Yararlanılması gereken geçici fırsatlar!
Yeni yılın ilk iş günündeki piyasa eğilimleri aşırı iyimser bir görünüm sergiliyor. Dolar diğer paralara karşı değer kaybediyor, faizlere ilişkin herhangi bir endişe fiyatlanmıyor; sermaye ve emtia piyasaları ise bu yapay ortamdan yararlanarak yükseliş yönünde hareketlenmiş gibi görünüyor. Risk alma konusundaki iştah açıcıların hepsi eşanlı olarak masaya sürülmüş izlenimi veriyor. Durum böyle olunca sormak gerekiyor: neler oluyor? Bu eğilimler 2018 senesi genelinde dalgalı bir şekilde devam edebilir mi? Bizim piyasalar, içeride olup bitenlere bağlı beklentiler yerine neden dışarıdaki iyimserliğin coşkusuna kapılmayı tercih ediyor?
İyimserlik lehine piyasa yapmanın, hem bir maliyeti hem de umulan bir hedefi olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor. Profesyoneller yılın ilk günündeki eğilimlerin yıl boyunca devam edemeyeceğini ve belirsizliğin kademeli olarak artacağını çok iyi biliyor; bu sebeple risklerini azaltabilmek için gerekli ortamı hazırlamaya, kolay para kazanmak konusunda kaşıntısı olanları gaza getirmeye çalışıyor. Kendilerininkine benzer pozisyon taşıyanları sakin kalmaya teşvik ediyor. Bu sayede iyimserliğin güçlenmesini ve beklentilerin düzelmesini umuyor. Kısa vadede en iyi savunma hücumdur taktiğini uygulamaya çalışıyor. Belki de İran’da genele yayılan protestoların kutlanacak bir şey olduğunu pazarlamaya çalışıyorlardır!
Fakat çelişkilerin büyümesini önlemek mümkün olamıyor. Fiyatlamaları analiz etmeye çalışanlar, ABD para otoritesinin dolar faizlerini gerileteceği beklentisinin fiyatlandığını düşünebilir! Veya sıkılaşma yönündeki beklentiler abartıldığı için bir çeşit düzeltme yaşandığını varsayabilir! Ne yazık ki bu türden zorlamalar gerçeği yansıtmıyor; dolar faizleri yükselecek ve tahvil faizleri bu durumun yeterince fiyatlanmadığına işaret ediyor. Profesyoneller, ayartabildiği tasarrufçuları kendi dolmuşuna bindirmeye ve dolandırmaya çabalıyor! Bu küresel oyun, içeride de aynı şekilde sahneye konuyor.
Beklenenden yüksek çıkan dış ticaret açığı verileri, zam furyası ve enflasyon beklentilerindeki bozulma, dış finansman olanaklarının bozulmaya devam etmesi türünden gelişmeleri fiyatlamak işlerine gelmiyor. İki hafta öncesine kadar ısrarla vurguladıkları konuları bile unutmuş bir görüntü sergiliyorlar!
İki ay öncesine kadar 2017 yılsonu enflasyonunun tek haneli olacağını iddia edenler, şimdi çift haneli rakamları sindiremiyor. Enflasyon beklentisindeki bozulmanın, faizlerde yaşanan yükselişten çok daha büyük olduğunu şimdilik görmezden gelmeyi çıkarları gereği tercih ediyorlar; zam furyasının beklentileri daha da olumsuzlaştıracağını görmezden geliyorlar. Kasım ve Aralık aylarındaki toplam Dış Ticaret Açığının 16 milyar dolar düzeyine yaklaştığını, makroekonomik beklentileri daha da bozduğunu fiyatlamak istemiyorlar. Av olma riskini göze alarak, ava çıkmak dışında bir seçenekleri kalmadığını ve acele etmeleri gerektiğini biliyorlar!
Bu yazıda özetlemeye çalıştığımız tablo, Küçük Orta Boy İşletmeler için mutlaka yararlanmaları gereken fırsatlar sunuyor. Borçlarını hafifletmek, yükselmesi beklenen faizlerin rekabet güçlerini azaltmasını engellemek ve zor koşullara dirençlerini artırmak adına harekete geçmeleri gerekiyor. Kader mahkumunu oynamayı ve kurtarılmayı beklemeyi bırakıp, hisse senedi ihracı yönünde harekete geçmek için acele etmeliler! Mevcut koşulların birkaç aydan daha uzun sürmesi olası görünmüyor!
Son on yılda ve küresel ölçekte, işletmelerin rekabet güçleri azalırken borçluluk oranları hesapsız bir şekilde arttı. Böyle devam edilemeyeceğini, hem kendileri ve hem de finanse edenler çok iyi biliyor. Geçici de olsa iyimser ortam yaratmak için işbirliği yapanlar yakında birbirine girebilir! Yaratılabilecek menkul kıymet talebi hiçbirine yetmeyecek ve eğilimler kaçınılmaz olarak olumsuzlaşacak! Ciddi boyutta sermaye piyasası riski taşıyanlar, halka arzlar gelmeye başlamadan yükünü hafifletmeye çalışacak; bankalar ve Devletler ise kalanla yetinmek dışında bir seçenek üretemeyecek!