Yapay zeka ömrü uzatır mı?

IBM tarafından geliştirilen Deep Blue süper bilgisayarı, yapay zeka konusunu popüler hale getiren ikonik bir cihaz. Dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov ile 1996 ve 1997 yıllarında karşılaşan Deep Blue, ikinci sene şampiyonu yenmeyi başardı. Aradan geçen 20 yıldan sonra artık çok daha gelişmiş süper bilgisayarlar var. Bunlardan biri yine IBM tarafından geliştirilmiş olan Watson. 

Amerika’nın popüler bilgi yarışmalarından biri olan Jeopardy’nin birincilik ödülü olan 1 milyon doları 2013 yılında Watson kazanmayı başardı. Üstelik internete de bağlı değildi. 2 terabyte’lık diskindeki verileri kullanarak yarışmayı kazanmayı başardı. Operatörlerin müdahalesi olmadan, kendisine sorulan sorulara cevap vererek, yani kendi kendine başardı. 

Tüm bu yaklaşımlarda öncelik şuydu; bol veri ile donatılmış olan bilgisayarlar, önceden yüklenmiş bu verileri kullanarak bir karar alıyorlardı. Şimdi ise durum değişti. Google’un AlphaGo’su gibi sistemler artık yalnızca büyük veriyi kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda deneyim kazanıyor, öğreniyor, kendini geliştiriyor. Yani aynen yeni doğan bir bebeğin zamanla yeni şeyler öğrenmesi gibi büyüyor, öğreniyor.

Peki, öğrenen makinalar hayatımızda ne değiştirecek. Şehirlerin idaresinden havayolu trafiğinin kontrolüne, sigorta sektöründen finansa kadar birçok alanda karar alma yetkilerinin ve işlerin idaresinin makinalara bırakılması gündemde. Ama çok daha önemlisi insan sağlığı ile ilgili konularda yapılan araştırmaların ve kişiye özel tedavilerin keşfinde fark yaratacak sonuçlar ortaya çıkması bekleniyor. 

Özellikle kanser ve diyabet hastalarında önemli gelişmeler sağlanıyor. Kanser hastalarının genetik yapılarına, geçmişlerine, fiziki durumlarına ve hastalıklarının türüne göre bir tedavi yöntemi belirlemek başarılı sonuçlar veriyor. Ancak bunu yaparken tedavinin sürecini de kontrol altında tutmak ve olası tetkik ve laboratuvar sonuçlarından yola çıkarak tedaviyi değiştirmek önemli. Milyonlarca hasta için doktorların tek tek ilgilenmesi ve tedavi yöntemini dinamik olarak değiştirmesi çok zor. Öğrenen makinalar bunu çok daha kolay yapabiliyor. Google AlphaGo şu anda diyabet hastalarının göz sağlıklarında benzer çalışmalara katılmaya başladı bile. Birkaç yıl sonra bu sistemlere erişim kolaylaşacak ve hastanelerde iyi doktorların yanı sıra, karar alma yetisine sahip dijital doktorların istihdam edilmesi gündeme gelecektir.

PokemonGo 

Uzun yıllardır oyun konsolu konusunda pek keyifli haberler vermeyen Nintendo bu sefer turnayı gözünden vurdu. Birçoğunuzun bileceği Pokemon çizgi dizisi Nintendo’nun özellikle el tipi oyun konsollarında oyun olarak bulunuyordu. Şimdi ise Android telefonlara PokemonGo isimli bir oyun geldi. Oyunda amacınız cep telefonunuzun kamerasını kullanarak gerçek hayatta Pokemon avlamak. Augmented Reality teknolojisi sayesinde her an bir sokakta, binanın tepesinde ya da denizin ortasında Pokemona rastlayabilirsiniz. Şimdilik yalnızca Amerika’da kullanılmaya başlanan oyunu birçok kullanıcı çeşitli taklalar atarak farklı ülkelerde kullanmaya başladı bile. Hal böyle olunca birçok firma, pazarlama çalışmasında PokemonGo oyununu kullanmaya başladı bile. Önümüzdeki aylarda PokemonGo markaların çok daha fazla ilgisini çekecek gibi görünüyor.