Yapay zekâ müzik ve sinema endüstrilerini nasıl etkileyecek?

Cem KÜTÜK
Cem KÜTÜK Tersi Düzü [email protected]

Üretken (“generative”) yapay zekâ uygulamaları, müzik, sinema ve oyun alanlarında içerik üretimi için oyun değiştirici bir eğilim olarak gündeme geliyor.

Daha güçlü makine öğrenme modellerinin (örneğin dönüştürücü ve difüzyon modelleri) geliştirilmesi, üretken yapay zekâ uygulamalarının etkinliğini hızla artırması bekleniyor. Her teknolojik inovasyon dalgası kendi kazanan ve kaybedenlerini oluşturuyor.

İçerik sektörünün üç ana inovasyon dalgası üzerinden tarihsel gelişiminde de bunun örneklerini görmek mümkün. 1920-1930 döneminde radyo, 1940-1960 döneminde ise TV yayınlarının yaygınlaşması plak satışları ve sinema izleyici sayılarını azaltırken, bu içeriklerin ulaştığı tüketici kitlesini hızla genişletmişti.

1960-1980 döneminde kaset ve videokasetlerin ortaya çıkışı, paketlenmiş ve her an erişilebilir içerik satışını pazarını tekrar büyütürken Japon kaset üreticilerini ihya etmişti. 2000’lerin başında internetin ortaya çıkması ise dosya paylaşmayı ve çevrimiçi video erişimini mümkün kılarak sektörün gelir modelini teknoloji şirketleri, portaller ve çevrimiçi yayıncılık (Youtube, Spotify vd.) lehine değişime uğrattı.

Üretken yapay zekâ uygulamaları bağımsız stüdyoların ve yaratıcı bireylerin içerik üretim faaliyetlerini kolaylaştıracak. İçerik üretiminde maliyetlerin düşürülmesi ve telife tabi olmayan içeriklerin hacimli şekilde üretimi, sektör lideri küresel devlerin (Hollywood Stüdyoları, müzik yapım şirketleri, oyun şirketleri) iş modellerini doğrudan sarsacak.

Günümüzde sektörün dev oyuncularının ciddi bütçelerle ürettiği yapımlar, mütevazı bütçelerle gerçekleştirilen daha yaratıcı yapımları gerek dağıtım kanallarında gerekse nihai tüketicinin dikkatinde geride bırakabiliyor. İçerik üretim süreçlerinin kolaylaşması bütçe gereksinimlerini sınırlayacağından rekabeti kızıştıracak. Ancak tanıtım ve yapımlar/ konseptler arasında sinerji imkanları büyük endüstri oyuncularının elini güçlü kılmayı sürdürecek.

Hollywood için bir animasyon filminin üretim maliyetinin ortalama 100-200 Milyon $ düzeyinde olduğu düşünüldüğünde, bağımsız stüdyoların rakip olabilecek iddialı yapımları finanse edebilmesinin zorluğu netleşiyor.

Mevcut rekabet ve maliyet ortamında bu tür yapımlar bağımsız stüdyolar için ilaç geliştirmek kadar riskli projeler. Ancak yapay zekânın desteği “know-how,” üretim ve finansmanda taraflar arasındaki bilgi, beceri ve kaynak farkını kapatabilir. Yüksek çeşitlilik arz eden içeriğin yüksek hacimde üretilebilmesi, özellikle müzik endüstrisinde şarkıcıların önceki albümlerine olan ilgiyi de düşürebileceğinden, oluşabilecek kayıp yalnızca yeni yapımlarla sınırlı kalmayarak, endüstri için çok önemli bir gelir kaynağı olan katalog değerlerini de düşürebilir.

Video kategorisinde (Youtube, Tiktok, Baidu Video vd.) yaşamakta olduğumuz içerik üretiminin “demokratikleşmesi”, yapay zekâ uygulamaları üzerinden müzik, sinema ve nihayetinde dijital ve basılı yayıncılığa da sirayet edecek gibi gözüküyor. Bu yaratıcılık patlamasının nitelik ve kalite bakımından içerik üretimini nereye taşıyabileceğini, medya ve eğlence sektörleri başta olmak üzere ekonomik ve toplumsal etkilerini yaşayarak görmek bizlere ilginç bir deneyim sunacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yıl biterken manzara 12 Kasım 2024
Yeni altına hücum 06 Haziran 2024
Bilançoların dili olsa 07 Mayıs 2024