Yanlış teşhise dayalı umutlar filizlenemiyor!
Bu haftanın ilk yarısı genelinde yaşananlar, algıları yönlendirme konusunda son bir girişimin devreye sokulduğunu düşündürüyor! Bu konuda kısmen de olsa başarılı olunabilmesinin, sorunların ağırlaşması pahasına günün kurtarılması dışında bir anlam taşımayacağı gerçeği ihmal ediliyor. Yeni bir umut yaratmak ve bunu yaşatmak için, sorunlardan bağımsız olarak sadece faiz düşürmeye odaklanmak sağlıklı düşünmeyi zorlaştırıyor; benzer yaklaşımlar nedeniyle bu duruma düştüğümüz unutuluyor! Taşıyıcı kolonların aşınmasına yol veriliyor!
Tam bir hafta sonra Merkez Bankası Para Piyasaları Kurulu toplanacak; ekonomi yönetimi, faiz düşürmeye devam edilmesi için altyapı hazırlamak adına diğer tüm konuları geri plana itmiş gibi görünüyor. Bu haftanın ilk iki gününde açıklanan ikinci çeyrek büyüme ve ağustos ayı enflasyon rakamları ile birlikte finansal piyasalar üzerindeki baskılar farklı bir boyuta tırmandırılıyor. Rakamların beklenenden daha iyi çıkması ve küresel belirsizliğe ilişkin bazı unsurlar abartılıyor; TL7nin değerlenmesi ve beklentilerin daha iyimser hale getirilmesi için ne gerekiyor ise yapılıyor.
Yaratılmaya çalışılan algı ile gerçekler arasındaki farkın büyüyor ve sorunların ağırlaştırıyor olması, bu operasyonu tasarlayanları pek ilgilendirmiyor! Sadece güvensizlikteki artışı, faiz düşüşü ve para bolluğu ile aşabileceklerini varsayıyorlar; başka türlü ekonomik beklentilerin kötüye gidişini yavaşlatamıyorlar!
Son bir yıl genelinde, ekonomimize ilişkin istatistiklere yönelik güvensizlikte çok ciddi bir artış var! Siyasi baskıların, beklentileri yönlendirmek ve gelişmeleri kontrol altında tutmak adına istatistik hesapların sonuçlarını etkilemeye çalışması iyi niyetli bir girişim sayılamaz. Özellikle enflasyonla mücadele konusu ve bunun istatistik hesaplarına yansıması, kurallı piyasa anlayışından ve bunun için gerekli altyapıdan uzaklaştığımıza işaret ediyor.
Enflasyonu olduğundan düşük göstermek için her yolu zorlarsanız, sorunların ağırlaşma hızını yükseltmiş olursunuz. Enflasyonun olduğundan düşük görünmesi için yapılanlar, ekonomik daralmanın ve sorunlardaki ağırlaşmanın olduğundan düşük görünmesine sebep olabilir; bu süreçte devreye sokulabilecek yanlış teşhis ve tedavi girişimleri hayati kırılganlıkların sebebi haline dönüşebilir!
Bu yılın ikinci çeyreğinde ekonomimiz yüzde 1.5 oranında daralmış! Hane halkı tüketimindeki daralma yüzde 1.1 ile sınırlı kalmış! Kusura bakmayın, iç talepteki daralmaya ilişkin oran kesinlikle gerçekçi görünmüyor. Kredi sıkıntısının yoğunlaştığı, gıda maddesi fiyatlarındaki artışların tanzim satışları zorlayacak kadar anormalleştiği, dayanıklı tüketim malı talebinin tam anlamı ile çöktüğü ve yaşam standardının yüksek oranda gerilediği koşullarda açıklanan bu rakamlar gerçeği yansıtıyor olamaz.
Son bir yılda enflasyon rakamları ile fazla oynandığı için, kullanılan deflatörler ekonomik daralmayı olduğundan çok daha düşük gösteriyor! Tarımsal katma değerdeki gerilemeyi, artış olarak resmediyor! Son bir yıldır, akut bir krizin pençesindeyiz ve ağır hasarlıyız! Bu durumu dikkate alan daha radikal tedavi yaklaşımlarına ihtiyacımız var; daha fazla yanlış teşhise dayalı göz boyamaya ve daha fazla dopinge tahammülümüz yok! Göle maya çalma türünden, ya tutarsa anlayışına dayalı denemelere ise hiç tahammül kalmadı!
Talimatla enflasyon rakamları olduğundan düşük çıkacak şekilde kurgulanasın; yine buna bağlı olarak üççeyrektir hüküm süren ekonomik daralma olduğundan çok daha düşük görünsün! Ciddi bir sorunumuz yokmuş masalı ile beklenti operasyonları ivmelendirilsin. Enflasyonun olduğundan düşük görünmesi tek başına yeterli olmadığı için tanzim satışlar ile döviz kuru geriletilsin; küresel olumsuzluklar menşei belirsiz ve yüksek kaldıraçlı işlemler ile bizi fazla etkilemiyormuş gibi dekor hazırlansın! Merkez Bankası para politikasını hesapsız bir şekilde gevşetsin, buna yönelik tepkileri azaltacak tüm operasyonlar devreye sokulsun!
Uzun süredir hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız türden gelişmelerin devrede olduğunu gözlemliyoruz; bu yaklaşımları sorunları çözmekten çok birilerini aldatmak veya aldanmaya zorlamakla ilgili olduğunu düşünüyoruz! Ekonomi Yönetimlerinin bu tür yaklaşımlarda ısrarlı olmasının kırılganlıkları artırmak ve sorunları ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramayacağını görebiliyoruz!