Yanlış varsayımlar ve esnekliği olmayan stratejiler

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Tehlike ile fırsatı kısa vadeli spekülatif bir bakış açısı ile ayırt etmeye çalışmak, yapmak istediklerimizi engelleyen değişkenleri en ciddi sorun olarak ön plana çıkarmak gibi eğilimler orta-uzun vadede ciddi sıkıntılar yaratabiliyor. Böyle bir bakış açısının iş dünyasında egemen olması genelde gelişmekte olan ekonomilerde yaşanıyor aklın etkin kullanımını engelliyor ve büyük bir ihtimalle içinden çıkılmaz bir kaosa dönüşebiliyor. Bizim işdünyamız da benzer nitelikte ciddi hatalar yaptı ve 2000'li yıllarda yaşanan eğilimlerin sürdürülebilir olmadığını ihmal ederek esnekliği olmayan stratejilerde ısrar etti. Küresel koşulların bozulmayacağı, düşük enflasyonun büyümeden daha önemli olduğu varsayıldı, hesapsızca sektörel dengesizliklerin büyümesine yeşil ışık yakıldı. Evdeki hesaplar tutmayınca her kafadan bir ses çıkmaya başladı.

2000'li yılların ilk yarısında kalıcı olmayacağı bilinen kısır varsayımları savunanların bir kısmı Türkiye'nin de ya euro kullanmaya başlaması yada Para Kurulu sistemine geçmesini hararetle savunuyordu. Bugün euro bölgesinde yaşananlardan sonra kimse böyle bir şeyi savunamıyor... Ekonomi durgunlaşsa bile cari açığın yüksek düzeyde kalması, üç talebin kalıcı olarak daralması, enflasyonun yukarı yönde dalgalı seyir izleyerek beklentileri bozması, sermaye hareketlerinin yön değiştirmesine bağlı olarak Türk Lirası'nın değer kaybetmesi, menkul ve gayri menkul şeklindeki varlık değerlerinin kalıcı olarak gerilemesi ve bilançoları yıpratması gibi olasılıklar uzunca bir süre yaşanmayacağı varsayımına göre alındı, fakat euro örneğinde olduğu gibi yanlış önermeden yana olanların rahatsızlığı büyümeye başladı. Siyasi irade ve yetkili kurumlar değişen koşulları dikkate alarak geçte olsa bir şeyler yapmaya çalıştığında hazım sorunları yaşandı, itirazlar yükseldi. Belli ki siyasi irade ve yetkili kurumlar tarih olmaya başlayan rüzgarlarla sörf yapmışlar ve iş dünyasının stratejisine işlerine geldiği sürece pek önem vermemişler, fakat çöken varsayımlar ile iş aleminden gelen baskılar arasında sıkışınca bir süre şaşkınlık geçirip zaman kaybetmişler. Aşırılıkların zorlanmasına izin vermiş olmanın telaşı ise yeni uygulamaların devreye girmesini zorunlu kılmış.

Fakat ortada çok ciddi bir sorun var mali sektör ve inşaat gibi hizmet sektörlerinin bugünün koşulları ile uzlaşması kolay olmayacak. Üstelik siyasi irade ve yetkili kurumların kafası da karışık! Herkesi memnun edemeyeceklerini biliyorlar fakat gereğini yapmakta yaşanan tutukluğu engelleyemiyorlar. Bugüne kadar yaptıkları muhtelif af ve borç yapılandırmalarından çok daha kapsamlılarına mecbur kalacaklarını belki de hiç hesaba katmıyorlar. İş dünyasının benimsemiş olduğu stratejilerin varsayım ve şartlardaki değişime tahammülsüzlüğü olası sonuçlar üzerinde belirleyici olacak gibi görünüyor. Zira bu durum siyasi irade ve yetkili kurumların da hareket yeteneğini sınırlıyor, sınırlamaya devam edecek, yapılması gerekenler gereği gibi yapılamayacak. Türk Lirası'nın daha fazla değer kaybının olası etkilerini sınırlama ihtiyacı riskin kamuya transferine yol açacak ama yine de yeterli olmayacak. İnşaat sektöründe göz göre göre yaratılan arz fazlasının hem varlık değerlerini eritmemesi ve bilançoları yıpratmaması, hem de bir yandan cari açığın kapanması ve döviz girişi yaratması için mütekabiliyeti kaldıralım! Akaryakıt üretiminde yerli katkı kullanımını arttıralım! Sormak gerekiyor bugüne kadar aklımız neredeydi? Böyle olabileceği öngörülebiliyor ise neden aşırılıklara ve bu süreçte büyük kaynak israfına izin verildi? Para politikası 2010 yılına kadar Türk Lirası'nın aşırı değerli kalmasına hizmet edecek şekilde neden belirlendi ve sorunların ağırlaşmasına izin verildi?

Çok kazanıyoruz sanıp daha fazlasını kaybetme riskiyle karşılaşmak, bir kısmını kurtarmayı ise başarı saymak nedir? Kendinizi ve size güvenerek peşinize güvenenleri aldatmaktır. Yanlış varsayımların peşine takılmanın bedeli ağırdır ve yaşların yanında kurularında yanması kaçınılmazdır...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar