ihraç ediyor. İhracattan 1.5 milyar dolar gelir sağlıyor. En fazla ihracat yapılan ülkelerin başında yüzde 33 pay ile Rusya var. 2007'de Rusya'ya yaklaşık 714 bin ton yaş meyve ve sebze ihracatı karşılığında 501 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. Rusya'da yaş meyve ve sebze üretimi yetersiz olduğu için tüketimin büyük bölümü ithal ediliyor. Seracılık gelişmediği ve kışın üretim olmadığı için yaş sebzeyi 9 ay, meyveyi ise 12 ay ithal ediyor. Türkiye'nin yaş meyve ve sebzede Rusya'daki pazar payı ortalama yüzde 20 civarında. Hızla gelişen ve Türkiye için her yıl önemi artan Rusya, ilaç kalıntısı denetiminde en az Avrupa Birliği kadar hassas. İhraç edilen her parti için ilaç kalıntı analizi isteniyor. Türkiye'de bu analizlerin bir bölümü sağlıklı yapılmadığı için sorunlar yaşanıyor. İyi tarım uygulamaları, Avrupa'nın zorunlu kıldığı Eurepgap belgeli üretimle sektörde kontrollü üretimde ciddi adımlar atıldı. Ancak, tarımdaki genel sorunlar bazen hiç beklenmedik şekilde karşımıza çıkıyor. Kimyasallar konusunda Almanya'da özel eğitim gören fide üreticisi ve ihracatçısı dostumuz Hasan Ünal'ın verdiği bilgilere göre, gübre fiyatındaki aşırı yükselme üreticiyi daha ucuz gübrelere yöneltti. Bilinçsiz gübre kullanımı sonucunda bitki tek taraflı beslendiği için üründe kalıntı bırakma riski artıyor. Rusya ile yaşanan sorun bundan kaynaklanıyor. Antalya İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, yıllardır sadece ihraç edilecek ürünlerin değil iç piyasaya verilen ürünlerde de denetim ve analizlerin yapılmasını, kontrollü üretimin tüm ürünlerde uygulanmasını savunuyor. Satıcı'nın söylediği gibi yaş meyve ve sebze üretiminin tamamı için ilaç kalıntı analizleri ve denetimi yapılsa Rusya veya Avrupa Birliği pazarı için bu tür sorunlar yaşanmaz. Yaşanan diğer krizler gibi bu kriz de aşılır. Türkiye'yi bekleyen asıl tehlike, Rusya'nın sera üretimine geçmesi. Rusya bu ürünleri kendisi üretmeye başlarsa asıl kıyamet o zaman kopacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar