Yapay zekâ sermaye piyasalarını nasıl dönüştürüyor?
Nomupay Türkiye Genel Müdürü, Yapay Zekâ ve Teknoloji Derneği YK Üyesi Ergi ŞENER
2025’e yaklaşırken, yapay zekânın finans sektöründeki rolü gittikçe somutlaşıyor. Sermaye piyasalarının hızla dijitalleşmesi ve yapay zekânın hem veri işleme hem de karar alma süreçlerinde daha fazla kullanılması, piyasa dinamiklerini köklü bir şekilde değiştiriyor.
IMF’nin "Global Financial Stability” (Küresel Finansal İstikrar) raporunda ele alınan bulgular ışığında, yapay zekânın finans piyasalarına nasıl etkilediğini, potansiyel riskler ile gelecekteki düzenleyici ihtiyaçlarını analiz ettim.
Sermaye piyasalarında verimlilik sağlamada ve fiyat belirlemede yapay zekâ
Yapay zekâ (AI), sermaye piyasalarında verimliliği artırmakla kalmıyor; aynı zamanda bilgiye dayalı, daha hızlı ve sağlıklı fiyat oluşumunu da teşvik ediyor. AI karmaşık, yapılandırılmamış veriler dahil, devasa veri setlerini analiz ederek yatırımcılara daha stratejik fırsatlar sunuyor. Örneğin, algoritmalar sadece geleneksel finansal göstergelerden değil, sosyal medya analizlerinden, güncel gelişmelerden, raporlardan ve haberlerden oluşan geniş veri yelpazesinden beslenerek fiyat tahminlerini dinamik hale getiriyor.
Yapay zekânın gelişmiş öngörü gücü, piyasa analistlerinin iş yükünü azaltırken aynı zamanda hızla değişen piyasa koşullarına adapte olabilen esnek stratejilerin geliştirilmesine de imkan tanıyor.
Bu, sadece profesyonel yatırımcılar için değil, küçük yatırımcılar için de daha erişilebilir ve stratejik bir yatırım ortamı sunuyor. AI destekli portföy yönetim araçları, piyasa duyarlılığı, haberler ve analizelere dayalı olarak daha isabetli kararlar alabilmekte ve portföy dağılımlarını bu verilere göre optimize edebilmekte.
Artan hız ve volatilite: Yapay zekânın iki ucu keskin bıçağı
Yapay zekâ, işlem hızını artırarak piyasalardaki likiditeyi desteklese de bu hızlanmanın beraberinde getirdiği riskler göz ardı edilmemeli. AI tabanlı algoritmaların piyasa sinyallerine benzer ve senkronize tepki verme eğilimi, dalgalanma ve ani fiyat değişimlerini kaçınılmaz hale getirebilir.
Özellikle stres dönemlerinde, büyük miktarda algoritmanın aynı anda benzer tepkiler vererek volatiliteyi artırması, piyasalarda ani ve öngörülemez çöküşlere de yol açabilir. Örneğin, 2010 yılında yaşanan "Flash Crash" olayı, yüksek frekanslı ticaret algoritmalarının ani ve büyük fiyat dalgalanmalarına yol açabileceğini göstermiştir (Flash Crash, 6 Mayıs 2010 tarihinde ABD borsalarında yaşanan ani ve büyük bir çöküştür.
Bu olayda, ABD'nin önde gelen borsa endekslerinden Dow Jones Industrial Average (DJIA) endeksi dakikalar içinde yaklaşık 1.000 puan (9%) düşmüştür. Flash Crash'in nedenleri üzerine yapılan araştırmalar, yüksek frekanslı ticaret yapan algoritmaların tetiklediği zincirleme bir reaksiyonun bu olaya sebep olduğunu ortaya koymuştur).
Yeni piyasa yapıları ve algoritmik ticarete dayalı dönüşüm
AI ile algoritmik ticaretin yükselişi, sermaye piyasalarında yeni bir piyasa yapısı ortaya çıkarıyor. Finans dışı oyuncular AI destekli modelleri daha fazla kullanarak piyasada etkin rol oynamaya başlıyor ve bu, likiditeyi artırmakla birlikte aşırı likidite dalgalanmalarına da yol açabiliyor.
Regülasyonlar ve şeffaflık: AI çağında gözetim ihtiyacı
AI tabanlı sistemlerin finansal piyasaların ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle birlikte, düzenleyiciler için yeni gözetim ve şeffaflık sorunları ortaya çıkıyor.
AI modellerinin çalışma prensiplerinin karmaşıklığı, düzenleyici kurumların bu sistemlerin risklerini ve etkilerini anlamasını zorlaştırabilir. Yapay zekânın finans piyasalarındaki etkisi, açıklanabilirlik ve şeffaflık gereksinimlerinin yeniden tanımlanmasını gerektiriyor.Düzenleyicilerin yapay zekâ destekli sistemlerin izlenmesini sağlayacak yeni araçlar geliştirmesi ve bu sistemlerin işleyişini takip edebilmesi önemli.
