Yapay zekanın yükselişi
Son haftalarda Amerikan piyasalarındaki büyüme – enflasyon – borç tavanı üçlemesi en yaygın endişe kaynağı olurken aslında hiç de yeni olmayan ama yeni yeni fiyatlanan başka bir kavram gündeme geldi.
Yapay zeka anlamına gelen “Artificial Intelligence” kelimelerinin baş harflerinden oluşan AI kısaltması biraz sonra bahsedeceğim şekilde teknoloji şirketlerinin yıldız teması oldu ve içinde AI lafı geçen bir projeye sahip olan her teknoloji şirketinin hissesi birkaç gün gibi kısa sürelerde USD bazında %20’den fazla değer kazandı.
Hatırlanırsa geçen Aralık ayında, OpenAI isimli, kar amacı gütmeyen ve bütün yazılım kodlarını halka açık olarak sunan (Yani ücret talep etmeden. Bu da sorgulanmalı aslında) şirket yeni chat programını lanse etmişti. Özellikle bu gelişmeden sonra AI veya uzun hali bütün internette en çok aranan kelimeler olmuştu.
Soru işaretlerine rağmen, konuyla ilgili okuduğum şu yorumları da paylaşmazsam adil olmaz; OpenAI ve Anthropic gibi şirketlerin AI destekli yazılımları kendilerine sorular sorulduğunda cevap olarak sundukları bilgileri doğal olarak internet kaynaklarından alıyorlar. Özellikle Rusya – Ukrayna savaşı konusunda hepimizin bildiği üzere haberi veya yorumu yazan kişinin bakış açısına göre çok farklı bir iletişim ortaya çıkabiliyor.
Buna rağmen söz konusu yazılımlar bu konu ile ilgili sorulduğunda oldukça objektif cevaplar sunabiliyor. Hatta eğer isterseniz akademik seviyede araştırma yaparak cevaplar verebiliyor. Başka bir örnek ise daha geçen hafta Palantir firması emsalsiz olduğunu iddia ettiği AI destekli yazılımını tanıttı.
Bu noktada bilmek gerekir ki Palantir artık hemen her yerde kullanılan yüz tanıma sistemlerinin yazılımlarını yapan bir şirket. Kendi iddialarına göre sadece insan haklarına, etik ilkelere değer veren hükümetlerle iş yapıyorlar, yerseniz… Sonuçta yapay zeka ile destekli yeni yazılımlar CEO’nun geçen hafta yaptığı açıklamaya göre icra ettikleri işi bambaşka bir seviyeye taşıyacaklar.
Tabi doğal olarak hisse fiyatı birkaç günde neredeyse %30 arttı ve muhtemelen fonların bu tür yeni akımlara koydukları paralar artarak gidecek. Ne de olsa yatırımcılar ciddi anlamda nakitteler ve parayı koyacak yer arıyorlar. Hazır büyüme konusu da büyük bir sorun halinde değilken teknoloji piyasasını kasıp kavuran bu AI işi ciddi yatırımcı çekecektir.
Zaten AI hisselerinin toplandığı borsa yatırım fonlarına bakınca piyasanın ilgisi görülüyor, Mart ayından bu yana AIQ etf ’i %11 kadar yükselirken fonun toplam varlığı %35 artmış durumda. Bu iki değer arasındaki farkın bu kadar açık olmasının temel nedeni fiyat hareketinin yanında gerçekleşen para girişleridir.
Akıllı telefonların bizi dinlemessi ne anlama geliyor?
Peki bu kadar yatırımcı çeken yapay zeka gerçekten insanlığa zannedildiği kadar hizmet mi edecek yoksa filmlerdeki gibi insanlığın sonunu mu getirecek?
Buna mantıklı bir tahmin yapacak kadar konu hakkında bilgili değilim ama dikkatimi çeken başka bir durumdan söz etmek istiyorum; hepinizin malumu olan Iphone’lardaki Siri’nin her durumda dinler olması ve sadece siz kendisine seslendiğinizde otomatik olarak cevap vermesi, ama bu arada sohbet ortamında konuştuğunuz bir konuya dair malların satış reklamlarının birden sosyal medya hesaplarınızda önünüzde gelmesi masum bir algoritmanın eseri olabilir mi?
Veya yukarıda ismini paylaştığım iki şirketten birisinin son derece hassas içerikleri sıradan içeriklerden ayırabilecek olan yazılımları ücretsiz olarak paylaşması, diğerinin de bir çok devletin hem kendi halkını hem de başka milletleri izlemek için kullanabileceği yazılımları üretmesi ve bunun için de yüklü yatırımlar bulması ne kadar masum olabilir?
Terminatör gibi filmleri şimdilik saymıyorum ama Boston Dynamics’in ürettiği robot köpeğin ne tür donanımlara sahip olabileceğini düşünmek gerekir. Şimdilik hayatı kolaylaştıran sesli mesajı yazıya dökme, bizim olası isteklerimizi önceden tahmin edip önümüze hazır etme gibi harika fonksiyonları yerine getiren bu yapay zeka ile çalışan yazılımlar acaba gün geldiğinde bizim isteğimiz dışı olarak gözlemlenmemize, özgürlüklerimizin kısıtlanmasına, dahası hayatımızı yaşama şeklimizin dikte edilmesine sebep olabilir mi?
Büyük Önder Atatürk şimdi olsa acaba “İstikbal göklerdedir” sözünün yanına “ama siz yine de bilişimi elden bırakmayın” der miydi? Dediğim gibi, şimdilik kararsızım; teknolojiyi seviyorum ama mutlaka kontrol edebiliyor olmam gerek.