Yaratıcı endüstriler İngiltere'ye 100 milyar sterlin katkı sağlıyor, Türkiye de bunu yapamaz mı?
Yaratıcı endüstriler, 'bireysel ve kişisel yaratıcılığa, beceriye, yeteneğe dayanan, fikri mülkiyetin işlenip kullanılmasıyla parasal kazanım ve istihdam sağlama potansiyeli olan üretim sanayileri' olarak tanımlanıyor. Bu tanım 1998 yılında Birleşik Krallık tarafından yapıldı.
Reklamcılık, pazarlama, mimarlık, sanat, tasarım, moda, film, müzik, performans sanatları, müzeler, TV ve radyo gibi çok sayıda alanı ilgilendiren yaratıcı endüstrilerin Birleşik Krallık’ta ekonomiye katkısı 100 milyar sterlinin üzerinde ve her sene ortalama yüzde 7’lik bir artışla büyüyor.
British Council Sanat Müdürü Cansu Ataman Bilgiç, bu büyümenin arkasındaki en önemli etkenlerden birinin yaratıcı platformlar olduğunu söylüyor. Bilgiç, “Yapılan araştırmalar, yaratıcı platformların ve bu platformların bünyesinde çalışan bağımsız sanatçılar ve KOBİ'lerin, Birleşik Krallık yaratıcı endüstri iş gücünün önemli bir bölümünü oluşturduğunu gösteriyor” diyor.
1990’ların başlarında Avustralya’da ortaya çıkan, 90’ların sonlarında ise İngiltere’de hızlı bir şekilde gelişmeye başlayan yaratıcı endüstriler, yeni iş alanları yaratarak ekonomik büyümeyi sağlamayı hedefliyor. Avrupa Komisyonu ‘Yaratıcı Endüstriler ve Aktiviteler’i, “yaratıcılığın ve yaratıcı insanların yoğunlaştığı alanlar” olarak tanımlıyor.
UNCTAD tarafından yayınlanan Yaratıcılık Raporu’na göre yaratıcılığı ve entelektüel sermayeyi temel girdi olarak kullanan yaratıcı ekonomiler, sosyal ve kültürel çeşitliliği, insan gelişimini desteklediği gibi, gelir oluşumunu, iş alanı yaratılmasını ve ihracat kazançlarını da besliyor. Bu süreçte Türkiye’de de her geçen gün önem kazanan ‘yaratıcı merkez’ kavramı hızla yükseliyor.
British Council Sanat Müdürü Cansu Ataman Bilgiç, yaratıcı endüstriler kapsamında Türkiye’de yaptıkları çalışmaları ve Türkiye’nin sunduğu fırsatları şöyle anlatıyor:
Yaratıcı merkezler ekonomik büyümede önemli rol üstleniyor
“Yaratıcı merkezler, ekonomik büyümenin yanı sıra şehirlerin ve komünitelerin dönüştürülmesinde dikkat çeken bir rol üstlenmeye başladılar. En önemli özellikleri ise farklı sektörlerden insanları bir araya getirerek disiplinler arası ve uluslararası iş birliklerinin güçlenmesine olanak sağlamak oldu. British Council, bu alandaki büyümeyi fark ederek ve Birleşik Krallık’ın bilgi ve birikimden yararlanarak, son on yılda Meksika’dan Kazakistan’a, Rusya’dan Güney Afrika’ya kadar uzanan 25 ülkede yerel iş ortakları ile birlikte çalışarak programlar geliştiriyor. Türkiye’de bu alanda ilk çalışmaya başladığımızda, beş-on platform bulunuyordu. 2016 yılında Atölye ile birlikte gerçekleştirdiğimiz haritada, 100’e yakın yeni platform olduğunu gördük. British Council’ın Türkiye'den Atölye ve Abdullah Gül Üniversitesi, Yunanistan'dan Bios ve Sırbistan'dan Nova Iskra iş birliğiyle hayata geçirdiği Connect for Creativity projesi, Avrupa genelinde sanatçıları, yaratıcı girişimcileri, akademisyenleri, öğrencileri ve politika yapıcıları kültürlerarası diyaloğu güçlendirmek amacıyla bir araya getiriyor.”
Birbirimizi anlamak ve işbirliği geliştirmek
“Türkiye-AB Kültürlerarası Diyalog programı kapsamında, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen Connect for Creativity, 18 aylık bir proje. Program kapsamında kültürlerarası diyalogu güçlendiren üç kavram üzerine odaklandık; empati – birbirimizi daha iyi anlama ve güvenmeye başlama, engage – etkileşime geçerek, diyalog ve iş birliği geliştirme ve empower - buradan profesyonel olarak güçlenerek çıkma ve potansiyeli kullanma.
Yaptığımız çalışmalarla, yaratıcı platformların potansiyelinin anlaşılmasına katkı sağlamak, daha fazla desteği teşvik etmek ve yaratıcı platformların kurdukları yeni ağlar sonucunda yeni iş birlikleri geliştirmelerini sağlamayı amaçlıyoruz.”
KÜLTÜR VE SANATIN YAYGINLAŞMASI İÇİN DİJİTAL İŞBİRLİKLERİ
● British Council, yaratıcı ekonomi alanında birçok proje gerçekleştiriyor. Bunlardan biri de Tech4Culture. Cansu Ataman Bilgiç bu projeyi şöyle anlatıyor: “Kültür ve sanatın mümkün olan en geniş kitleye ulaşmasını sağlamak için Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki dijital iş birliklerini destekliyoruz. Geçen sene ilki gerçekleştirilen Tech4Culture’ı, bu yıl insan odaklı, katılımcı ve toplumsal anlamda kapsayıcı bir dijital deneyim fırsatı yaratmak üzere geliştirdik. Yapılan açık çağrı sonucunda, Burdur Valiliği ve Burdur İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Birleşik Krallık'tan yaratıcı teknoloji ajansı Wire ve danışman Colum Lowe bir araya geldiler. Burdur’un kültür ve turizminin daha geniş çapta duyurulabilmesi için Nisan ayı itibariyle çalışmalara başladılar. Ayrıca yaratıcı girişimcileri desteklemek üzere Nesta ile birlikte geliştirdiğimiz Yaratıcı Girişimcilik Programı’nı, Türkiye merkezli eğitmenlerimiz ile gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu eğitim, kendi işini kurmak isteyen girişimci adaylara iş fikirlerini geliştirmeleri ve iş planı hazırlamaları için gereken çerçeveyi sunuyor.
ÖĞRENCİDEN, KARAR VERİCİYE BÜTÜN PAYDAŞLARI KAPSAYAN BİR PROGRAM
Proje kapsamında Türkiye, Yunanistan, Sırbistan ve Birleşik Krallık'tan seçilen 12 kişi Atina, Belgrad ve İstanbul’da 7 Ekim - 17 Kasım 2019 tarihleri arasında eş zamanlı olarak gerçekleşecek 6 haftalık programa katılacaklar. Hayata geçirecekleri eserler, yine aynı şehirlerde 2 hafta boyunca lokal sergilerde sergilenecek ve 2020’de de Birleşik Krallık’ta kapanış sergisinde gösterilecek. Projenin en önemli özelliklerinden biri, öğrenciden karar vericiye bütün paydaşlar için fırsat sunuluyor olması. 18 aylık projenin, ülkemizde ve partner ülkelerde gerçekleştirilecek birçok ayağı bulunuyor. Bu kapsamda, Belgrad, Kayseri ve Atina’da gerçekleştireceğimiz üç networking konferansı olacak. Toplamda konferanslara 700 kişinin katılımını öngörüyoruz. On politika yapıcı ile birlikte Birleşik Krallık’ta bir çalışma ziyareti düzenleyerek bu alandaki iyi örnekleri ve olası iş birliği fırsatlarını da istiyoruz.