Yanıtsız kalan sorular ve ağırlaşan sorunlar

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Bu hafta başında para otoritemiz tarafından hazırlanan Enflasyon Raporunun sunumu yapıldı. Beklentileri olumsuz yönde farklılaştıran gelişmelere rağmen, yılsonu enflasyon tahmininde önemli bir değişikliğe gidilmemiş. Ayrıca, son haftalarda ek belirsizlikler yaratan bazı teknik tartışmalara ilişkin tatmin edici açıklama umutları ise yanıtsız kaldı.

Para otoritemize göre yıl sonu enflasyon yüzde 14,6 düzeyinde olabilir. Bu öngörünün Aralık ayından bu yana aşağı yönde güncellendiği gözleniyor. Muhtemelen yönlendirme amacı ve olanakların sınırlı oluşu, açıklanan sonuç üzerinde belirleyici olmuş!

Petrol fiyatındaki artış, döviz kurlarında dolaylı müdahalelere rağmen engellenemeyen yükseliş ve gıda fiyatlarındaki kontrol dışına çıkan yükseliş eğilimi görmezden gelinmiş. Bunları hesaba katanlar nezdinde para otoritesinin itibarı azalıyor. Kurallı piyasa anlayışından uzaklaşıldığı, araç bağımsızlığının korunamadığı yönündeki endişeler güçleniyor. Ortaya çıkan kısır döngü kırılganlığı artırıyor. Durum böyle olunca döviz rezervlerine ve faizlerin kullanımına ilişkin endişeler ön plana çıkıyor, sistemi oluşturan kurumsal yapıya yönelik güvensizlik büyüyor.
Belki de, ne olup bittiğini anlamak için 2018 yılı Ağustos ayındaki kur şoku sonrasında yaşananları yeniden değerlendirmek gerekiyor. Eylül ayında sunumu yapılan Yeni Ekonomi Programında, ön plana çıkarılan unsurlardan biri para otoritemizin bağımsızlığı idi. Fakat devamında talimatla piyasaların yönlendirilmeye çalışılması ve fiilen kurallı piyasa anlayışının askıya alınması, hem kafaları karıştırdı ve hem de yerel seçimler sonrasında normale dönülebilmesini zorlaştırdı.

Nisan ayında açıklanan Yapısal Reform Adımları konulu yetersiz tasarım, kaynak sıkıntısı konusundaki belirsizliği önemli ölçüde yükseltti. Hemen sonrasındaki Merkez Bankası Para Piyasaları Kurulu Toplantısından çıkan karar metninde, gerekirse ek sıkılaştırma yapılabileceği ifadesinin buharlaşması sıkıntı yarattı ve döviz rezervlerine ilişkin endişeler alevlendi. Yerleşiklerin tercihlerine yansıyan güvensizliğin bir türlü kırılamaması da, beklentileri olumsuzlaştıran önemli faktörlerden biri oldu.

Para otoritesi olumsuzlaşan eğilimleri dikkate alarak enflasyon tahminini yükseltse, ek sıkılaştırma konusunda harekete geçmesi gerekecek; fakat bu kez siyasilerin denkleştiremediği hesaplar iyice bozulacak. Hesap bozulmasın isteniyor ise, para otoritesi yıpranma pahasına gerçekleri bir kenara bırakıp ihtiyaçlara göre beklentileri şekillendirmeye çalışacak! Eğer başarılı olamaz ise ciddi sıkıntılar yaşanacak ve devamında tüm hesapların yeniden yapılması gerekecek!

Kurallı piyasa anlayışını askıya alıp talimatlar ile finansal eğilimleri yönlendirmeye çalışmak, gemileri yakmak gibidir ve eski normale dönüş olanağı büyük ölçüde tükenir. Bu koşullarda para otoritesinin bağımsızlığı konusu, sözde kalmaktan öteye gidemeyebilir. Para otoritemizin yetkilileri de fiili durumu açıklamakta çok zorlanır ve bu durumdan olumsuz etkilenecek olanlar da güvensizliği büyüyenler kervanına katılır; sorunlar iyice ağırlaşır ve dengesizlikler büyür. Hazine ve Maliye Bakanı, son altı ay içinde görüştüğü yabancı yatırımcılara, yerel seçimler sonrasında kurallı piyasa anlayışına dönüleceği mesajını vermiş; fakat son bir ay genelindeki eğilimler ve para otoritemizin söylemleri bunu teyit edemiyor.

Bu haftanın son iş gününde Nisan ayı enflasyon rakamları açıklanacak. Muhtemelen enflasyon baskılarında ve geleceğe yönelik beklentilerde önemli bir değişiklik yaşanmayacak. Gıda enflasyonunun kontrol altına alınamadığı bir kez daha görülecek. Bu aşamadan sonra bazı şeyler değişmeyecek! Ekonomi Yönetimi yaptığı eksik ve yetersiz hesaplarda ısrar etmek istiyor ise, son bir girişimle istatistikler ile oynayarak her şeyi olduğundan iyi göstermek zorunda kalabilir ve bunun işe yaraması pek mümkün olamayabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar