Yapısal reformu tartışmanın zemini ve zamanı hazır...
Son dönemde çok sık “yapısal reformların gerekliliği” kamu özel sektör açıklamalarını çok farklı kesimlerden duyuyoruz. Bu yönde üç açıklamayı size sunacağım. Biri Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e, biri Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’ya, bir diğeri TİSK Başkanı Kudret Önen’e ait. Üçü de yapısal referandumların gerekliliğinden söz ediyorlar, zamanının geldiğini vurguluyorlar. Buna bağlı olarak ben de artık yapısal reform gerekli demeyi bırakıp, toplumun bütün kesimlerinde bunun eyleme dönüşmesinin tartışmasının başlatılmasını öneriyorum.
Önce Mehmet Şimşek’e kulak verelim. OECD Genel Sekreteri Angel Guriz ile OECD Türkiye Raporu'nun açıklanması toplantısında şöyle diyordu:
“OECD içinde en hızlı büyüyen ülke olduk. Türkiye küresel kriz sonrası 7 milyon vatandaşına iş buldu. 2 yıl seçim sürecini yaşadı. Bölgede yaşanan şoklara rağmen, Türkiye büyüdü, büyüme sonrasında istihdam alanları oluştu. Cari açığın milli gelire oranı yüzde 3 oranında azaldı. Bütün bunlara devam etmek için yapısal reformların yapılması gerekiyor. Reformlar kolay değil, ama imkansız da değil. Türkiye ancak yeni reform hamlesi ile yüksek gelir sınıfına girebilir. Bu yolda adımlar atmaya başladık.”
TİSK Başkanı Kudret Önen reformun gerekliliğinden söz ederken şöyle diyor:
“16 Nisan’da halkımız anayasa için tercihlerini yaparak oy kullandı. Bundan böyle ekonomiye yoğunlaşarak gelecek için elzem olan yapısal ekonomik reformların hayata geçirilmesi ana gündemimiz olmalı. (...) Orta ve uzun vadede sürdürülebilir kalkınma için yatırım ortamı ve yatırımcı güvenini iyileştirecek yapısal reformları da çok önemli görüyorum. Bilindiği gibi, yapısal reformlar referandum sonrasına ertelenmişti.”
Kurdet Önen böyle diyerek yapısal reformların zamanının geldiğinin altını çiziyor.
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya da yapısal reform gerektiğini söylüyor:
“Türk Bankacılık sektörü güçlü seyrini konuyor. Ekonomide rekabetçiliği ve verimliliği artıracak yapısal reformlar güçlü büyümenin temel sürükleyicisi olacaktır.”
İş dünyasından ve bakanlardan son dönemde çok sayıda “yapısal reform gerekliliğini vurgulayan” demeç bulmak mümkün.
Işte o yüzden ben, sözel söylemlere son verip, toplumun çeşitli kesimlerinde ve kamuda çok yönlü bir yapısal reform tartışmasının zemininin hazır ve zamanının geldiğine inanıyorum...