Yapay zekanın ürkütücü tahmin gücü

Fatoş KARAHASAN
Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler [email protected]

Sosyal medyada çok aktif olmanız gerekmiyor. Yapay zekanın algoritmaları sizin yazdığnız bir kaç cümleden veya arkadaşlarınızın paylaştıklarından yola çıkarak, gelecekte ne tür kararlar alabileceğiniz konusunda doğruya çok yakın tahminde bulunabiliyor

ABD’deki Vermont Üniversitesi ve Avustralya’daki Adelaide Üniversitesi’nden iki ekibin, 13.905 Twitter kullanıcısını izleyerek yaptığı bir araştırma, ürkütücü bir tablo ortaya koydu. Her kullanıcıyı, onun listesindeki 8-9 kişinin tweet’leriyle birlikte analiz eden çalışma kapsamında 30 milyon mesaj incelendi. Algoritmaların, bir kişinin sosyal mecrada sık sık görüş bildirmese bile , gelecekte ne tür tercihler yapacağını ve hangi konuda tweet atabileceğini yüzde 95 oranında doğru olarak tahmin edebildiği gözlemlendi.

Yapay zekanın bir kişinin bağlantılarına bakarak, onun siyasi veya dini görüşlerini, cinsel tercihlerini, hayata bakış açılarını, tüketim kalıplarını öngörebilidiği bir dünya “privacy” konusunu tümüyle değiştiriyor. Batı ülkelerinde özel yaşamın mahremiyeti konusundaki endişeler artıyor.

Facebook Yapay Zeka ve Etik Araştırmalarına Yatırım yapıyor

Almanya’nın Münih kentindeki Teknik Üniversite’de önemli bir gelişme yaşanıyor. Facebook’un beş yıl boyunca sağlayacağı toplam 7.5 milyon dolarlık bir araştırma bütçesiyle, yapay zeka ve etik ilişkisi üzerine çalışacak bir araştırma enstitüsü kuruluyor. Enstitü algoritmaların, insanların yaşamıyla ilgili verileri değerlendirerek çalışacağı bir sisteminin kişilerin mahremiyetin verebileceği zararı anlamaya çalışacak ve önlemler arayacak.



AB’den Yapay Zeka Kuralları

Avrupa Birliği geçtiğimiz Aralık ayında, yapay zeka üzerine çalışan şirketlerin uymaları gereken bir ilkeler listesi yayınladı. Bu kurallardan bazıları şöyle: Öncelikle sistem herkesin kolayca anlayabileceği bir biçimde çalışmalıdır. Yapay Zeka insanlara, hayvanlara ve doğaya zarar veremez. İnsanların fiziki, maddi ve psikolojik güvenliğine ve mahremiyetine saygı duyar. Ayrımcılık yapmadan bireylere ve azınlıkların haklarına saygı gösterir. Bireyin ve topluluğun iyiliğine hizmet eder.

Usta bir gazetecinin kaleminden Soğuk Savaş yılları

Ünlü Gazeteci ve Atlantik Konseyi Başkanı Frederick Kempe, geçtiğimiz günlerde İstanbul’daydı. Kempe, 2011’de yayınlanan ve 14 dile çevrilmiş olan Berlin 1961 adlı kitabının Türkçe baskısının tanıtımı için düzenlenen basın buluşmasında konuştu. 1961 yılın Soğuk Savaş döneminin en önemli krizlerine tanık olduğunu hatırlatan ünlü yazar, tarihten ders almak gerektiğine dikkat çekti.

“Tarihe damga vurmuş bir yılın muhteşem hikâyesi’

Dünyanın en önemli görevlerinden birisi olan ABD Başkanlığının, görev boyunca öğrenilen bir meslek olduğunu, bu yüzden başkanların hata yapma olasılığının yüksek olduğunu söyleyen Kempe, Kennedy’nin Kruşçev tarafından nasıl alt edildiğine anlattı.

Frederick Kempe geçmişle günümüzü şu yorumla birbirine bağladı: “Batı’nın Rusya ile olan ilişkilerinin, tarihte hiç görülmemiş bir seviyede bozulduğu bir dönemde meydana gelen olayların, bugün yeniden incelenmeye değer olduğunu düşünüyorum. O günlerde de şimdiki gibi Kremlin’in liderleri, Batı’nın ve özellikle de Amerika’nın kendi menfaatlerini savunma konusundaki istekliliğini yokluyordu. Krusçev’in başarısız geçen 1961 Viyana zirvesinde Kennedy’i köşeye sıkıştırmasının ardından, iki aydan daha kısa bir süre sonra Sovyet lideri, daha sonra Berlin Duvarı olarak anılacak inşaata Kennedy’nin de rızasıyla başkanlık etti. Bunun üzerinden daha henüz bir yıl bile geçmeden, dünyayı nükleer savaşın eşiğine getirecek Küba füze krizi baş gösterdi. Tarih tekerrür etmez, bazen kafiye yapar. Moskova, Batı’nın kararlılığından ve gücünden şüphe duyarsa riskler Ukrayna’dan Washington’a kadar gider” diye konuştu.