Özellikle yüksek hacimli algoritmik ticaretin etkilerini gözlemleyebilmek, regülasyon süreçlerinde kritik bir adım olarak öne çıkıyor. Bu yeni dijital gözetim yapıları, piyasa dalgalanmalarını dengelemek ve AI'nin potansiyel olumsuz etkilerini minimize etmek için büyük bir gereklilik haline geliyor. Ayrıca, etik ve sorumlu AI kullanımını teşvik etmek için ortak standartlar geliştirilmesi ve AI uygulamalarının güvenliğini sağlamaya yönelik uluslararası uyumluluğun artırılması önem taşıyor.
Siber güvenlik ve AI’ın güvenlik riskleri
AI tabanlı sistemlerin finansal piyasalarda yaygınlaşması, beraberinde yeni nesil siber güvenlik risklerini de getiriyor. Özellikle sahte içeriklerin ve deepfake teknolojilerinin finansal manipülasyon için kullanılması, piyasa güvenliğini tehdit eden önemli bir risk olarak ortaya çıkıyor. 2020’de yaşanan Twitter hack olayı gibi olaylar (2020’de Twitter’da birçok tanınmış kişinin hesaplarının ele geçirilmesiyle gerçekleşen büyük bir siber saldırıdır.
Ünlü kişi ve şirketlerin hesaplarından, takipçilerine sahte Bitcoin bağışı yapılması için mesajlar gönderilmiştir), finansal piyasalarda büyük yankı uyandırabilecek siber güvenlik açıklarını gözler önüne seriyor. Bu riskleri yönetmek için siber güvenlik protokollerinin yeniden gözden geçirilmesi ve AI destekli güvenlik çözümlerinin devreye sokulması, gelecekteki finansal istikrar için hayati bir rol oynuyor.
Küçük yatırımcılar AI’dan nasıl yararlanabilir?
AI’ın gelişimi, küçük yatırımcılar için de büyük fırsatlar sunuyor. Daha önce yalnızca büyük finansal kurumların erişebildiği araçlar ve analiz sistemleri, artık bireysel yatırımcılar tarafından da kullanılabilir hale geldi. Bu durum, piyasa bilgilerine erişimi kolaylaştırarak küçük yatırımcıların daha bilinçli kararlar almasını sağlıyor.Küçük yatırımcıların kullanabileceği AI destekli yatırım platformlarından öne çıkanları şu şekilde özetleyebiliriz:
Robo-danışmanlık hizmetleri sunan uygulamalar, kullanıcıların finansal hedeflerine ve risk toleranslarına uygun kişiselleştirilmiş portföyler oluşturup yönetiyor.Portföy yönetimi için yatırımcılara yardımcı olan araçlar, yapay zekâ kullanarak hisse senedi ve ETF'ler hakkında öneriler sunuyor.Hisse senedi analizleri ve piyasa trendlerine dair yapay zekâ destekli veriler sunan platformlar, yatırımcıların yatırım kararlarını daha bilinçli hale getiriyor. Finansal piyasalardaki hızlı değişikliklere dair erken uyarılar sağlayan ve sosyal medya trendlerini analiz ederek yatırımcıları bilgilendiren uygulamalar öne çıkmaya başladı. Birçok AI platformu, kullanıcılarına finansal eğitim materyalleri sunarak piyasa bilgilerini geliştirmelerine yardımcı olmakta.
Ayrıca, yatırımcıların diğer kullanıcıları takip etmesine ve stratejiler öğrenmesine olanak tanıyan sosyal ticaret platformları, eğitim odaklı bir deneyim sunmakta.Duygusal kararlar nedeniyle riskli işlemleri minimize etmek adına, AI tabanlı risk yönetimi araçları uyarı sistemleri geliştirebilir.Özetle, yapay zekânın sermaye piyasalarına entegrasyonu, yatırım süreçlerini hızlandırırken aynı zamanda yeni riskleri de beraberinde getiriyor. Sermaye piyasalarında yapay zekânın yükselişi, daha hızlı ve verimli bir piyasa yaratırken düzenleyici kurumların ve piyasa aktörlerinin bu yeni ekosisteme uyum sağlaması gerekliliğini doğuruyor. AI’nin getirdiği hız ve yeniliklere rağmen, regülasyonların esnek ve ileriye dönük bir şekilde gelişmesi, sermaye piyasalarının sürdürülebilirliği açısından kritik olacak.
Yapay zekânın finans dünyasında yaratabileceği olası çalkantılara karşı hazırlıklı olmak, bu teknolojiden maksimum fayda sağlamak için zorunlu hale geliyor. Yapay zekânın getirdiği hız, analiz kapasitesi ve erişilebilirlik, küçük yatırımcıların büyük oyuncularla daha eşit bir zeminde rekabet edebilmesine olanak tanıyor. Ancak, başarılı olmak için bu araçları yalnızca destekleyici bir rehber olarak görmek ve uzun vadeli stratejilere odaklanmak şart.