Yapısal reform
Yine bir küresel salgın ve yangın dönemi. Bölgemizdeki savaşlar yetmezmiş gibi. ABD seçimine az süre var. Göstergelerin çoğu resesyon diyor. ABD enflasyonu, tahvilleri, dolar endeksi, parite ve altın onsu Eylül’de faiz indirimi var diyor. Son iki krizde Fed bilançosu önce 5 sonra 2 katına çıkmıştı.
Bureau of Labor Statistics (BLS) verilerinde ABD TÜFE’sinde gıda kalemleri ve kira çıkarken, otomobil, uçak biletleri, (yavaşlayarak) enerji düşüyor. Yolcu sayısı artarken uçak biletleri düşüşü enerjiden. Oto ve bakım giderleri ise resesyon emaresi. Bu arada istihdam verilerini hala geriye dönük ciddi rakamlarla güncelliyorlar.
Muhteşem iletişimle ve sabırla
İşsizlik artış oranı ve KOBİ kredi faiz oranları ise 2008 öncesi gibi (Game of Trades). Pandemiden bu yana konut değerleri %65 artarken senelik fiyatlar %6 artmış. KOBİ satışları ise resesyon öncesi gibi düşüyor (Kobeissi Letter). Şirket iflasları artıyor (Zerohedge).
Fed sıkı para politikası kiraya ve konut satışlarına etki etmemiş. Sıkı para politikasında Fed bilanço daraltırken kredi kanalı ise hızla artışına devam etmiş (FRED). Kredi kartları, tüketici kredileri hız kesmiyor.
Big Mac menü 1980’de 1.60 dolar iken şu anda 5.69 dolar. Artış %256 iken sosyal medyada ayrıca shrinkflation ile %40 içerik boyut kaybı iddiası var. BLS sayfasından 1.60 doların bugün enflasyonla 6.47 dolar ettiği görülüyor. Buna göre artış oranı %304. Aradaki fark muhtemelen bu iddianın kanıtı.
ABD enflasyonu hız kesmiş gibi kağıt üzerinde görünse de, bu Fed’in ortodoks para ve faiz politikası ile olmadığı gibi dolar enflasyonu 2000 yılına göre %86, 2008’e göre %49 ve 2020 COVID-19 başlangıcına göre %22 yukarıda. Bütçe açığı ise 35 trilyon 170 milyar dolarla rekora doymuyor.
Sıkı ortodoks para politikasına maliye politikası eşlik etmezken durum buyken, ABD yapısal reform mu yapmıyor? Kazan doğurursa ölebilir de. Bizde malum faiz enflasyona etki etmeyip baz etkisi ile ancak düşünce ana akım ortodoks yorumlar bunları öne çıkarıyor.
İktisat bilimi kuralları
Faiz artışını salt çözüm, ortodoks para politikasını tek doğru, neoklasik okulu tek iktisadi görüş şeklinde sunan ana akımda, faiz artışları ile iddia edilen kurun baskılanması, enflasyonun düşüşü, rasyonellikle bütçe dengesi bir türlü olmayınca yapısal reform olmadı, maliye politikası eşlik etmedi, ondan deniyor.
Köprü ve otoyollara gelen zamma ana akımda enflasyonla mücadeleye ket vurur deniyor. Geçen senenin faiz giderini bütçede ilk 7 ayda gördük. Bütçe açığı için harç, vergi artışları olunca sıkı para politikasına maliye politikası eşlik etmiş olmuyor mu?
Phillips Eğrisi ile acı reçete şart, faiz ilacı içilmezse, ekonomi soğumazsa enflasyon düşmez denirken, asgari ücret, kur ve Brent petrol sabitken enflasyon salt baz etkisi ile gerilerken, son gelen sanayi üretim endeksi, işsizlik verileri ile yanıldık demek yerine stagflasyon kapıda, slumpflasyon geliyor, Eylül’de faiz düşüşü gerekir deniyor.
Cari açıktaki azalma(nın 37 milyar doları) enerji ve altından. Ara ve sermaye malı düşerken, tüketim malları ithalatı yoluna devam ederken, ihracatçı kurdan muzdaripken, enflasyonun sebebi kurdur söyleminden vazgeçip kurun artması gerektiğini, swap kanalının da açılmasını ekliyorlar.
Temmuz’da konut satışları arttı, hem de kredisiz. Sebebi kirada narhın kalkması ile artan fiyatlar. Demek ki faiz artışı hizmet enflasyonuna ve konut talebine engel olamıyormuş.
Merkez bankacılığı örneği
Para politikasında doğru ilacı sabırla uygulamak ABD’de sonuç verdi dendi. Yukarıdaki yarattıkları sorunlara ek geçen sene 6 banka batırdılar. Bankaların taşıdığı tahvil zararı 600 milyar dolar.
ABD hazinesini uzun zamandır pandemide, krizde fonlamak adına, bilançosunun %95’i olan tahvillerden olan 1.1 trilyon dolar zarar Fed için sorun değilse, bütçemizde yıllık 975 milyar TL faiz giderinden az 833 milyar TL zararla, enflasyonla mücadelede kuru baskılamakta kullanılan KKM niye sorun oldu?
Kamala Harris fahiş fiyat kanunu ve bizdeki kira zammı gibi gıda fiyatlarına narh getireceğini söyledi. İşin ilginci Fed ortodoks para politikasının ne kadar başarılı olduğu gibi söylemler ana akımda sürekli yer bulurken, bu gelişmeler hiç paylaşılmıyor. Bizde gerçekten yapısal reform şart ama nerede?