Berlin 1961 kitabının Türkçe’ye çevrilerek okurlarıyla buluşmasını sağlayan Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık, kitabın dünya tarihinin çok önemli bir dönemine ışık tutuğuna dikkat çekti. 20. yüzyılın en belirleyici uluslararası krizlerini çok sayıda bilgi ve belge eşliğinde sunan ve The Economist dergisi tarafından “Tarihe damga vurmuş bir yılın muhteşem hikâyesi’ olarak değerlendirilen kitap Doğan Egmont tarafından yayınlandı.

Markalar el ele verdi, Safiye Ayla’nın mirası yeniden yaşam buldu

Türk Müziği’nin efsanevi ismi Safiye Ayla Targan, “Memleketin en büyük ihtiyacı eğitimdir” diyerek, Türk gençliğinin eğitimi için ülkesine en büyük hizmetlerden birini yaparak tüm mal varlığını Türk Eğitim Vakfı’na bağışlamıştı. Onun sayesinde 1692 öğrenci eğitim gördü Yüzde 60’ı kız olan öğrencilerden 43 tanesi halen burs alıyor. Öğrenciler Türkiye’nin çeşitli illerindeki 58 üniversitede okuyorlar.

TEV, Safiye Ayla’nın 21. ölüm yıl dönümünde Safiye Ayla’yı anma etkinlikleri düzenleyerek, onun mirasını bir kez daha hatırlattı. 14 Ocak 2019’da , Rahmetli Safiye Ayla, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda bulunan kabri başında Türk Eğitim Vakfı yönetimi ve bursiyerlerinin katıldığı bir törenle anıldı.

Safiye Ayla’nın Sıraselviler’deki en sevdiği evi olan Ayla apartmanının 10 no’lu dairesinde mini bir sergi düzenlenerek; özel eşyalarının ve gardrobundan en seçkin kıyafetlerin yer aldığı çok özel bir atmosfer oluşturuldu. TEV’in Ayla Apartmanında düzenlediği basın buluşmasında, Türkan Derya’nın yönettiği, sanatçının hayatından kısa kesitler veren ve bağışçı yönünü anlatan “Muganniye Safiye” adlı mini belgeseli izletildi.

Bursiyerler rol aldı

Safiye Ayla’nın hayatı boyunca biriktirdiği gazete kupürleri arşivinden yola çıkılarak senaryolaştırılan belgeselde, Safiye Ayla’yı Ezgi Çelik, Şerif Muhiddin Targan’ı Devrim Özler Akın canlandırdı. Safiye Ayla burs fonundan faydalanan bursiyerler ve TEV’in inşa ettiği okullarda okuyan minik öğrenciler de gönüllü olarak rol aldı .

Safiye Ayla’nın kendi evinde yapılan ilk gösterimde konuşan TEV Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı, Ayla’yı “O’nun eğitim neferi yönünü bizlerin gözünden yeni nesillere anlatacak olmanın mutluluğu içindeyiz. Bu belgeselde kendisinin bağışlarıyla eğitim gören çocuklarımızın, bursiyerlerimizin rol alması da ayrı bir önem taşıyor. ”Memleketin en büyük ihtiyacı eğitimdir’ diyen çok büyük bir sanatçıdır” sözleriyle andı.

Anma gecesinde, belgesel gösteriminin ardından, proje sponsorlarından Vestel’in sağladığı tabletlerden Safiye Ayla’nın söyleşileri ve şarkıları dinlendi.

Özel gecede, Ayla’nın en sevdiği yemeklerden oluşan menü ve MG Fragrances tarafından onun en sevdiği çiçeklerden üretilen parfümünün yarattığı ortam eşliğinde sunuldu. Ayrıca, AdL markası tarafından sanatçının kıyafetlerinin birebir yeniden üretilmesiyle hazırlanan kapsül koleksiyon tanıtıldı.

Markalar birleşti, böylece, Türkiye için eşsiz bir rol model olan Safiye Ayla’ya layık, yaratıcı ve duygu dolu bir anma töreni gerçekleşti. Dilerin Safiye Ayla, günümüz sanatçılarına örnek olur, ilham verir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar