Yanlışın büyüğünü Pereira yaptı
UEFA Şampiyonlar Ligi 3. Eleme turu ilk maçında sahasında Ukrayna temsilcisi Shakhtar Donetsk’i ağırlayan Fenerbahçe, maçtan 0-0’lık beraberlikle ayrılarak, turu “keskin bıçak misali geçecek” ikinci maça bıraktı. Henüz iki takım için de sezonun başı olmasına karşın bu alanda Fenerbahçe’nin handikabı daha büyüktü. Rakip 3 resmi maç oynayarak buraya gelirken, sarı-lacivertli temsilcimiz sadece hazırlık karşılaşmaları oynamıştı. Kamp döneminde oynanan hazırlık maçlarının sonucu ne olursa olsun rekabetin tavan yaptığı böylesi karşılaşmalara fazla ışık tutmadığını bir kez daha görmüş olduk. Mircea Lucescu’nun takımı önemli aslarını kaybedip yerlerini doldurmadıktan sonra takım kurgusu ve taktik disiplinle maçlara tutunur hale gelmiş. Futbolcu değerlemesine göre 23 milyon euro ederi olan Alex Teixeira, Ukrayna takımının en büyük silahı ki, maç içinde zaman zaman gösterdiği etkinlikle ne denli tehlikeli bir futbolcu olduğunu ispatladı. Buna mukabil Fenerbahçe’nin dillerden düşmeyen yıldızları, ilk maçlarında biraz daha zamana ihtiyaç duyduklarını anlatmak ister gibiydiler.
İlk 45 dakika
Maça ilişkin yapılacak değerlendirmede, Fenerbahçe’nin aynı anda hem Gökhan Gönül’den hem de Şener Özbayraklı’dan yoksun kaldığı mutlaka göz önünde bulundurulmalı. Bu iki ismin yokluğunda Vitor Pereira savunmanın sağında formayı Hasan Ali Kaldırım’a teslim etti ve doğal olarak fazla verim alamadı. İşin doğrusu, böylesi bir durumda Fenerbahçe kadrosunda o pozisyonu hakkıyla doldurabilecek bir isim de zaten yok. Bu noktada Vitor Pereira’yı anlayışla karşılamak lazım. Öte yandan sarı-lacivertli takımın ilk 45 dakikada oynadığı futbol için ise Pereira’yı sonuna kadar eleştiriyorum. İleride Sow – Fernandao ikilisiyle başladığınız bir maçta Nani ve Diego’ya bu kadar serbestlik verirseniz, Volkan yapacağı kurtarışlarla her zaman sizi ipten alamayabilir. Zaten karakter olarak baskın futbol oynamayan ve kontrollü bir oyun tarzını benimseyen Shakhtar, ilk 45 dakikada yüzde yüzlük üç pozisyonu harcadı. Daha doğrusu Volkan’ı geçemedi. Dost acı söyler; rakip tempoyu yüksek tutan bir İngiliz takımı olsa, Fenerbahçe ilk resmi maçtan sonra karışırdı. Muhtemelen ben de Fenerbahçe teknik direktörü olsam bu forvet bolluğunda ileride ikili oynamayı düşünürüm ancak orta alandaki zaafın bu kadar göz ardı edilmesi açıkçası beni şaşırttı. İkinci devre başladığında Vitor Pereira’nın yukarıda bahsettiğimiz taktik arızalara çözüm üretmeye çalıştığını gördük. Top rakibe geçtiğinde Sow sol kanada yardım getirirken, Nani taktik disipline daha sadık ve bulunduğu kanatta daha etkili pres yapan bir görüntüdeydi. Diego da ikinci devredeki koşu performansıyla göze batan oyuncular arasında yerini aldı. Tabi bu noktada koşu mesafesiyle top kapmanın ya da mücadelenin aynı şeyler olmadığını hatırlamak zorundayız. İkinci 45 dakikadaki gözle görülür değişikliklerden bir diğeri de Hasan Ali, Kjaer, Alves ve Caner’den oluşan savunma bloğunun santraya kadar çıkarak alan daraltmasıydı. Etkili presle birleştiğinde bu anlayışın rakibin hücum varyasyonlarını sınırlayabileceği ortada. Nitekim Fenerbahçe de ikinci 45 dakikada daha olumlu bir performans sergiledi. Bu konudaki çekincem, savunmada derinliğin kaybolması ve Kjaer ile Alves’in geniş alanda yakalandıklarında hızlı hücumculara karşı dezavantajlı duruma düşmesi. Bunun gerçeklenmesi hiç arzu etmediğimiz bir durum olmasına karşın ikinci maç için böyle bir ihtimal ufukta gözüküyor.
Özetle, bu skor muhtemelen Mircea Lucescu’yu memnun etmiştir ancak Fenerbahçe Ukrayna deplasmanında ilk golü bulacak olursa, rakibinin bütün sistemini bozabilir. Lucescu’yu Türkiye günlerinden gayet iyi tanıyoruz. Kurt hoca yenecek bir golün doğuracağı handikabı bildiğinden büyük olasılıkla rövanş maçında da savunma güvenliğini elden bırakmayacaktır. Ve eminim notlarını yazdığı bir defteri varsa, Fenerbahçe’nin ikinci bölgedeki handikabını koyu renk bir kalemle yazıp, yanına da “presle kazandığın toplarda stoperlerin arkasına adam kaçır” diye eklemiştir. Şahsi fikrim, rövanş maçında Fenerbahçe’nin kenardan iyi yönetilmeye fazlasıyla ihtiyacı olacağı yönünde. Elbette yıldızlarına da…