Yapılandırma yasalarına başvuruda yargısal yaklaşım-III

Doç. Dr. Ayhan Selçuk ÖZGENÇ
Doç. Dr. Ayhan Selçuk ÖZGENÇ [email protected]

Bu yazıda, yapılandırma yasalarına başvuruda yargısal yaklaşım konusuna kaldığımız yerden devam ediyoruz. Konuya ilişkin ilk iki yazımıza wwww.dunya.com internet adresinden erişebilirsiniz.

KV yönünden yasadan yararlanmanın KDV üzerindeki etkisi

Kurumlar vergisine ilişkin açılan davanın 6736 sayılı yasadan yararlanma nedeniyle "Karar Verilmesine Yer Olmadığına" şeklinde sonuçlandığı, dolayısıyla inceleme raporuyla tespit edilen vergiyi doğuran olayın davacı tarafından zımnen kabul edildiği, bu meblağın artık şirket muhasebe kayıtları açısından kanunen kabul edilmeyen gider niteliğine büründüğü, hesaplanan matrah üzerinden salınan cezalı kurumlar vergisinin şirket açısından kesinleştiğinden, kanunen kabul edilmeyen gider nedeniyle yapılan dava konusu cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. (Danıştay 9. Daire, E.2018/721, K.2018/3985, T. 04.06.2018)

Devreden KDV tutarının azaltılmasına ilişkin işlemin iptali

Olayda, davacının örtülü kazanç dağıtımında bulunulduğu ve bu alımlara ilişkin KDV'nin indirim konusu yapılamayacağından bahisle devreden KDV tutarının azaltılmasına ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.

Tarhiyatlar için 6111 sayılı Kanundan yararlanma istemiyle başvuruda bulunulduğu, bu tarhiyatlar ile devreden KDV'nin azaltılmasına ilişkin işlemi aynı sebepten kaynaklandığı, 6111 sayılı Kanundan faydalandıktan sonra dava açma imkanı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. (Danıştay 4.Daire, E.2016/1275, K.2017/6823, T.12.10.2017)

İthalde alınan KDV

Kanunda “gümrük vergisi” ve “vergi” tanımlarının ayrı ayrı yapılmış olduğu hususunun birlikte değerlendirilmesinden, matrah artırımının doğrudan sürekli katma değer vergisi mükelleflerine getirildiği, bu nedenle, kanunun ithalde alınan katma değer vergileri bakımından uygulama alanı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. (Danıştay 7.Daire, E.2019/1744, K.2022/1949, T.26.04.2022)

KDV yönünden hatalı mahsup

Davacı hakkında yapılan incelemenin, 2016 yılının tamamına ilişkin olduğu, dolayısıyla, 7143 sayılı Yasa'nın Genel Tebliğ hükümleri doğrultusunda, incelemenin yılın bütün dönemlerini kapsadığının kabul edilmesi suretiyle, rapora göre tarh edilmesi gereken vergi tutarından, KDV yönünden yapılan matrah artırımı sonucunda davacı adına tahakkuk eden vergi tutarının tamamının düşülmesi ve bu doğrultuda belirlenecek amme alacaklarının davacıya tebliğ edilip takibe geçilmesi gerektiğine karar verilmiştir. (İstanbul BİM, 6. VDD, E. 2019/2997 K. 2020/2029 T. 18.11.2020)

Düzeltilen kasa açıklarının özel hukuk bakımında sonuçları

Mevcut kasa açığının yargılama sırasında vergi affından yararlanılmak suretiyle kapatıldığı, kayıt dışı ödemelerin tasvip edilmese de sektörün bir gerçeği olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak vergi affından yararlanılmak suretiyle kasa açığının kapatılması mevcut şirket zararını ortadan kaldırmadığı gibi, müdürlerin bu husustaki sorumluluğunu da bertaraf etmez.

Ayrıca, şirketin, muhasebenin düzgün tutulmaması sebebiyle vergi dairesine ödemek zorunda kaldığı para cezasının da davalı müdürlerin kusuru sebebiyle oluşmuş bir şirket zararı olarak kabulü zorunludur. (11. HD., E. 2018/1522 K. 2019/3375 T. 6.5.2019)

Ortaklar cari hesabının düzeltilmesinin özel hukuk bakımından sonuçları

6111 sayılı Kanun kapsamında tarafların ortak olduğu her iki şirketin ticari defterlerinde davalı ortakların kayıtlı borçlarının silinmesi nedeniyle davacıların şirketin zarara uğratıldığına dair iddiasını ispatladığı sonucuna ulaşılmıştır. (11. HD., E. 2020/275 K. 2021/6943 T. 8.12.2021)

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar