Yanlış anlaşılma söz konusu değil!

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşmalarda söylediklerine karşı yaygın tepkiler oluşunca, yanlış anlaşıldığı, sözlerinin kasıtlı olarak saptırıldığı ileri sürülüyor. Bazen bu saptırmalar dış düşmanlarımızla, bazen giderek bulanıklaşan paralel yapı denilen bir merci ile ilişkilendiriliyor. Söylenenlerin saptırılması yöntemi siyasette kullanılırsa da, karşı karşıya bulunduğumuz durumun sözlerin saptırılmasından kaynaklandığı net değildir. Olayı örneklerle tahlil etmeye çalışalım. 

Cumhurbaşkanımız birkaç gün önce yaptığı bir konuşmada “Adalet arıyorum!” diye yakındı. Sözlerinden neyi kastettiğini açıklarken anlaşıldı ki, Cumhurbaşkanımız bizatihi adalet yokluğundan değil, adaletin verdiği kararların kendisini memnun etmemesinden yakınıyor. Adaletin yavaş işlemesinden şikayetçi; biz de öyle; adaletin daha hızlı tecellisinin sağlanması lazım. Zamanında işlemeyen adaletin tatmin edici olmadığı, hatta adaletsizlik oluşturduğu hep söylenir. Çözüm sorumluluğunun kime ait olduğunu söylemeye hacet yok. Sorunu giderecek tedbirleri düşünmesi, alması, uygulaması gereken merci hükümettir. Bu konuda fazla çalışma yapıldığından emin olamıyorum. Buna karşılık, Cumhurbaşkanımızın diğer şikayet konusu, yargı kararlarının kendisini memnun etmemesidir. Demokratik yapının tasarımında bağımsız olarak yapılandırılması, yargının icranın memnun olmayacağı kararlar alabilme yetkisini haiz olmasının, denetleme- dengeleme bakımından gerekli görülmesinden ileri gelir. Dolayısıyla 
Cumhurbaşkanımız “adalet” isterken, çoğunluğun iradesini kendisinin temsil ettiği verisinden yola çıkarak aslında yargının denetiminden azat olmak istemektedir. Cumhurbaşkanımız, yine geçen hafta yaptığı bir başka konuşmada “kadın ve erkek eşit değildir, fıtratları farklıdır” düşüncesini serdettiler. Sözler ulusal ve uluslararası düzeyde eleştiri ve mizah konusu oldu. Orta Çağ ve öncesinden itibaren fıtri farklar üzerine bina edilen ve kadınların erkeklerin egemenliğine girmesini meşrulaştıran kadın- erkek ayırımını kaldırmak için çağımızda uzun mücadeleler verildi ve bir hayli yol alındı. Konunun özünde cinsiyet farkının kişinin yapmak istediklerinin önüne bir engel olarak çıkarılmasını önlemek yatmaktadır. Kadın veya erkek, cinsiyeti dolayısıyla mahrumiyetlere uğramamalı, uğratılmamalı, herkesin özlediği mesleği icra edebilmesine, kamunun desteği de sağlanarak, olanak tanınmalıdır. 

Cumhurbaşkanımız birçok konuda farklı düşünüyor. Düşünceleri günümüzün ileri toplumlarında kabul görmüyor, daha önceki dönemlere aitmiş gibi değerlendiriliyor. Tepkiler karşısında, eleştirenleri yanlış anlamakla itham etmek ve kötü niyetle suçlamaya gerek yok. Yanlış anlaşılmak söz konusu değildir. En üst düzeyde çağdaş demokrasilerde yadırganan bir düşünce sisteminin savunuculuğu yapılmaktadır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019