Yapay zekâ güvenliği zirvesi
1 -2 Kasım 2023 tarihlerinde İngiltere, Bletchley Park'ta düzenlenen Yapay Zekâ Güvenliği Zirvesi'nde (AI Safety Summit) gerçekleştirilen tartışmalar, hükümetlerden, önde gelen yapay zekâ şirketlerinden, sivil toplumdan ve akademiden uluslararası paydaşları biraraya getirdi.
Bu önemli zirvede yapay zekânın 2028'e kadar olan öncelikleri ve stratejik geleceği farklı oturumlarda masaya yatırıldı.
Birleşik Krallık Hükümeti Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden’ın yönettiği oturum, yapay zekânın dünya genelinde getirebileceği büyük fırsatları ve beraberinde getirdiği riskleri değerlendirmeye odaklandı.
Güvence sağlamak şart
Yapay zekânın inanılmaz potansiyelini kabul etmek, geleceğin inşasında kritik bir adım olarak öne çıkıyor. Kabul etmek gerekiyor ki bu, riskleri ele almamızı ve fırsatları toplumun tamamının yararına kullanmamıza yardımcı olacaktır. Özellikle yenilikçi yapay zekâ uygulamaları, yeni çözümler bulmak için büyük bir potansiyele sahip durumda.
Kamu hizmetlerine daha kolay erişimden tıbbi gelişmelere ve iklim krizlerine hızlı ve etkili müdahalelere kadar, yapay zekâ pek çok alanda somut etkiler yaratabilir. Bununla birlikte bu teknolojilerin etik ve sorumlu bir şekilde kullanıldığından emin olmak için güvence sağlamamız da gerekiyor.
Diğer yandan fırsatları gerçekleştirmek için becerilere yatırım yapmak da hayati önem taşıyor. Bu, hükümetlerin teknik kapasitelerini artırmanın yanısıra genel toplumun beceri gelişimini desteklemeyi de içeriyor. Akademik ve iş dünyası arasında iş birliği yapan kurumlar, önümüzdeki dönemde de yapay zekâ güvenliği konusunda önemli bir rol oynayacaklar. Bu süreçte akademik dünya ve sivil toplum işbirliği, yapay zekânın sunduğu avantajları maksimize etmemize yardımcı olacaktır.
Dönüştürücü teknoloji
Bilim, İnovasyon ve Teknoloji Bakanı Michelle Donelan’ın yönettiği oturumda ise yapay zekâ ile ilgili gelecekteki işbirliği için eylem planları ve sonraki adımlar üzerine çalışmalar paylaşıldı. Dezenformasyon ve derin sahtekârlıkla (Deep fake) ilgili güvenlik riskleri de bu oturumda, uluslararası işbirliği perspektifi ile ele alındı.
Görünen o ki, bu riskin seçimlere etkisi konusundaki endişeler, yaklaşan seçimlerle birlikte daha da önem kazanmış durumda. Büyük çoğunluğun kabul ettiği üzere yapay zekâ, geleceğin dönüşümünü hızlandırabilir ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma çabalarına destek olabilir.
Bu nedenle uluslararası işbirliği ve bilgi paylaşımı, yapay zekânın potansiyelini toplumun iyiliği için en iyi şekilde kullanma yolunda önemli bir role sahip. Yapay zekânın şu anda hayatımızın birçok alanında nasıl fayda sağladığını ve bu teknolojinin gelecekteki uluslararası iş birliği için neden önemli olduğunu tartışmak elbette ki insanlık adına kritik bir adım.
Daha iyi kamu hizmetleri, dolandırıcılıkla mücadele, dil çevirisi, iklim değişikliği, sağlık hizmetleri, finansal hizmetler ve enerji verimliliği gibi konularda yapay zekâ önemli bir aktör durumuna geldi. Zirvenin sonunda ortaya çıkan en çarpıcı mutabakat ise yapay zekânın, dünya genelinde daha fazla işbirliği ve anlayış gerektiren dönüştürücü bir teknoloji olduğu gerçeği oldu. Tabi ki bu teknolojinin potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için ülkelerin birlikte çalışması, öğrenmesi ve bilgi paylaşması hayati önem taşıyor.
Bazen sıradan olanı görmek zordur
Sevdiğim bilim kurgu yazarlarından Isaac Asimov’un, yapay zekâya referans veren ‘Üç Robot Yasası’nın da yer aldığı ve birbirinden güzel kısa öykülerden oluşan “Ben, Robot” kitabından bir alıntı ile bitirmek istiyorum: “Haklısın. Fakat bazen sıradan olanı görmek zordur. İnsanlar, 'burnunun ucundaki şeyi' görememekten yakınır. İyi de karşında bir ayna yoksa, burnunun ne kadarını görebilirsin ki?" İşte tüm bu çabalar da yanı başımızdaki dijital geleceğe uyum sağlamamızı hızlandıracaktır. Güzel bir gelecek için…